Güzel Müdire (3)

254 47 0
                                    

"Bir savaşta en önemli şey nedir? Fırsat, olumlu arazi ve insanlar. İlk ikisini tecrübe ve bilgiyle tespit edebilirsin, ancak üçüncüsü için bu mümkün değildir. İnsanların kalbini kazanan kişi toprakları elde eder. Sana net bir şey söyleyeyim- Ming Yu ünlü bir general olabilir ancak hiçbir zaman en iyi ödülleri almayacak ya da başkomutan olmayacak. Çünkü nereye giderse gitsin korku götürüyor, yalnızca düşmanlarına değil, kendi halkına da. Onun başarılarını hatırlayan kişi sayısı az ama çoğu ona katliamcı veya infazcı diyor. Ne yazık ki tüm kabiliyetlerine ve askeri yeteneklerine rağmen asla sevilen bir general olmayacak."

Cai Cai'nin sert ve ciddi sözlerini duyan Zhou Weiqing, sonunda durumu kavradı. Anlaşılan başkasının acısı ondan çıkarılıyordu! Aralarındaki muhtemel ilişki dedikodularını hiçe sayarsak, Cai Cai ve Ming Yu'nun askeri komuta konusunda görüşleri oldukça farklı görünüyordu. Zhou Weiqing, kalbinin derinliklerinde Ming Yu'nun fikirlerine daha sıcak bakıyor olsa da, Cai Cai'nin sözlerinde de karşı çıkamayacağı kısımlar vardı. Güçlü olan kazanır mı daha doğru bir yaklaşımdı yoksa iyilikle yaklaşarak kazanmak mı, bu sorunun cevabı öyle basit değildi.

"Müdürüm bir dakika, bir şey söyleyebilir miyim?" Zhou Weiqing çaresizce lafa girdi.

Cai Cai gözlerindeki soğukluğa rağmen gülümseyen tavrını sürdürdü.

Zhou Weiqing acı bir şekilde gülümseyerek konuştu: "Müdürüm, dürüst konuşacağım. O gün sınav olurken tamamen saçmaladım. Hayatım boyunca bırakın askeri bir akademinin sınavına, herhangi bir resmi askeri sınava bile girmemiştim."

"Tesadüfen General Ming Yu'nun yaptıklarıyla aynı yanıtı vereceğimi kim bilebilirdi. Ben bunun için buradayım, öğrenmek için! Ben herhangi bir şekilde yakınlardaki bir savaşı komuta etmeye hazır değilim. General Ming Yu gibi olacağımı söylemek için de çok erken. Bu yüzden endişelenmenize gerek yok, sonuçta burada 4 yıllık bir eğitim sürecinden geçeceğim. Akademinin amacı da bana farklı problemlere farklı şekillerle, kan dökmeden müdahale etmeyi öğretmek değil mi? Fazla düşündüğünüzü söyleyebilirim. Kimse başka birinin kopyası olamaz. Ben ikinci Ming Yu olmayacağım. Dürüst olmak gerekirse, ben o olmak istemem de, ona ilgi duymuyorum."

Zhou Weiqing bunu söyledikten sonra düzenbazımsı doğası bir kez daha ortaya çıktı. Oldukça kızgındı, öğle yemeği vaktinde öyle sebepsiz yere azarlanacak mıydı yani? Ne demek oluyordu ki bu?

Zhou Weiqing'in sözlerini dinleyen Cai Cai, bir kahkaha patlattı. Ancak bunu yaparken asilliğinden ödün vermemişti, aksine bu kahkaha, kendisine hayat dolu bir hava ve çekicilik katmıştı.

"Sonuçta bir erkeksin, neden başka bir erkeğe ilgi duyasın?" dedi Cai Cai pasif bir şekilde. Yüzündeki vahşi gülümsemeye rağmen sesi hala sakin ve barışçıldı ve Zhou Weiqing ondan gözlerini ayıramıyordu. Eğer şu ana kadar pek çok güzellik görmüş olmasaydı, bu görüntü karşısında büyülenebilirdi.

"Bana açıklama yapmana gerek yok. Az önceki sözlerim yalnızca sana Ming Yu'yu fazla örnek almamanı anlatmak içindi. Şimdi biraz senden bahsedelim. Dünkü açılış töreninde başka bir öğrenciye vurmuş olmandan söz etmeyeceğim. 3-Cevherli bir Cennetsel Cevher Ustasısın ve 17 yaşını bile doldurmadın. Ayrıca Orta Seviye Birleştirilmiş Ekipman Ustasısın. Esas bilmek istediğim, neden Cennetsel Cevher Ustası Akademisi yerine Fei Li İmparatorluk Ailesi Askeri Akademisini seçmiş olduğun?"

Cai Cai'nin bakışları, sanki Zhou Weiqing'in içini görebilecek gibi derinleşmişti.

Zhou Weiqing çaresizce yanıtladı: "Bu seçimi ben yapmadım! Ailem bunu ayarladı ve benim gerçekten seçim şansım yoktu. Üstelik, farklı şeyler öğrenmek daima iyidir, eninde sonunda orduya katılacağım zaten, bu yüzden askeri meseleleri öğrenmek iyi olacaktır. Üstelik bu akademi Cennetsel Cevher Ustalarına yönelik eğitim de vermiyor mu?"

HJC~1.kitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin