Kan Ayinleri - Karanlık Mühür (3)

249 43 0
                                    

Zhou Weiqing, Lin TianAo'ya bakarak gülümsedi ve elini Yun Li'nin omzuna koyarak konuştu: "Üzgünüm, iddianı reddedeceğiz."

Lin TianAo irkilerek yanıtladı: "Ret mi? Neden? Şartlarım size uymadı mı? Siz saldırırken hiç karşılık vermeyeceğim demiştim."

Zhou Weiqing kafasını sallayarak devam etti: "Kardeş Lin, sanırım bir şeyleri net göremiyorsun, ya da bizi aptal sanıyorsun. Sen Nihai Defans Tipi Cennetsel Cevher Ustasısın...senin ne kadar saldırı gücün var ki zaten? Tabii ki karşı atak yapmayacağını söyleyeceksin, sonuçta gücünün yüzde 90ı defansa yönelik. Doğal olarak cömertlik yapıyor gibi gösteriyorsun. Ayrıca yetişim seviyelerimiz seninkinin altında. Eğer seni kıpırdatamazsak ömür boyu kölen olmak zorunda kalacağız. Böyle bir iddia söz konusu olduğunda kendime güvenmiyorum. Gel Yun Li, dükkana gidelim, alacak şeylerim var."

Lin TianAo da Yun Li de Zhou Weiqing'in bu bahsi kolayca reddetmesini beklemiyordu. Hatta Shangguan Bing'er ve Qin Feng'in bile bir nebze kafası karışmıştı. Ne de olsa az önce Yun Li'yle olan iddiasında kimse Zhou Weiqing'in kazanmasını beklemese de o ısrarcı olmuştu. Şimdiyse, böyle iyi görünen bir iddiada geri çekiliyordu. Kimse ne olup bittiğini anlamamıştı.

Diğer taraftan, Zhou Changxi'nin Zhou Weiqing'e olan bakışları değişti ve kafasını sallayarak şöyle düşündü: Ne kadar zeki küçük bir düzenbaz. Belki de Yun Li'yle olan iddialarından çekilmemiştir.

Zhou Weiqing'in Yun Li'yi uzaklaştırdığını gören Lin TianAo ise müdahale etmesi gerektiğini hissetti. "Durun, ne şartlar altında bu iddiayı kabul edersiniz?"

Zhou Weiqing içten bir kahkaha attı. Tam ne olursa olsun kabul etmeyeceğini söylemek üzereyken, bir ses işitti, kalbi şokla sarsıldı ve dilinin ucuna gelen kelimeleri yuttu.

"Onunla iddiaya gir, sana gizlice yardım edeceğim. Kesinlikle kazanman gerek, bu kişi sana büyük katkı sağlayacak. Ben Tian Er'im." Zhou Weiqing'in kulaklarında bu ses yankılanmıştı. Sesin nereden geldiğini bilmiyordu, ama sahibi, onu geçen gün Ming Wu'dan kurtaran beyaz giyimli gizemli kadın Tian Er'di.

Zhou Weiqing'in Tian Er'e yönelik hatıraları şu ana dek gerçekçi değildi, bir hayalmiş gibiydi, ancak sonunda varlığı netlik kazanmıştı.

"Eh... bu bahse girmem tamamen imkansız değil..." Zhou Weiqing, Tian Er'den aldığı söz üzerine, fazla düşünmeden harekete geçmişti. Ancak cin fikirli biriydi ve kısacık bir an içerisinde aklına gelen fikri kullandı. "Şartlarım şu şekilde; savaş esnasında tek kolunu kullanacaksın; ve ikimiz aynı anda sana saldırabileceğiz."

Zhou Weiqing'in sözlerini duyan Qin Feng, Yun Li ve hatta Shangguan Bing'er bile onun isteklerinin aşırı olduğunu düşündüler. Bu Lin TianAo 1 set daha fazla Cevherli olsa bile, sonuçta ikiye tek bir dövüşten bahsediyorlardı, karşı atak bile yapmayacakken yine de tek elini mi kullanacaktı yani?

Ayrıca Lin TianAo'nun iddiası, ayağının yerden kalkmaması üzerineydi. Yani savaşta ayaklarını bile kullanamayacaktı. Bu şartlar altında, yalnızca tek elini kullanabilecek olması pek adil görünmüyordu.

Yun Li gözlerini kapatarak iç çekti. Ahhh, böyle utanmaz bir herife nasıl kaybettim! İtibarım tamamen mahvolacak!

Ancak Lin TianAo, herkesi şok edecek şekilde, yalnızca bir an düşündükten sonra kafasını sallayarak teklifi onayladı. Ciddi bir sesle şöyle dedi: "Peki, şartlarını kabul ediyorum."

"En?" Zhou Changxi dışındaki herkes, Lin TianAo'ya şok içinde bakmaya başladı. Zhou Weiqing bile şartlarının kabul edilmesini beklemiyordu. Ona göre, Lin TianAo bu şartları kabul etmeyecekti, kendisi de ilk şartlarla anlaşacaktı. Sonuçta, Tian Er'in yardımı sayesinde bu iddiayı kazanacağına inanıyordu. O Tian Er güzelliği, Kar Tanrısı Dağı gibi bir yerden geliyordu ve 6 set Alexandrite Kedigözü Cevheri vardı. Böyle güçlü bir varlık, Lin TianAo'nun gücü ne kadar olursa olsun, ona fazla kaçardı. Sonuçta o kız Ming Wu'yu bile korkutmayı başarmıştı. Ama Lin TianAo şaşırtıcı bir şekilde şartları kabul etmişti işte.

HJC~1.kitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin