Ben geldim 🤡
Biraz geç geldim ama geldim yani (Asya perilerimi toplarken ruhumu teslim ettim)
Bölüme başlamadan önce yıldızı turuncu yapmayı ve Asya'nın annesine olan hasretini unutmayın 🤭😚
İyi okumalar böcüklerimm 🎀
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.İçimdeki yoğun kıskançlık birisinin ismini seslenmesiyle dağıldı. Hangi ara dolduğunu bilmediğim gözlerimi kırpıştırdım ve bana doğru gelen Arın ile Efken abimi gördüm.
Arın ile Efken?
Geniş bir gülümseme yer aldı yüzümde. "Abi?" dedim hayretler içinde. "Siz neden buradasınız?" Onlar işte değildi, neden buradalar?
Efken abim yalancı bir alınma ile bana baktı. "Aşk olsun Asya gidelim mi?" Az önceki olanları unutup tüm dişlerimi göstererek gülümsedim. BİZİ YALNIZ BIRAKMADILAR ASYA!
"Gitmeyin." dedim mutlulukla. Sadece bir an için böyle aptal bir şeye üzüldüğüme şaşırdım.
"Veli toplantısı varmış çiçeğim." Elini saçlarıma atıp karıştırdı. Muhtemelen Ege abim haber vermişti onlara.
Arın biraz eğilip dudaklarını saçlarıma bastırınca utandım ama tatlı geldi. Okulda böyle ilgi görmeye alışık değildim. "Sınıfım üst katta." diye kısa bir açıklama yaptım. "11-B bulursunuz kolay yerde."
Aslında sınıfımın yerini kendim gösterip abilerimi sınıftaki kızlardan sakına sakına sıraya ben oturtmak isterdim. Gerçi iki metrelik adamları ne kadar saklardım orası muamma.
Lakin şu an Ecrin ve annesinden oldukça uzakta kalmalıymış gibi hissediyordum. O acıyla bakan ve şefkat duyan gözleri görmek en son istediğim şey bile değildi.
"Sen nerede olacaksın?" dedi Efken üstten üstten bakarak. "Hava soğuk esiyor dışarıda durma."
"Kantine geçerim abi, kahve içerim." Elimle dışarıdaki büyük kantini gösterdim. Okuldaki veliler zamanla çoğaldığı için bahçe çok kalabalıktı.
Gözüm bahçedeki velilere takılınca sarsıldığımı hissediyordum. Daha ne istiyorsun Asya? Bak abilerin geldi işte.
Abilerimin gelmesinden asla şikayetçi değildim. Gelmeyebilirlerdi de, işlerini erteleyip yanıma gelmeyi tercih etmişlerdi. İçimdeki bu aptal kırgınlığı savurup gülümsedim tekrardan. "Sınıfın girişinde Ege abimi görürsünüz muhtemelen velilerle konuşuyordur."
Arın abim üstümde bir değişiklik olduğunu anlamış gibi bakıyordu. Sorgulayıcı gözlerine gülümseyerek karşılık verdim.
"Harçlığın var mı yanında?" dedi bakışlarını biraz yumuşatıp. Kahve içeceğimi söylediğim için sormuştu.
"Var var." Elimi cebime vurdum. "Merak etmeyin siz." Güven verici konuşmama ikisi de kafasını salladı.
Alp, her gece odama gelip formamın cebine harçlık bırakıyordu. Bunu genellikle ben uyurken yapıyordu, sabahları kalkınca cebimdeki paranın varlığını hissedip merak ediyordum. Kimin bıraktığını anlamak için de bir gün Alp abim odaya girdiğinde uyumuş numarası yapmıştım.
Sonuç olarak abim gece yanıma geliyor, üstümü örtüyor, öpüyor ve cebime harçlık bırakıp gidiyordu.
Aynı şeyi Efken abim de yapıyordu.
O da çantama harçlık koyuyordu her gece.
Hatta bir gece uyanık kalıp çantamı sakladığımda onun odamda çantamı söylenerek aradığını hatırlıyorum. Gülüşlerimi zar zor tuttuğum gece harçlığı masamın üstündeki kalemliğimin içine koymuştu. Bütün bunlar çok tatlı geliyordu gözüme.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASYA
ChickLitAbi kitapları kıtlığı çekiyorsanız doğru yerdesiniz. Sizden istediğim ana karakter olan kız ile empati kurmanız. Babasına olan düşkünlüğünü anlamanız. Bu kitapta önyargılı abiler yok, karışan bebekler yok. Alışılmış klasik abilerim hikayesi değildir...