48. Bölüm

4.4K 518 325
                                    

Kıyamadım arkadaşlar çok geçmeyeceğim içinizden, fazlaca acı bize yazar içerikli yorum okudum. Acıdım, çok bir şey yapmadım hadi yine iyisiniz.

Bölümleri tam olarak anlamadan okuyan birkaç kişiyi gördüm. Arkadaşlar Asya'nın uyuşturucu aldığı zamanda Alp'in ağzından bir bölüm okumuştuk. O bölümde Alp'in Egemen'i sevmediğini, zerre hoşlanmadığını yazmıştım. Egemen'i Asya'nın yanında görmek istemiyor çünkü o düzgün bir çocuk değil, kötü alışkanlıkları var, Asya'nın yanında farklı gayet düzgün davranan ama teklikeli tekin olmayan bir çocuktu. Alp de bu yüzden Asya'nın yanında görmek istemediği için Egemen'i nazikçe(!) uyardı. Biz sadece uyardığı kısmı okumadık. Alpciğimiz keyfinden uzaklaştırmadı Egemeni. Alp'im bir şey yaptıysa haklıdır.

Bölüm Şarkıları:
Kalben - Yara
So My Darling - Acoustic
Vugar - Beni Neden Sevmedin
.
.
.
.
.
.
.

Soğuğu hissedebiliyorum. Güneşin çoktan bizi terk edip gittiğini, diğer öğrencilerin sesinin yok olduğunu hissedebiliyorum. Kalbimin ne kadar hızlı attığını ve elinden gelse bedenimi bırakıp sakin bir yere gitmek istediğini hissedebiliyorum.

Üşüyorum.

Egemen yine ısrar etti. Onun koyu kahve gözlerinde kayboldum. "Kaç yıllık arkadaşınım Asya. Hiç mi hatrım yok?" Yok desem ayıplayacak gibi bir hali vardı. "Hatrı geçtim hiç mi abinin bana dediklerini merak etmiyorsun?" dedi tam kalbimden vurarak.

Merak ediyordum, hem de öyle çok merak ediyordum ki 5 yıllık arkadaşımın bir gecede beni neden silip attığını öğrenmek istiyordum. Böyle bir şeyin olmayacağını biliyorsun değil mi Asya?

Yutkundum, keşke su içseydim. Uzun süre sakin yaşadıktan sonra yırtık dondan çıkan Egemen dengelerimi sarstı. "Anlat o zaman." Alp abime olan güvenim kırılmaz bir cam kutunun içindeydi. Sorun şuydu ki kutu sarsıldıkça cam kırılmıyor ama içindeki duygularım duvarlara çarparak hasar alıyordu.

Alayla güldü. "Burada mı?" dedi ellerini açıp etrafı gösterirken. "Sonra abin gelip bu sefer beni gerçekten öldürsün mü istiyorsun?" Dehşetle açıldı gözlerim. Ben okulun sınırları içinde olsam da Egemen'in girmesi kesinlikle yasaktı.

Başkaları duyacak diye ödüm kopuyor. Fısıldayarak "Saçmalamayı kes." dedim. Neler olmuş böyle Egemen'e? Bu benim kardeşim olarak gördüğüm Egemen değil. Ondan çok daha uzak birisi.

"Sana anlatacaklarımdan sonra saçmalayan kimmiş görürsün." Biraz eğildi ve o da benim gibi fısıldadı. "Abinin beni öldürmekle tehtit ettiğini buradaki herkes bilsin istemezsin diye düşünüyorum." Sonlara doğru sesini yükseltince bedenimi bir ateş kapladı ve elimi onun ağzına bastırıp susturmaya çalıştım. İnşallah okuldan birileri görüp sevgili olduğumuzu falan zannetmez.

Geri zekalı mı bu çocuk neyin peşinde? "Sus salak sus!" Asıl sorun şuydu ki konu bensem abilerimin yapacaklarının bir sınırı yoktu. Egemen doğru söylüyor da olabilirdi ama bunun nedeni neydi? Abim niye durduk yere çocuğu tehdit etsin? "Sen uzaklaş biraz ben güvenlikten çıkış izni alıp geliyorum." dedim ikna olması için.

Memnuniyetle gülümsedi. "Çabuk ol." İçimden binlerce kez küfür ettim.

Cebimdeki telefonu çıkartıp arkasındaki okul kartını güvenliğe gösterdim. Bu kart sayesinde okula rahatça girip çıkabiliyorduk. Güvenlikçi abi benim Ege abimin kardeşi olduğunu bildiği için sorunsuz bir öğrenci olarak görüyordu.

Okul bahçesinden ayrılmadan önce Ege abime mesaj attım. Ne kadar Egemen'in anlatacakları doğru ya da yanlış olsa bile çok uzaklaşmayacağımı ve kiminle olduğumu bilmesini istiyordum.

ASYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin