Zhou Weiqing pasif bir şekilde yanıtladı: "Öğretmenim, söyleyecek bir şeyiniz varsa buyrun... gerçi konuşacak pek bir şeyimiz olduğunu sanmıyorum. Sonuçta, bugün günahıma girdiğinizi unutmuş değilim."
Ming Hua oldukça eğlenmiş bir şekilde sırıttı. "Sahiden de günahına mı girmiştim? Bunu daha fazla tartışmayalım. Bir hikaye duymak hoşuna gider mi? Hikayemi dinledikten sonra, neden senden gelen Şeytani auraya karşı çok hassas olduğumu anlayacaksın."
Zhou Weiqing kaşlarını kaldırdı. "Şimdi, burda mı?"
Ming Hua omuz silkerek konuştu: "Eğer küçük kız arkadaşın yatak muhabbeti yaptığımızı duysun istemiyorsan başka bir yere gidebiliriz. Tabii... Benimle gelmeye cesaret edersen?"
Zhou Weiqing gülümsedi, yüzündeki şehvetli bakış geri döndü ve kızın bedenini anlamlı bir şekilde süzdü. "Peki o zaman, ne bekliyoruz? Güzel bir kız tarafından davet edilmek benim için onurdur...Nasıl reddedebilirim."
Ming Hua parmaklarını büküp onu çağırarak hafifçe kahkaha attı ve "Gel o zaman." diyerek pencereye doğru sıçradı.
Zhou Weiqing de Ming Hua'yı takip etti ve pencereden atladı. Atlarken de Cennetsel Cevherlerini saldı, hislerini maksimuma çevirdi.
Zhou Weiqing doğal olarak Ming Hua'nın kendisini bir sebepten ötürü çağırdığını anlamıştı, kesinlikle kendine güvendiği bir konu olmalıydı. Ancak bu noktada onu takip edip akışına bırakmaktan başka şansı yoktu...Bu işten kaçış yoktu.
Bu esnada, ikili belli bir mesafeye ulaştığında, koltukta uyumakta olan Şişman Kedi aniden gözlerini açtı, soluk bir ışık yayıyordu.
Ming Hua ise, evden uzaklaştıkları anda hızlandı. Çeviklik tipi bir Cennetsel Cevher Ustası olmasa da koordinasyon güçlendirmesi çok güçlüydü ve sıradışı fiziği de eklenince hızı oldukça etkileyici bir hal alıyordu. 4-Cevheri sayesinde hızı şok edici seviyelere ulaşabilirdi.
Zhou Weiqing de aralarında belli bir mesafe bırakmaya özen göstererek onu takip ediyordu. Yetişim seviyesi ona eşdeğer olmasa da, Rüzgar Niteliği sayesinde hızını ayarlayabiliyordu. Şeytani Sağ Bacağını kullanmadan bile ona ayak uydurabilirdi.
Bu şekilde batı kapısı görüşlerine girene dek koşmaya devam ettiler.
Ming Hua kapıyı gördüğü anda durdu ve Zhou Weiqing'in gelmesini bekledi.
"Şehirden çıkmamız mı lazım?" Zhou Weiqing anlamlı bir şekilde sormuştu. "Beni öldürüp saklamaya falan mı niyetlisin?"
Ming Hua hafifçe güldükten sonra konuştu: "Benim bir sırrımı falan biliyor değilsin, neden böyle bir şey yapayım? Eğer birimiz diğerini öldürecekse, bu işi yapan taraf sen olmalısın. Ben bile korkmuyorum koca adam, yoksa sen korkuyor musun? "
Zhou Weiqing yüz metre uzunluktaki duvara bakarak omuz silkti: "Buradan fark edilmeden geçecek yeteneğe sahip değilim."
Ming Hua gülümsedi: "Seni buraya ben getirdim, nasıl duvarı tırmanmana izin verebilirim? Gel, beni takip et." Bunu söyledikten sonra küçük bir ara sokağa daldı ve Zhou Weiqing'i iddiasız bir eve götürdü.
Ev sessizdi ve Ming Hua, burayı tanıyor gibi görünerek odalardan birine girdi. Hiçkimsenin olmadığı odada ilerleyen kız, yatağa yürüdü ve kenara çekerek kara bir deliği ortaya çıkardı. Arkasındaki Zhou Weiqing'i çağırarak deliğe girdi ve gözden kayboldu.
Zhou Weiqing hiç tereddüt etmeden kızı takip etti. Tünelde bir tehlike olup olmadığını bilmiyordu, onun adımlarını yakın mesafeden takip etmenin güvenli olacağına karar verdi. Bu tehlikeye düşme şansını azaltacaktı ve bir şey olursa hızlı bir tepki verebilirdi; yeni biri gelirse kızı rehine olarak kullanabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HJC~1.kitap
ФэнтезиHeavenly Jewel Change adlı Novelin 1. Kitabıdır . TANITIM.. Güç cevheri veya Elementsel cevheri olmadan göksel yay imparatorluğunda doğan Zhou Wei Qing, çöp olarak görülüyordu. İmparatorluğun göksel cevher ustası olan general Zhou'nun oğludur. Başka...