Bölüm yetişmeyince alıntı atan yazar olur gibi.. Neyse beklemede kalın.. Keyifli okumalar..
***
Kavuran İstanbul sıcağının altında, çocuklarla dolu olan parktan uzakta bir bankta oturuyordu. Elinde telefonu, dibinde valizi, yüreğinde derin bir sızıntısı vardı.
"Hadi.. Hadi.." dedi sabırsız şekilde saatine bakarken. Zaman geçmiyordu sanki. Onun da birazdan burada olması gerekiyordu.. Gereken de oldu çok geçmeden.
Onun siyah arabasını görüş açısına girince huzursuzluk ve heyecan içinde kıpırdandı. Veda edecekti. Ona acı, kendine daha bir acı verecekti.
Arabadan indi Oğuzhan, yürüdü.. yürüdü.. Süveyda ona bir adım dahi atmadan bekledi. O gelip, dibinde durdu. Yanındaki boşluğa oturdu.
"Acil dedin, geldim." dedi umursamaz durmaya çalışırken. "Evden gittikten sonra ilk defa yan yana geliyoruz. Ne diyeceksin?"
Onun soğuk sesi ile gülümsedi Süveyda. Evet. O gün o evden deli fişek gitmişti. Hiç bilmediği yolları görmüş, yürümüş ve sonunda otostop çekerek İstanbul'daki herhangi bir otele geçmeyi başarmıştı. Behsat'a verdiği zarara üzülmek bir yana dursun, çok düşünmekten dolayı sancılı günler geçirmişti.. Çünkü hiçbir şey onun beklediği gibi olamamıştı. Hiç kimse onun beklediği gibi de kalmamıştı zaten.
"Gidiyorum, veda etmek istedim." dedi içinden söylediği onca iğneli cümleden en basiti seçerek.
Oğuzhan derin bir nefes alıp verdi. Ne diyecekti? O kararını çoktan vermişti. Gittiği gün vermişti. Hem Mavi'yken hem de Süveyda'yken.
"Babanın tehditlerini ortadan kaldırmam zor olmazdı. Dönmek yerine ondan uzakta bir hayat kurabilirsin. Hadi bana güvenin yok bari Çağatay abim sana yardım etsin. O halleder."
Güldü Süveyda. İstese katıla katıla gülerdi daha fazla..
"Umduğum ve bulduğum aynı olmadı Oğuzhan. O yüzden gitmek benim için en iyisi. Kaçtığım her şey senden daha hayırlı. Burada yanında kalıp gururumu hiçe saymaktansa geri dönerim ve ölmeyi beklerim, daha hayırlı emin ol."
Oğuzhan derin bir nefes alıp verdi yeniden. Gözündeki gözlükleri çıkartıp eline aldı. Süveyda'ya döndü.
"Küçükken yaşadığımız hiçbir şeyi unutmadım ben. Ama hayat beni bu raddeye getirdiyse suç benim değil. Tamam, gözünde şerefsizin tekiyim, o kadından bu kadına geziyorum ama ben buyum. Benim şu andan itibaren ne sana ne de başka bir kadına aile güvencesi verecek hâlim yok. Benim bir ailem olamaz zaten. Bunu da sen yüzüme çok güzel vurdun hatırlarsan. Benim anne babam düzgün insanlar olup yetiştiremedi beni. Ben sokakta büyüdüm, sokaklarla büyüdüm. Ben bir kadının kocası olamam o yüzden, ben baba olamam Süveyda. Olmaz. Çünkü hiçbir duyguyu tanımıyorum."
Süveyda zorla yutkundu. Gözünden yanağına doğru akıp giden yaşı sildi. "Doğrudur." dedi zor bela. Ardından alayla konuştu. "Sen ne koca ne de baba olacak karakterde bir adamsın. Seni anca tek gecede kullanıp atarlar. İnsan layığını yaşarmış."
"Vurmak istediğin başka yerim kaldı mı? Özel hayatım dışında?"
"Senin beni vurduğun kadar sana vursam, şuan bu hâlde kalmayız Oğuzhan."
Başını iki yana salladı Oğuzhan. Yumruklarını sıktı. Belki haksız, belki haklı..
"Sana dediklerim için asla pişman değilim ama yalandan da olsa kusura bakma Oğuzhan. Özür dilesem bile kendimden dilerim artık. Seni gözümde haddinden fazla büyütmüşüm."
"Aşağılaman bitmedi mi?"
"Bitmedi. Daha aşağılık sözlere layıksın ama benim gücüm yok sadece. Yoruldum. El birliğiyle yordunuz beni."
Oğuzhan oturduğu yerden kalktı. "Söyleceklerin bitti ya da bitmedi. İşlerim var. Gitmek zorundayım."
Süveyda da kalktı. Tam Oğuzhan'ın karşısına dikildi. Gözlerime baktı, baktı, baktı.. Ardından gülümsedi tüm içtenliğiyle. Bir adım geri gidip ona elini uzattı.
"Kendine asla iyi bakma Oğuzhan Yılmaz. Hoşça da kalma. Beni unutmak nasip olmasın sana. Kırdığın kalbim yollarına diken olsun. Beni anca o zaman anlarsın." dedi ve uzattığı elini geri çekti. "Hangi yüzüne bakacağım belli değil, duvarla vedalaşmak bile seninle burada olmaktan daha hissiyatlı. Elini bile sıkmam artık."
"Süv-"
"Yok Süveyda, öldü."
Yolun kenarına doğru yürüdü ve gözleri yolun başında bu yana gelen taksiyi seçti. Eliyle hemen işaret yaptı ve İstanbul'un kalabalığına rağmen bir boş taksi denk getirdi. Minik valizini arka koltuğa koyabilirdi. Hemen koydu ve tek kelime etmeden taksiye bindi. Gitti..
Oğuzhan'ın ise o an telefonuna birkaç bildirim düştü..
Mehtap:
Numaranın son iki rakamı değişmiş ama ben öğrendim :)
Olga'nın optik arkadaşları yardımcı oldu..
Adres*
Neyse, adresi yolladım.. Bu gece gelir misin?
Oğuzhan mesajları okuduktan sonra fotoğrafa baktı. Onun çektiklerindendi. Yolda gittikçe gözden kaybolan taksinin peşinden baktı. Ardından çark yine bildiği gibi döndü. Parmakları klavye üzerinde hareket etmeye başladı..
Oğuzhan:
Gelirim.
3-4 Kez 50 bin?Senden para almasam bile olur :)
***
Ah Ozi Ah..
Alıntı hakkında düşünceleriniz?
Süveyda hakkında düşünceleriniz?
Oğuzhan hakkında düşünceleriniz?
Sizce tekrar karşılaşırlar mı?
Görüşmek üzere! 💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BADE +18
RastgeleBade Çakmak Çağatay Alazoğlu & Tek cadde, tek geçiş.. Ama onca kalabalığın içinde kadere boyun eğmiş olan, birbirinden habersiz iki insan.. Karışan telefonlar ile beraber peşi sıra gelişen olaylar silsilesi onları birbirine mahkum iki insan haline g...