Bade boğazını temizleyip konuştu.
"Bu akşam kalacaksınız değil mi anne?" diye sordu istekle. "Beraber vakit geçirelim, özledim çok."
"Bilmem ki.." dedi Sevgi. Bir kocasına bir Çağatay'a baktı. "Uygun olur mu?"
"Neden olasın Sevgi Hanım?" dedi Çağatay. "Kalın düğüne kadar, misafirimiz olun. Hatta düğüne kadar da değil, istediğiniz kadar misafirimiz olabilirsiniz."
"Sağ ol evlat." dedi Serhat ve peçetesiyle dudaklarını sildi. "Ama sadece bu gece kalmamız kafidir. Düğün işlerine yardım etmek istiyor çünkü Sevgi'm. Orada olmalıyız."
Çağatay saygıyla, "Nasıl isterseniz." dedi ve Batuhan'a baktı. "Siz kaç gibi eve geçeceksiniz kardeşim?" dedi. "Oğuzhan'a bıraktırayım sizi."
Boğazını temizledi Batuhan. "Yok, arabamla gelmiştik. Aden yemek yesin gideriz zaten."
"Çaya kalın isterseniz?" dedi Bade biraz çekinerek. "Petek Sultan güllaç yapmışta.." Sonlara doğru sesi kısılmıştı. "Ondan şey ettim."
Batuhan yutkundu. Aden'e baktı. Aden'in ne denli güllaç sevdiğini biliyordu. Kalalım mı der gibi baktı. Aden ısırdığı dudağıyla başın salladı. Çünkü şuan hamilelik hormonlarıyla cevap veriyordu.
Batuhan hemen ardından, "Kalırız tabi.." dedi. "Güllaçta kivi yoksa yerim bende." İstemsiz şekilde gülümsedi.
Bade hemen güldü. Ardından gülüşünü toparladı. "Güllaça kivi konmaz rahat olabilirsin. Alerjimizden uzak bir tatlı ne hoş ki.."
Batuhan kıvrılan dudaklarıyla, "Güzelmiş.." dedi ve suyuna uzandı.
Sevgi Hanım konuştu. "Senin de mi kiviye alerjin var Batuhan?" diye sordu. Batuhan Sevgi Hanım'a bakıp başını salladı. "Fazlasıyla var hem de."
Serhat yüzünü buruşturup konuştu. "Bak hatun hepsi benim kafadan, kivi seven insana insan demem ben."
Güldü herkes sessiz şekilde.
Sevgi konuştu. "Onun da var alerjisi. Ben de bunların aksine severim ama dikkat etmek için eve almıyoruz. Kaşınıyor böyle saatlerce."
Bade gülerek lafa katıldı. "Bir keresinde annem pasta yapmıştı. Kremasına da kivi koymuş. Biz de babamla henüz bilmiyoruz alerjimizi. Bir yedik, bir yedik, akşamına babamla yüzümüzde kırmızı kırmızı şeyler. Üç gün hintli gibi gezmiştik!" dedi ve gülmeye başladı. Onunla beraber masada oturan anne babası, Çağatay, Batuhan ve Aden'de gülmüştü.
Hatta Batuhan güldükten sonra konuştu bile. "Benim alerjim fark etmem de komikti, normal şekilde alıp yemiştim bilmediğim için. Su çiçeği zannedip hastane hastane gezdirmişlerdi bana. Ben de en az üç gün hintliler gibiydim."
Bade gülerek başını iki yana salladı. "Kaşınmaya başladım bak konuşunca, ıyy!"
Batuhan elini ensesine attı ve gülmesini durdurdu. Onunla kardeş olmak kötü değildi belki de diye geçirdi içinden. Bade'nin gözlerine baktı. Bade de ona.
Bu sefer önce Batuhan gülümsedi. Bade'ye kalan şey ise şaşırmaktı, ama gülümsemesini asla esirgemedi.
***
Neler oluyor ya ? Hayırzıırrr BATUHAN??? NOĞLUYO BU AŞŞAAAALIK WATTYDE HHEEEĞĞ???
Neyse sınır geçince yeni bölüm geliyor, beklemede kalın :)
‼️Ayrıca bu alıntıya sakın aldanmayın :) Batuhan gülse dahi hemen kabullenmez gerçeği. Ne kadar Çakmak olsa dahi Alazoğlu hislerini ona da bulaştı. Üzüm üzüme baka baka kararır demişler. Hem zaten Bade yufka yürekli birisi ve çok iyi niyetli. Bade'nin karakterini anlamayan hemen şuan terk etsin zaten kitabı gelmişiz 30. bölüme.
‼️Bade ne kadar çabuk kabul ederse, Batuhan da o kadar inkar eder. Saygılar :)))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BADE +18
RandomBade Çakmak Çağatay Alazoğlu & Tek cadde, tek geçiş.. Ama onca kalabalığın içinde kadere boyun eğmiş olan, birbirinden habersiz iki insan.. Karışan telefonlar ile beraber peşi sıra gelişen olaylar silsilesi onları birbirine mahkum iki insan haline g...