Bölüm 42

13.5K 429 308
                                    

Selam! Yeni bölüme hoş geldinizzz!

Bu bölüm Çağatay'ın evlenme teklifi ettiği yerden devam ediyor.. Sonra zaten güzel bir şekilde bağlama yaptım.

Ve son olarak şunu söylemeliyim ki bu bölümde büyük sayılmayacak ama gerekli önemi olan bir zaman atlaması yaptım. Finale yürüyoruz.. Bunlar gerekli.. İçinizde ukte kalan bir şey olmasın diye her şeyden gereğince yazmaya çalışıyorum.. Dizi izliyormuş gibi düşünün, herkesi kesit kesit size sunmaya çalışıyorum.

Bu bölüm ile karakterlerin yaşantılarındaki netliklere artık tamamen şahit olacaksınız..

Sizleri seviyorum. Keyifli okumalar.

Not: Şu klasik evlenme serüvenini bu kitapta yazmayacağım. Zaman atlamasında zaten anlayacaksınız.. Böyle düğün ortamı vs. yazıp kitabın havasını dağıtmak istemiyorum.. Bana katılan olur, katılmayan olur bilemem.. Şimdiden keyifli keyifli okumalar..

***

"Çağatay.." dedi Bade fısıltı şeklinde. "Sen.."

Çağatay konuşmak istedi o an, hem de hiç konuşmadığı kadar. Küçüklüğünden bu yana kıstırılmış tüm seslerini, duygularını, isteklerini ve arzularını gün yüzüne çıkartmak istedi. Nefes almak istedi.

"Seni çok seviyorum. Biliyorum, bazen dengesizim, bazen denge nedir onu bile bilmiyorum. Çok farklı hallerim var, iyi kötü doğru yanlış hepsi bende karışık durumda. Ama sen hasta bir adamın kalbindeki en nadide çiçeksin, benim kalbimdeki yegane iyi sensin. Beni iyi edensin. Seninle bir olmak, birlikte olmak.. Hayal gibi geliyor güzelim. Hissettiremediğim tüm duyguları sana vermek çok zor ama.. eğer beni kendine layık görüyorsan, seni daha fazla sevmek istiyorum. Sonsuza dek.."

Bade'nin gözünden bir damla yaş daha aktı. Ve ardından bir tanesi daha. Çağatay'ın sözlerine ağladı biraz, biraz da anın getirisi oldu. Ve sonrasında o da konuşmak istedi.

"Çağatay.." dedi yutkunduktan sonra yeniden. Onun gibi çöktü dizlerinin üzerine. Yüzünü elleri arasına alıp, hafif çıkmış sakallı yanaklarını okşadı. "Sen çok güzel bir adamsın."

Doluyordu Çağatay'ın gözleri.. Koca adamdı lakin yine onun karşısında savunmasız bir oğlan çocuğuna dönüşüyordu.

"Ben hayatımda babamdan başka beni bu kadar önemseyen bir adamı daha tanımam sanıyordum.. Ama anladım ki büyük konuşmamak lazım. Bana laflarımı bir bir yedirdin adamım.."

Hafifçe güldü Çağatay. O oğlan çocuğunun gözleri gülüyordu şimdi.

"Seni sevmek kendimi sevmek gibiydi Bade. Sen.. Sen sadece bana kendini sevdirmedin, bana beni de sevdirdin. Aynaya baktığım zaman artık gözlerimde sen varsın ve ben kendimi nihayet seviyorum."

"Ben seni seviyorum." dedi Bade, yaklaşıp Çağatay'ın dudaklarına minik, masum bir öpücük bıraktı. Sonrasında elindeki yüzüğe baktı. Çağatay'da derin bir nefes alıp verdi. "Seninle evlenirim." dedi tek solukta. "Bence birbirimize de, buna yeterince layığız.."

Çağatay'ın dudakları yavaşça kıvrıldı, Bade'yi yeniden kolları arasına aldı. Başını okşadı. Saçlarını sevdi. "Teşekkür ederim.." diye fısıldadı bir kulağına. "Hem bunun için hem de beni kabul ettiğin için."

Gülümsedi Bade, Çağatay'ın boynuna sıcak bir öpücük kondurdu. "Ben de teşekkür ederim Çağatay. Hem beni sevdiğin hem de kendinden asla vazgeçmediğin için."

BADE +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin