Birleştirilmiş Ekipman Ustası Takipçileri (1)

259 49 0
                                    

Bir saat sonra, Zhou Weiqing ve Ming Hua Müdürün ofisinde oturmaktaydı. Ayrıca Zhou Weiqing'in okuyla kalçası delinen çocuk ve asil sınıfın sınıf öğretmeni de ordaydı.

O anda duyulan tek ses asil öğrencinin inlemeleriydi. Belki de kötü bir yerinden vurulduğu için şanslıydı, çünkü sonrasında kimse ona dokunmamıştı. En azından herhangi bir kırık çıkığı yoktu.

Müdür Cai Cai'nin ifadesi her zamanki sakinliğindeydi ve ne düşündüğü anlaşılmıyordu. "Peki, bana neler olduğunu anlatır mısınız?"

Asil öğrenci hemen bağırmaya başladı: "Müdürüm, o yaptı! Diğer halk piçlerini bizi dövmeleri için ayaklandırdı! Ve...ve... o ... bir okla beni kalçalarımdan vurdu... tam o noktaya... çok derine!"

Bunu söylediği anda Cai Cai, Ming Hua ve asil sınıf öğretmeninin yüzleri değişti, hatta Zhou Weiqing'in yüzü bile kahkahasını zor tutan bir şekil almıştı.

Zhou Weiqing kendi kendine düşündü: Kardeş, lütfen böyle bir şekilde anlatma ... tam o noktaya, derine falan...

"Çık dışarı!" Cai Cai, gözlerinde sinirli bir ışıkla ciddi bir ses kullanarak konuşmuştu.

Asil öğrenci başka bir şey daha söylemek üzereydi ancak öğretmeni tarafından zorla çıkartıldı.

Ofiste iğne atsan duyulacak bir sessizlik oluşmuştu. Cai Cai, bakışlarını Zhou Weiqing'e çevirerek sessizliği bozdu: "Seninle bu kadar erken görüşmeyi beklemiyordum Zhou Weiqing. Neler olduğunu anlat bakalım."

Zhou Weiqing koluyla 'gözyaşlarını' silerek acıklı bir şekilde başladı: "Müdürüm, biz halk öğrencileri için adaleti sağlamalısınız. Az önce o üst sınıfın bize halk piçleri dediğini duydunuz ... onların bize karşı nasıl bir tavır takındığını görebilirsiniz. O zaman biz Öğretmen Ming Hua'nın talimatlarını dinleyip bahçede koşuyorduk. Başta hiçbir problem yoktu, sonra bir anda üst sınıflar sınıf arkadaşlarımızdan birine bir ok attı. O zaman bile harekete geçmedik, hatta ben oklarını geri verdim. O üst sınıfların hareketli bir hedef daha eğlenceli olur diyeceğini nerden bilecektik. Sonrasında da bize bir sürü ok atmaya başladılar. Bunun benim hatam olduğunu kabul etmem gerek; sınıf başkanı olarak sınıf arkadaşlarımı korumalıydım, o yüzden ok yağmuruna karşı çıktım. Onların bana bela yarattığımı söyleyip beni yere yığana kadar dövmesini hiç beklemezdim. Bu şartlar altında sınıf arkadaşlarım da kavgayı durdurmaya çalışmak için geldi ama onlar da üst sınıflar tarafından dövüldüler. Ne yazık ki, bu üst sınıfların fizikleri pek iyi değil, bizi dövmelerine rağmen onlar da yere yığıldılar. Tabii ki şunu da itiraf etmem gerekir, dayak yerken bir kısmımız nefsi müdafaa olarak karşılık verdi. Neyse ki Öğretmen Ming Hua doğru zamanda geri döndü, aksi takdirde, korkarım ki..."

Bu sözleri söylerken Sınıf Öğretmenimiz Zhou titremeye başladı, gözlerinden yaşlar dökülüyordu. Eğer asil sınıf öğretmeni kendi öğrencilerinin yaralarını görmeseydi o bile Zhou Weiqing'e inanabilirdi.

Cai Cai, Ming Hua ve diğer erkek öğretmene bakarak sordu: "Ming Hua, Wu Zhengyang, size ne demeli? Ne oldu? Öğretmenler olarak neden ders esnasında orda değildiniz ve iki sınıfın kavga etmesine izin verdiniz?! Böyle berbat bir durum tüm akademi tarihinde asla yaşanmadı!"

Ming Hua başını eğdi, yanlış anlaşılmış, hakkı yenmiş gibi görünse de hiçbir şey söylemedi. Zhou Weiqing hızlıca lafa girdi: "Müdürüm Öğretmen Ming Hua'yı suçlayamazsınız. *'Halası' geldi ve tuvalete gitmek zorunda kaldı. Bilirsiniz..."

*## 'Halası gelmek' kızların adet olmak için kullandığı bir deyim arkadaşlar.

Ming Hua ve Cai Cai aynı anda kızardı ve ona sinirli bir şekilde bakmaya başladı. Cai Cai öfkeyle konuştu: "Neden her şeyi biliyorsun huh? Sen de kaybol!"

HJC~1.kitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin