Bölüm 21

23.8K 770 228
                                    

📌Bir Hafta sonra

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

📌Bir Hafta sonra

Çağatay

Dört zırhlı araç ve sekizli konvoy şeklinde Batuhan ile Aden'in kaldığı eve vardığımızda, Batuhan bana doğru döndü. Derin bir nefes alıp verdi. Dizinde duran elini sıkıp gevşetti. Bir şey söylemedi, sadece baktı.

Lüks araçta karşılıklı oturuyorduk. Aden onun omzunda uyuyordu. Bir eli karnında, mengene altına almıştı doğmayan yavrusunu.

Batuhan, "Yarın ne olacak?" dedi ifadesiz sesiyle. "Senin yanında olmak istiyorum abi."

Başımı iki yana salladım ve kirli sakalımı kaşıdım. Günlerdir kesmediğim için kaşınır olmuştu.

"Sen gelme Batuhan." dedim yüzüne bakarken. "Gelirsen Aden tek kalır, şu aralar bir şeyler sürekli kontrolüm dışı gelişiyor. Daha fazla kötü şeyler yaşamayalım."

"Senin anneni vurdukları kadar benim de annemi vurdular abi. Bunları yapana ceza keserken yanında olmama izin ver. En azından birkaç kurşun ile içim soğur."

"Emin ol, o iç asla soğumuyor kardeşim." dedim hafif gülerken.

Artık kafamız, düşüncelerimiz ve en kötüsü hareketlerimiz ile duygularımız yersizdi. Şimdi gülüyor olsam bile birazdan sinirlenebiliyordum.

"İçin daha fazla yanıyor ve öldürmek kavramı normalleşiyor. Bak.. Hâlâ Gökdeniz'i öldüren lavuğu bulamadık. Karısı doğurdu, ikizleri oldu; Deniz ve Bulut. Karısı kaybettiği eşinin eksiğini çocuklarına koyduğu isimlerle örtmeye çalışıyor. Hayat acımasız olmaktan da ötedir. Her şey hemen geçmez. O yüzden ben yapana cezasını keseceğim, sen de eşinin dizinin dibinde duracaksın. Bir kayıp daha vermek için çok kaybettik. Sözümü dinle."

Titreyen gözlerini kaçırdı ve omzunda yatan karısına baktı. Ardından düğmeye bastım ve otomatik kapı yavaşça açıldı.

"İyi geceler."

Başını salladı ve karısını hafifçe uyandırıp kucağına aldı. Onların eve girdiğinden emin olunca kapıyı kapattım. Araba yeniden hareket etti.

&

Eve geldiğim zaman arabadan inmeden bir haftadır üzerimde duran o lanet gömleğin kollarını yeniden sıyırdım. Ben katladıkça açılıyordu ve isteğim dışı uçan sineğe dahi kudururken, gömleğe bile küfredesim geliyordu.

Arabadna indim, Behsat konuştu. "Abi güvenlik işleri dört beş katına çıkartıldı. Saat gece ikiye geliyor malum, yarın infaz var. Var mıdır bir isteğin, arzun, emrin?"

Behsat'ın sesiyle adımlarım durmuştu. O cümlesini tamamladıktan sonra başımı iki yana salladım. Yarın sadece infaz yoktu; yarın şenlik vardı. Herkes sike sike hesap verecekti.

Sadece, "Eyvallah Behsat." dedim ve ileri adımladım.

Aklımda olan direkt eve girip Bade'ye bakmaktı. Onu hastaneye geldiği geceden iki gün sonra eve göndermiştim. Soğuk duvarlara sırtını vererek iki büklüm uyuklaması göğsümü dele dele kanatmıştı.

BADE +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin