Bölüm 24

20.3K 685 219
                                    

Çağatay

Bade uyuyalı yarım saat ya olmuş ya olmamıştı.

Düşünüyordum.

Ben bu kıza tüm gerçekleri nasıl anlatacaktım? Söylesenize, bir insan kendi kabullenemediği şeyi nasıl bir başkasına kabul ettirebilirdi? Sürekli buna mecbur bırakılmakta ayrı lanetti bana.

Göğsümde uyuyan kadına döndü yeniden bakışlarım.

Bade.
Sadece Bade ha?
Öyle değil işte.

Hayatıma aniden girdi ve hayatına aniden girdim. Öylesine bir rastlantı oldu ki bu, elimde olan adamın akrabası olması yaşadığım ilk şoktu. Üstelik Bade çoktan satılmıştı. Sırtından yediği bıçakların sayısı yoktu.

Saçlarını okşadım. Kıyamıyordum ona. Zamanın getisiydi bazı duygular ve Bade'nin varlığı bana güç veriyordu. Şu zamana kadar bir kadını sevmek bir yana dursun, hiçbir kadına bakmadım bile. Hayatım erkekler arasında geçti. Babam öldü, başa geçtim ve hayatım tamamen karardı. Bazen diyorum keşke iki yaşıma dönsem, bazı şeyleri engellesem ve bu illet kaderin ipini herkesin boynunda alsam.. Ama imkansız. Babam ölmeden önce sanki öleceğini biliyor gibiydi. Ölmeden haftalar önce annemle araları bozuldu ve babam o süre zarfında eve gelmedi.

Düşünüyorum.

Neler döndü?

Ama sonra diyorum imkansız bu, babam kendini infaz ettirecek kadar gözünü döndürmemiştir. Bize suikast gibi görünen perdenin arkası belki de çok kalabalıktır?

Bilmiyorum.

Kafam çok karışık.

Başımı hafifçe eğdim ve Bade'nin kokusunu içime çektim. Gözlerimi yumdum ve beynimde çalan davullar inat uyumaya çalıştım. Nasılsa Bade'den önce kalkardım.

&

Bade

Vücudumda hissettiğim yoğun sıcaklık ile açtım gözlerimi. Anında burnuma dolan o eşsiz kokuyla da nerede olduğumu anladım. Başımı hafif hareket ettirdiğimde ise Çağatay'ın beni izleyen kahveleriyle karşılaştım.

"Günaydın güzelim.. Ne çok uyudun öyle?"

"Biraz fazla uyudum galiba.." diyerek göğsünden kalktım. "Saat kaç oldu ki?"

"Akşam dokuza geliyor. Ben beş gibi eve geldim, o saatten beri yataktayız. Dört saattir göğsümdesin."

"Dört mü?" dedim irileşen gözlerimle. "Gece nereme uyuyacağım acaba.."

Güldü ve sırtını yatak başlığına yaslayıp boynunu iki yana eğip kütletti. Düşme Bade, düşme..

"Acıktın mı?"

"Biraz." diyerek karnıma dokundum. "Petek Sultan dolma yapmıştı, gitmiştir şimdi o, ısıtırım yeriz."

"Uyar bana." diyerek bana doğru bakmaya devam etti.

"Ne?" dedim elim yüzüme giderken. "Bir şey mi var yüzümde?"

"Yok." dedi ve yaklaşıp beni yanağımdan öptü. "Uyandığın zaman, ilk birkaç dakika içinde olduğun şapşallık hoşuma gidiyor. Seni izliyorum keyifle."

"Ya Çağatay." dedim ve elimle yüzümü sıvazladım. Saçlarım.. dudaklarım, gözlerim.. Kesin şapşaldan öte salak gibiydim.

"Ne Çağatay?" dedi gülerek. "Çok şapşalsın ve tat-"

"Sensin şapşal." dedim göz devirerek. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Yataktan kalkıp üzerimi düzelttim.

Çağatay ise sırıtırak, "Bak bak.. Dişli Bade diyorsun?" dedi ve benim arkamdan yatağa resmen yayıldı. İki kolunu başının arkasına koydu. Şişen kaslarıyla mükemmel bir şölen sunuyordu bana.

BADE +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin