Zhou Weiqing, istemsizce kendi kendine homurdandı. Bu vücutsal bir gelişim olsa da en azından iki bacağımı da aynı anda geliştirmeme izin vermelisin değil mi? Tek bacağı geliştirmek de ne iş? Tek bacağım bu haldeyken gücünü kontrol etmek hiç de kolay gözükmüyor.
Akşam yemeği sırasında Shangguan Bing'er, ona yeni çaylak yarışmasının sonuçlarını ordudaki üstlerine bildirmesi gerektiğini ve ayrıca önceden hazırlanmış olan yemek ve tahıl çuvallarını taşınmasını düzenlemeye gitmesi gerektiğini söyledi. 5. Alay, 2 taburluk askeri güçle geri dönerken sadece yeni çaylaklara eskortluk etmiyordu aynı zamanda ön cephelere gıda takviyesi de yapacaktı. Ertesi gün erkenden yola çıkacakları için, Shangguan Bing'er doğal olarak sorumlu komutan olarak bunların hepsiyle ilgilenmeliydi.
Gelişim yapmaya devam mı etsem? Zhou Weiqing ne yapacağına karar veremiyordu, sonra ilham aniden onu dürttü. Önce kıdemli kardeşi, Xiao Ru Se'yi kontrol etmeye gitmeye karar verdi.
Bölük lideri olan yetkili askerlere kendilerine özel çadırlar veriliyordu. Önceki gün kampa geri döndüklerinde Xiao Ru Se, ona kendi çadırının nerede olduğunu söylemişti. O sıralarda Zhou Weiqing başı boş olduğu için Xiao Ru Se'nin çadırının çevresinde sakince bir kaç tur attı, içeride ışığın yandığını görebiliyordu.
Sıradan bir asker hatta yetkili bir asker olsa bile çadıra girmeden önce dışarıdan selam vermeliydi, fakat Zhou Weiqing bunu pek önemsemedi. Çadırın girişini yukarı kaldırdı ve direk içeri daldı.
Çadıra girdiği anda etrafa bakındı, ilk gördüğü şey yumuşak uzun saçlardı, neredeyse beline kadar uzanıyor ve sırtını kapatıyordu. Çadıra birinin girdiğini fark edince uzun siyah saçın sahibi çadırın girişine doğru başını çevirdi, doğal olarak bu Xiao Ru Se'ydi.
Xiao Ru Se başını çevirdiğinde, Zhou Weiqing onun üst vücudunu sayılamayacak defa saran yaklaşık bir ayak uzunluğundaki beyaz kumaşı çıkarmaya çalışırken gördü. Xiao Ru Se'nin kritik noktaları hala kapalı olsa da omuzları, kolları ve ince beli tam olarak Zhou Weiqing'in karşısındaydı.
Erkek kıyafetleriyle kuvvetli bir duruşu sahip olan Xiao Ru Se, şuanda tamamen farklı çeşit bir çekiciliğe sahipti. Şu anda 20 yaşındaydı ve doğal olarak vücudu Shangguan Bing'er'den daha güzeldi. Sadece uzun bir pantalon giyiyordu, insanları kendine hayran bırakabilecek mükemmel bir kıvrımla aşağı uzanan beline geniş gözlerle sabitçe bakan Zhou Weiqing sert bir şekilde yutkunmuştu.
Aslen Xiao Ru Se, birinin girdiğini duyduğunda korkmuştu, fakat dönüp baktığında giren kişinin Zhou Weiqing olması onu rahatlatmıştı, yüzü kızarmadan önce rahatça bir nefes verdi, ardından sinirli bir şekilde: "Neden içeri girmeden önce seslenmedin! Kenarda otur, dikizleme!"
"Err...Kıdemli kız kardeş, her gün kendini böyle sarman rahatsız edici değil mi? Bu büyümene de etki edecektir!" dedi Zhou Weiqing resmi bir şekilde.
"Ah, senin gibi bir çocuk nerden bilebilir? Bunu yapmayı istediğimi mi sanıyorsun? Bir kadının orduda iyi işler başarması oldukça zor bu yüzden erkek gibi giyiniyorum. Arkanı dön! Eğer bakmaya devam edersen, seni kıstırır ve bağlarım." Shangguan Bing'er'in utangaçlığıyla kıyaslandığında Xiao Ru Se çok daha cesurdu.
Zhou Weiqing pis pis sırıttı ve daha iyi dikizleyebilmek için ileri doğru bir kaç adım attarken: "Kıdemli kız kardeş, eğer beni kıstırırsanız, çok mutlu olurum!"
Xiao Ru Se biraz sinirlenmişti, etrafındaki kıyafetleri tutup Zhou Weiqing'e doğru fırlattı : "Kız kardeşini böyle kızdırmaya cesaret ediyorsun? Yoksa Bing'er'ini artık istemiyor musun? Dikkatli ol yoksa neler yaptığını ona söylerim. Hemen kafanı çevir, yoksa yarın Zhou Amcaya gider ve senin kız tavlamak için orduya katıldığını söylerim. Hmph, Bing'er'e neler yaptığını da anlatırım sonrasında Zhou Amcanın da seninle nasıl ilgileneceğini görmüş olursun."
Zhou Weiqing istemsiz olarak ürperdi, dünyada en çok korktuğu insan kesinlikle babasıydı, eğer Xiao Ru Se dediklerini yaparsa devasa bir avuç içinin ona doğru geldiğini görmesi içten bile değildi. Daha fazla dikizlemeye cesaret edemedi ve hemen arkasını döndü.
Onun korku dolu tepkisini görünce Xiao Ru Se kendini tutamadan kahkaha atmaya başladı, üst vücudundaki kumaşı hızlıca çıkardı, oldukça büyük ikizleri özgürlüğüne kavuşturdu bu o kadar rahatlatıcı bir şeydi ki mutlulukla bir iç çekti. Tüm bu olayları arkası dönük bir şekilde dinleyen Zhou Weiqing ise bu iç çekişi duyduğunda arkasını dönmek için inanılmaz bir istek duymuştu.
"Tamamdır, şimdi dönebilirsin." Xiao Ru Se dedi gülerek.
Zhou Weiqing döndüğünde Xiao Ru Se çoktan kumaş bir elbise giymişti, az önce düzümsü gözüken yerlerde şimdi resmen iki küçük dağ duruyordu, içinden düşünmeden edemedi: Kocaman, çok kocaman, bu nasıl olabilir? Acaba içleri mi boş? Tahminimce en az 36D...yok bu az oldu. Muhtemelen E beden.
Xiao Ru Se, Zhou Weiqing'nin öküzün trene baktığı gibi göğüslerine baktığını fark etti, sinirli bir şekilde: "Küçük velet, cidden bütün kötü şeyleri öğrenmişsin. Öyle bakmayı kes, biraz kardeş gibi sohbet edelim, uzun zaman oldu. Gelecek planların neler?"
Zhou Weiqing'in sonunda kan beynine gitmeye başladı, hızlıca: "Doğal olarak savaş alanına gitmek ve düşmanlarımızı katletmek, kendim için isim ve kariyer yapmak!"
Xiao Ru Se kaşlarını çatarak: "Önceden olsaydı böyle bir şey yapman Zhou Amcayı oldukça mutlu ederdi, fakat şimdi..."
Zhou Weiqing şaşırarak: "Şimdi nolmuş ki?"
Xiao Ru Se ciddi bir sesle: "İşin aslı imparatorluğumuzun durumu pek iç açıcı değil. Küçük Wei, Shangguan Bing'er'in sözlerinin son derece doğru olduğunu hatırlamalısın. Ne yaşanırsa yaşansın, Cennetsel Cevherlerinin açığa çıkmadığından emin ol. Bu bir kaç yılda ön cephelerdeki durum oldukça kötüye gitti. İmparatorluğun kuzey ve kuzeydoğu sınırları Fei Li İmparatorluğu tarafından çevrili, fakat Fei Li İmparatorluğu'na bağlı olduğumuzdan o iki sınırı koruyan askeri birliklerden tasarruf ediyoruz. Fakat asıl düşmanımız güneydeki Kalise İmparatorluğundan geliyor. Kalise İmparatorluğundan daha güneyde ise korkunç Bai Da İmparatorluğu var."
"Sadece iki imparatorluğun saf gücünü kıyaslarsak, Kalise İmparatorluğundan korkmamıza gerek yok, hatta bizim toprak alanımız onlardan fazla. Fakat, son yıllarda, Kalise İmparatorluğunun ordusu hem kalite hem sayı olarak çok gelişti ve giderek bizi bastırıyorlar. Eğer hatalı değilsem, Bai Da İmparatorluğundan oldukça destek alıyor olmalılar."
Bu Zhou Weiqing'in ilk kez birinden ülkelerin askeri ve politik açıdan analizini dinleyişiydi, dikkatlice dinledikten sonra merakla sordu: "Biz de Fei Li İmparatorluğunun desteğine sahip değil miyiz?"
Xiao Ru Se kafasını yavaşça sallarken : " Fei Li İmparatorluğu ile Bai Da İmparatorluğu'nun ikisi de genel olarak benzer güçte. Fakat, jeopolitik konumları farklı olduğu için iki imparatorluğun politikaları da oldukça farklı. Bai Da İmparatorluğu oldukça geniş bir alana sahip ve kıtanın güney batısında bulunuyor. Batısı ve güneyi deniz kıyısı olduğu için oralardan onlara gelebilecek hiç bir tehdit yok. Hatta kuzey ve doğularında bile onlar için bir tehdit yok, çünkü o sınır komşuları hep onların yanında çok güçsüz olan küçük ülkeler. Öte yandan bu iş Fei Li İmparatorluğu için çok farklı; Fei Li İmparatorluğunun kuzeyinde zorlu Wan Shou İmparatorluğu* bulunuyor. Wan Shou İmparatorluğuyla arasındaki baskı oldukça yüksek ki Fei Li İmparatorluğunun ordusunu büyük kısmı kuzeyde Wan Shou İmpartorluğu sınırında blunuyor. Biz her ne kadar Fei Li İmparatorluğuna bağlı olsak da onlardan aldığımız destek oldukça kısıtlı."
Zhou Weiqing her şey anlamıştı: "Anladım, yani Bai Da İmparatorluğu Kalise İmparatorluğunu durmadan destekleyebiliyor, bu da onların ordu gücünün bizimkisini geçmesine olanak sağlıyor. Bu yüzden şuanki savaş da bizim aleyhimize."
Xiao Ru Se, onaylar bir biçimde kafasını salladı: "Aynen. Wan Shou İmparatorluğu kuzeydeki toprakların çoğunu elinde bulunduruyor ve onların toplam arazisi neredeyse Fei Li ve Bai Da İmpartorluğunun arazilerinin toplamı kadar. Eğer Wan Shou İmparatorluğu bir sürü tarikattan oluşmuş olmasaydı ve tek bir tarikat tarafından yönetilseydi, Fei Li İmparatorluğunun diğer sınır tehditlerini de göz önüne aldığımızda, belki de Fei Li İmparatorluğu çoktan onlara kaybetmiş olacaktı. Öyle bir durumda bizim ülkemizin başarı şansı da iyice azalırdı. İyi ki Zhou Amca'ya sahibiz, o Kalise İmparatorluğunu caydıran önemli bir güç. Fakat eğer bu durum bir süre daha böyle devam ederse hiç şüphesiz ülkenin geleceği pek iç açıcı değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HJC~1.kitap
ФэнтезиHeavenly Jewel Change adlı Novelin 1. Kitabıdır . TANITIM.. Güç cevheri veya Elementsel cevheri olmadan göksel yay imparatorluğunda doğan Zhou Wei Qing, çöp olarak görülüyordu. İmparatorluğun göksel cevher ustası olan general Zhou'nun oğludur. Başka...