Bölüm 40

14.6K 485 371
                                    

Selam, keyifli okumalar cikolatali pismaniyelerim. Pismaniyelerim diyorum cünkü ben izmitliyim el mecbuurrrr 🙃🙃

*Yetişkin içerik uyarısı💅

***

Bade

Hep beraber mutfağa geçtiğimiz zaman Petek Sultan sanki adı gibi bir yerdeymişcesine oradan oraya koşuşturuyordu. Son olarak hızla doğradığı ekmekleri de masaya bırakınca bizi gördü. Kocaman gülümsedi pamuk kadınım. "Ay ay, hoş geldiniz.." dedi gülümseyerek. "Sefalar getirdiniz.. Buyurun hemen, masaya buyurun.."

Annem ve babam teşekkür edip masaya geçerken Çağatay ve abim selam verdi, ben ona doğru yürüdüm. "Petek Sultannım!" Sarılmak istedim.

Dikkatini bana verip gülümsedi. "Canım Bade kızım, hoş geldin." dedi aynı coşkuyla. "Hoş buldum." diyerek kucakladım onu. Benden kısa olan bedenini uzun uzun sardım. O da saçlarımı okşayıp, yanaklarımı öptü. Ardından ben de masaya geçtim.

Dikdörtgen masada babam masa başında, annem onun sol çaprazında; ben ise annemin karşısında, Çağatay da benim yanımdaydı. Abim ise annemin yanına geçmişti. Geçen seferki gibi oturmuş sayılırdık. Tek eksik Aden'di. Onu da yolda yorulduğu için uyandırmak istememiştik.

Petek Sultan tüm mutluluğuyla sevdiği işi yapıp yemek servisine başlayınca Çağatay'ın elinde tuttuğu çatala attığı bakışları izledim. Ortamda henüz bir muhabbet dönmediği için şuan bile kesin olarak yaşananları düşünüyordu. Zehirli bir anne oğlu ilişkileri vardı. Babasını bilmiyordum bile.. Benim canımın içini çok üzüyorlardı. Onu elimden geldiğince mutlu etmek istiyordum. Hatta belki de elimden gelenin de fazlası..

Babam ise ağzına attığı minik(!) lokmadan sonra konuştu. Dikkati Çağatay'ın üzerindeydi. Abim ise herkesten bağımsız sadece yemek yiyordu, açıkmıştı o da bizim gibi.

"Eee Çağatay," dedi babam lokmasını yutup, "İşler güçler nasıl gidiyor? Var mı böyle yeni rotalar?"

Çağatay kendisine sorulan soruyla belli etmese bile irkilmişti. Düşünceleri onu alıp başka yerlere götürüyordu çünkü. Ama sonrasında toparladı kendini hemen. "Karışık biraz Serhat Baba." dedi. "Kur işlerimizi zorlaştırıyor. Yeni işlere yelken açmak biraz sıkıntı, ortaklık isteyen bol ama ben tek ilerleme taraftarıyım."

Abim de dolu ağzıyla konuştu. Bir elini ağzına siper etmişti. "Valla kur işleri berbat ediyor baba, geçen bir ortaklık teklifi gelmişti de kur dengesizliği yüzünden ve bir de abim fazla ortak iş sevmez.. reddettik.."

Babam onlara hak verir gibi başını aşağı yukarı salladı. "Şu sıralar her şey sallantıda, doğru birikim ve hamleler yapmak lazım. Ayrıca ortaklık işlerinde de kurnaz olun ha! Herifler yemesin sizi."

Babamın bana göz kırparak yaptığı esprilere güldük beraber. Sonrasında annem konuştu.

"Çağatay oğlum, sanki bir tane daha oğlan vardı buralarda. İsmi neydi tam çıkaramadım. Behsat'tı galiba.. Bir kere de Bade konuşurken duymuştum. Kızımla iyi anlaşmışlardı."

Çağatay gülümsedi. "Evet Behsat, o. Kendisi şirkette, şuan evde değil. Ama.." dedi ve saatine baktı. "Birkaç saate burada olur."

"Ay o kara kuzum çok çalışıyor demek ki.. Gelsin de bir göreyim onu da.."

Çağatay başını sallayarak tabii ki dedi ve tabaklarımıza geri döndük. Çağatay dışında hepimiz öyle açtık ki yemek boyunca fazla sohbet edemedik.

BADE +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin