ASYA

26. Bölüm

2 Hafta Sonra

Lütfen okullar geri kapanabilir mi?

Ya iki haftadır okula gidiyordum ve gerçekten yaşlandığımı hissediyorum. Ben kolej olunca daha rahat ederim sanıyordum içimizden geçmeleri şaka mı?

Samimiyetsiz biyolojici ilk haftadan konu bitirmişti konu. Daha adamın ismini bilmiyorum gelmiş bana insan solunumunu anlatıyor. İkinci haftada ise asla hız kesmeden takır takır ders işliyordu.

Felsefeci desen ayrı kafa. Hayır adamın bir sorunu yok, Giray elinde taşla geziyor felsefecinin kafasına fırlatmak için. Çocuk ağır müslümandı ve felsefe dersinden nefret ediyordu.

Geçinebildiğim birkaç hoca vardı elbette. Mesela matematikçi, adam derslere gelir gelmez geometri işlemişti ve geometri benim en iyi olduğum alandı.

"Asya biliyor musun ben senin şizofren olduğunu düşünüyorum." dedi Giray birden. Al işte yine başlıyorduk.

"Ne alaka ya?" diyerek beni savunmaya geçti Damla. "Niye kıza öyle diyorsun?"

Giray derin bir nefes aldı ve başladı. "Ya abi bu dünyada geometri çözen insan net şizofrendir. Çünkü normal bir insanın bir üçgene bakınca hiçbir şekilde o kadar şey çıkabilmesinin imkanı yok." İsyanlar içinde konuştu. "Yok ya gerçekten yok. Hani seninki de göz benimki de göz niye böyle oluyor sen görüyorsun ben görmüyorum? Onu oradan çıkarın bu buna eşit şu paralelkenar nereden biliyorsun ya?" Hızını alamadı ve sesi yükseldi. Sanırım geometriden nefret ediyordu. "Ben bunu başka bir yerde yazsam derler ki götünden mi salıyorsun, böyle soru mu çözülür?" Ellerini yüzüne gömdü ve nefes almadan konuşmaya devam etti. "Ya soruda rakam yok bak rakam yok sorunun cevap şıkları 2 bölü 5, 4 kök 3, 243 bölü 56. Bu ne abi soruda sayı yoktu ki. Sayfadaki tek sayı sorunun kaçıncı soru olduğunu belirten sayı. Onun dışında bir tane üçgen veriyor ve üstünde rakam yok hani rakam olsa anlarım şıkları ama rakam da yok!"

Dehşet içinde bakakaldım Giray'a. Yazık çocuk geometriye karşı kendini yıllardır biriktiriyor olmalı.

Asya sanırım kendimiz gibi deli birini bulduk.

"Giray sen geometri çözme Allah için. Geometri, ondan bu kadar nefret ettiğini bilse kendi kendine çözülürdü." Ecrin ona bir su uzattı. Kaç kelime kurmuştu o manyak?

Giray hevesle baktı. "Sınavda kopya versene bana."

"Bakarız o zamana daha sınavlara çok var."

"3 hafta kaldı."

Şaşkınlıkla bakakaldım. "Nasıl?"

"Okul zaten geç açıldı sınavlar tam tarihinde yapılmak zorunda." Damla'nın sözleri teker teker zihnime kazındı. Ya okul daha yeni açıldı ne sınavı?

Efkarlı bir şekilde başıma Ecrin'in omzuna yasladım. 3 ay kocaman tatilden sonra ders çalışmak çok zor geliyordu. "Ecrin ben bırakıyorum okulu." Ne kadar şaka yapıyor olsam da bu yaptığın en iğrenç şakaydı. Hayır Asya biz okuyup adam gibi adam olacağız.

💪🏼💪🏼

"Fiziğine de, kimyasına da, biyolojisine de." Defterimi sertçe kapattım. "Başlarım edebiyatına da feslefesine de." Şu an hiçbir ders benim psikolojimden önemli değildi. Daha da kötüsü fizik yapamıyordum.

Aslında okumayı bırakıp Ankara'da pavyon açsam çok iyi para kazanırım.

Derin derin nefesler alarak fizik defterimi tekrar açtım. "Allah'ım kağıdı yiyeceğim lütfen beynime sok şu bilgileri." Ya benim salak olma imkanım yoktu, dersteyken Ege abim de düzgün anlatıyordu ama asıl soru hiçbirimiz hiçbir şeyi anlamıyorduk. Fizik öyle bir dersti ki adamlar 4 yıl üniversitesini okuyordu ama yine de yapamıyorlardı.