12. Bölüm

19.7K 1K 276
                                    

Keyifli okumalar❤️‍🔥

Beni o güzel uykumdan uyandıran mutfaktan gelen takırtılardı. Uykum fazlasıyla hafifti, en küçük bir sese uyanır ve etrafa bakınırdım. Eskiden olsa bu sesin kaynağı ya babam ya da annem olurdu ama şu an kimden çıktığını bilmiyordum.

Yanımda bana sarılarak yatan Arın abimi uyandırmamak istesem de hafiften tırsmıştım. Kim vardı acaba mutfakta? Muhtemelen abilerimden birisiydi ama ben gereksiz yere panik yapmıştım. Kim olduğunu görmeden rahatlamayacaktım da.

Abimin kolunu üstümden yavaşça çektim ve ayağa kalktım. Sersem gibiydim, adımlarım her an yerden kesilecekti sanki. Arkama dönüp abimin uyuduğunu kontrol ettim. Aptal bir meraktan ve panikten dolayı onu uyandırmak istemezdim.

Sessiz adımlarla odadan çıktığım, koridorun cılız ışığı yeterli değildi, beni ürkütüyordu. En kısa zamanda Alp abime söyleyip daha iyi ışık veren bir lamba takılmasını isteyecektim.

Salonda mışıl mışıl uyuyan abime baktım, bu çocuğa cidden üzülmüştüm. Odasından etmiştim, üstelik orada yatmıyordum da. Yattığı kanepe elbette rahattı ama bir insanın yatağı gibi rahat edeceği yer yoktu.

Salona bakmayı keserek parmak uçlarımda mutfağa ilerledim, Arın abim odasında uyuyordu, Alp abim de salondaydı. O zaman mutfaktaki ya Ege ya da Efken abimdi.

Sakince içeri baktım, hiç kimse yoktu. Işığı açtım ve etrafı inceledim. Dağınık bile değildi, akşam bıraktığımız gibiydi her şey.

E sesler nereden geliyordu?

Küçük adımlarla masanın etrafında gezdim, ya gerçekten ben deliriyordum ya da iyice paranoyaya bağlamıştım. Mutfakta bir şey olmadığını ikna edip tam çıkacakken tezgahın üstünde gördüğüm küçük dört çift göz ile bütün evi inletecek derecede çığlık attım.

Kendi çığlığımdan ben bile korkarken tezgahın üstündeki fareler hızla kaçıştı. Hepsi bir yana dağıldı, panik içinde masanın üstüne çıktım. Fare benim en korktuğum hayvandı, televizyonda gördüğümde bile korkup kanalı değiştirirken aynı evin içinde göz göze gelmiştim ve üstelik her yerde olabilirlerdi şu an!

Gözyaşlarım benden izinsiz yanaklarımı ıslatırken 12 yaşındayken üstüne düşüp öldürdüğüm fare geldi aklıma. Babamla beraber yaşarken bahçeye çıkıp biraz oynamak istemiştim, nereden bilebilirdim taşa takılıp farenin üstüne düşeceğimi? Düştüğüm zaman dizlerim de kanamıştı ama en çok farenin kanının üstüme bulaştığına ağlamıştım.

Dizlerim tir tir titrerken Alp abim girdi mutfağa. Telaş ve endişe içinde bana bakıyor, gözyaşlarıma anlam vermeye çalışıyor olmalıydı.

"Asya?"

"Fare." dedim tezgahı parmağımla gösterip. "Bana baktı!" Dudaklarım titredi. Alp abimden saniyeler sonra diğer abilerim de girdi mutfağa. Hepsi şaşkındı ama en çok Efken abim hayretler içerisindeydi.

"Ne faresi?" diye mırıldandı. "Fare ne gezsin kızım burada?" Alp abim yanıma yaklaştı ve inmem için kollarını bana açtı. "Gel buraya Asya, düşersin."

"Ya gördüm işte!" diye bağırdım. Bağırmamla hepsi yüzünü buruşturdu. Fare gördüm diyorum niye anlamıyorlar? Evde bir kemirgen varken nasıl bu kadar sakin olabilirler ki? "Bakıştık üstelik, gözleriyle baktı bana!"

"Tamam." dedi Arın abim yavaşça yanıma yaklaşıp. "Fare olabilir, ilk defa mı görüyorsun?" Uyku mahmurluğunu yeni atmıştı üstünden.

"I-ıh." Keşke ilk kez görmüş olsaydım. En azından kötü bir karşılaşma yaşamış olmazdım.

ASYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin