24

2.7K 116 14
                                    

"Neden?" Kesik kesik nefes alırken, elimi kapının pervazına dayadım.

"Tavandaki kurşun izi incelemeye alındı ve içeride kullanılan silahlarla karşılaştırıldı. Hiçbir silaha uymuyordu ama Emre ifadesinde lambayı kendisinin patlattığını söylemişti. Kısaca ortada kayıp bir silah olduğu ve Emre yalan söylediği için savcı yalan beyandan tutuklama kararı çıkarttı." Uğur olanları hızlıca anlattığında aklımdaki tek düşünce savcının çok ileri gittiğiydi.

"B-ben çantamı alıp geliyorum." Elim ayağım titrerken, bir an önce Emre'nin yanına gitmek istiyordum.

"Bekliyorum, şu an askeriyedeler. Polislerle çıkmadan önce Emre'yi görebilirsin hemen gidersek," diyen Uğur'la hızla arkamı dönüp merdivenlere ilerledim.

Çantamı alıp nasıl aşağıya indim, ayakkabılarımı giydim hatırlamıyordum bile. Savcının sıkıntı çıkarabileceğini daha bu sabah konuşmuştuk. Bir an önce Emre'yi görmem gerekiyordu. Kalbimin atışı kulağımda uğuldamaya başlamıştı.

Uğur ile arabaya bindiğimizde abimi aradım. Emre'nin telefonunu almışlardır diye onu aramamıştım. Sanırım aradığımda telefonunun açılmamasından korkuyordum. Çünkü Emre ne olursa olsun ben aradığım zaman o telefonu açardı.

Abimi yol boyunca aramama rağmen telefon hiç açılmamıştı. Semih'i de aramıştım ama onun telefonu tamamen kapalıydı. Askeriye ile aramızda olan on dakikalık yol bana saatler gibi gelmişti. Öyle bitmek tükenmek bilmiyordu, ki sürekli gözüm saate kayıyordu.

Aklımda sadece Emre'yi görmek vardı. En sonunda pes edip telefonu çantama geri koydum. Askeriyenin yoluna girdiğimizde içimden dualar ediyordum. Uğur arabayı açık otoparka bırakınca beraber indik. Saat yedi olmuştu, karanlık iyice çökmüştü. Askeriyenin yanan ışıkları altında içeriye girdik.

"Bu taraftan," dedi Uğur alt kata yönelerek. Ben de peşinden ilerledim ve merdivenlerin sonunda burasının depo gibi bir yer olduğunu fark ettim.

"Uğur, burada ne yapıyoruz?" Tedirgin bir şekilde etrafa baktım.

"Gel hadi." Uğur arkasını dönüp bana baktı acele etmem için.

"Abimi bulalım önce," dedim geriye doğru bir adım atarak.

"Gamze lütfen, bana güven. Askeriyedeyiz ve Emre'ye yanlış yapacak en son insan bile değilim." Uğur'un samimi olan sesiyle bir adım ileriye attım. Semih olsa hiç düşünmeden giderdim ama Uğur bana nedense o güveni tam olarak vermiyordu.

"Tamam, geliyorum." Adımlarımı hızlandırıp tekrar yetiştim ona.

Deponun sonundaki kapıyı açtığında aslında askeriyenin arka tarafına çıktığımızı anladım. Birden yakılan ışıklarla gözlerimi biraz kırpıştırıp ışığa alışınca etrafta gözlerimi gezdirdim ve onun sesini duydum.

Biner Yağız Atına

Altında Bozkurtuyla

Cihana Bedeldir O

Düşmana Bakışıyla

Gözler Yıldız Kaş Hilal

Almış Ele Okla Yay

Gel Bir Turan Kuralım

Kızımız Olsun ''Umay''

Gerer Yayını Sertçe

Düşmanı Vurur Mertçe

''O'' Asena Duruşu

Turan'ın Kuruluşu

Emre her cümlede durduğunda biraz önce fark ettiğim kalabalık asker topluluğu onu tekrar ediyordu. En son sessizlik olup, marş bitince bana doğru ilerledi. Ben halen şaşkınlıkla onu izliyordum.

Dağ Başında Aşk (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin