Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Babamın hayrına yazmıyorum, emeklerimin karşılığı için yıldıza basmak ve birkaç kelime düşünce belirtmek zor olmamalı..
İyi okumalar.
***
Yazardan
Bade'nin ailesinin gelmesi üzerine mutfaktan çıkan Behsat, gelen misafirlere görünmeden arka bahçeyi kullanarak evden çıktı. Kimseye görünmeden arabasına bindi ve nereye gittiğini bilmeden sürmeye başladı.
Serdar'ı serbest bırakma konusunda fikirler dolandı yeniden kafasında. En azından birkaç tane vursam ağzına diye düşündü, ardından kendi kendine güldü. Kafanı topla Behsat dedi sonrasında. Kafanı topla ve sağlıklı düşün.
Evden baya uzaklaşınca istemsiz rotası yine kafası bulanınca gittiği o balıkçı olmuştu. Saat geç değildi ama tenha sayılırdı o balıkçı. Birkaç kadeh içip kalksa kimseye zararı dokunmazdı.
Tahsin Usta'nın mekanına gelince indi arabadan. Kapının eşiğinde servis yapan çocukların başını sevdi, içeri girdi. Tahsin Usta ile, o hızlı hızlı yürürken, karşılaştılar.
"Ustam." dedi Behsat gülümseyerek.
"Oo.. Behsat evladım!" dedi Tasin Usta babacan tavrıyla. "Hoş geldin, sefalar getirdin."
"Hoş buldum ustam." dedi Behsat ve birkaç adımda ustasının yanıma varıp yıllanmış elini aldı öptü, alnıma koydu.
"Nasılsın oğlum?"
"İyiyim ustam, dağıtmaya geldim biraz."
"Çağatay Efendi yok mu?"
Güldü Behsat. Başını iki yana salladı. "Yengeyle beraber o, artık gelmez öyle sık sık. Bugün de ailesini ağırlıyor yengenin."
"Kerata.." dedi Tahsin Usta sahte bir kızgınlıkla. "Neyse oğlum, fazla kalabalık değilim zaten. Gel seni de alayım denize nazır yerine. Balkonda iki kişi var sadece, haberin ola."
"Kimler var?" dedi Behsat merakla. "Tanıyor muyum?"
"Asayişten iki polis evladım var." dedi Tahsin Usta. "Aman diyeyim belindeki silahı çok göze sokma. İkisi de cin gibidir."
Güldü Behsat. "Sıkıntı yok ustam meraklanma. Sürekli gidip geliyorum geldiğim için alıştık artık." dedi ve balkona doğru yürüdü.
Balkona girdiği an üstünde iki çift göz hissetti. Başıyla selam verdi. "Selamün aleyküm."
Ona yüzü dönük olan aldı önce selamını. Ardından diğeri de Behsat'a dönüp aynı şekilde selamını aldı.
"Asayişten olan sizlersiniz değil mi?" dedi Behsat masasına geçerken. Adamlardan biri başını salladı. Behsat'a doğru elini uzattı.
"Başkomiser Bartu Ekin."
Elini sıktı Behsat. Ardından diğer adam elini uzattı.
"Komiser Fatih Öztürk."
Başını salladı Behsat. "Behsat ben de, sadece Behsat. Memnun oldum."
Bartu başını salladı. Ardından ortamı bir telefon sesi böldü. Fatih çalan telefonunu açıp kulağına götürdü.
"Efendim hatun... Hm.. hmm.. Geliyoruz zaten meraklanma ömrümün baharı. Yetişiriz sizin dönüşünüze. Özledik vallaha.. Tamam hatun dikkat edin birbirinize, aman diyeyim.. Güneş'imi öp, Bartu da selam söylüyor görüşürüz.." dedi ve telefonunu kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BADE +18
RandomBade Çakmak Çağatay Alazoğlu & Tek cadde, tek geçiş.. Ama onca kalabalığın içinde kadere boyun eğmiş olan, birbirinden habersiz iki insan.. Karışan telefonlar ile beraber peşi sıra gelişen olaylar silsilesi onları birbirine mahkum iki insan haline g...