Bölüm 7 / 👨‍✈️👩‍💼

151K 7.9K 2.4K
                                    

Bölüm ithafı- aleynaD04 / MssEmka

Medyaya bakmayı unutmayın lütfen.

&

Ellerimiz de bezerle diz çökmüş yerleri iyice kuruluyorduk. Nemli kalan son bölgeye Emre ile aynı anda eğilince kafamız çarpıştı ve bir nefeslik mesafede gözlerimiz buluştu.

"Ben silerim" dedim gözlerimi kaçırıp. Bu yakınlık aramızda bir elektiriklenme oluşturmuştu. Tekrar gözlerine baktığım da bana baktığını gördüm sonra geri çekildi ve bana bıraktı. Tuttuğumun bile farkında olmadığım nefesimi verdim. Kapı açılınca o tarafa döndüm. Emir kapıdan;

"Komutanım Seda Hanım çay demlemiş sizi çağırıyor." dedi Emre'ye bakarak. Biraz önceki atışmadan sonra bana hiç bakmamıştı.

"Tamam, geliyoruz." dedi Emre ayakta duruyordu zaten. Bende son kalan yeri silip ayağa kalktım.

"Valizim" dedim yeni aklıma gelmişti. Suyun üstünden alıp Emre valizimi koltuğun üstüne koymuştu. Hızla gidip içini açtım. Şükür ıslanmamıştı. Geri kapattım fermuarını arkamı döndüğüm de iki adamında beni izlediğini gördüm.

Kahretsin en üstte iç çamaşırlarım vardı ve ben beyaz dışında her rengi seviyordum. Yüzüm kırmızının tonları arasında gezinirken az önceki olayı yok saymaya çalıştım.

"Emir ben sana abimin üstünden getireyim. Emre Bey siz de istermisiniz?" dedim. Askeriye on dakika uzaklıktaydı eve yedek üstü orda vardı muhtemelen.

"Gerek yok bende burada oturuyorum. Bu arada aklıma gelmişken tavuklu patatesiniz çok güzeldi elinize sağlık" dedi cömertce gülümsemesini bana sunarken, zümrüt gözleri parlıyordu.

Abimin "bekar arkadaş" terimi bunun üzerine Emre oluyordu. Emir boğazını temizleyip odada olduğunu belli etti.

"Teşekkür ederim, afiyet olsun" dedim. Valizimi bir daha onların önünde açmayacağım için;

"Siz inin ben hemen geliyorum" dedim.

İkisi çıkınca kapıyı arkalarından kitledim ve kanepenin üstünde olan valizi açtım. İçini deşerek aradığımı bulmaya çalışırken de söylemiyordum. Ne var canım renkli iç çamaşırı seviyorsam! Ben size donunuzun rengini biliyorum diyor muyum hiç!

Hızla üstümü değiştirip aşağı indim. Seda, Emre ve Emir mutfaktalardı. Hayret doğrusu çay demlemeyi biliyor muydu bu kız?

"Yenge, Emir için abimin kıyafetlerinden verir misin?" dedim. Gülümseyerek yanınma geldi ve kenara çekti beni.

"Elin adamına ne vericem kıyafet? Gidince değiştirsin işte." dedi kaşlarını çatarak.

"Elin adamı değil Emir, Ankara'dan aile dostumuzun oğlu. Abimde tanıyor ayırca bu yaptığın çok ayıp, tanımasa bile bizim yüzümüzden hastalanabilir." dedim Seda'nın tutumunu değiştirmediğini görünce elimdeki en güçlü kozumu oynadım bunu yapmak istemesemde.

"Abim böyle davrandığını öğrenirse ki bence öğrenir sana kızar bana değil" dedim.

"Sen beni tehdit mi ediyorsun?" dedi sinirle.

"Nasıl anlamak istiyorsan." dedim ve ona arkamı dönüp mutfağa gittim. Kendime de bir bardak çay alıp masaya oturdum. Emre ve Emir karşılıklı bende ortadaki boş yerde oturuyordum. Biraz sonra Seda elinde eşofman takımı, çorap ve iç çamaşırı takımı ile geldi.

"İç çamaşırı kullanılmamış etiketi üstünde rahatça giyebilirsin yan odada" dedi.

"Teşekkürler Seda Hanım zahmet oldu sizede" dedi Emir mahcup olarak.

"Aaa hanım da neymiş sen Seda abla de bana. Gamze senden çok söz etti." dedi gülümseyerek. Emir de bana bakıp gülümsedi bense kaşlarımı çatmış Seda ya bakıyordum.

"Git giyin hemen çıkıyoruz" dedi Emre sert bir şekilde. Baktığım da yeşillerinin bir ton daha kararmış, alnının kırıştığını gördüm. Sinirlenmiş miydi?

"Emredersiniz Komutanım" dedi Emir baş selamı verip çıktı. Yan odadan kapı kapanma sesi gelince Emre konuşmaya başladı. Ben ise çayımı karıştırmakla meşguldüm.

"Yenge petek kırıldı asker beceremedi ben yarın şehirden bir usta gönderirim. Pas tutmuş borular" dedi Emre.

"Senin ayı gücünden olmasın" diye mırıldandım. Emre duyduysa da bir şey demedi ama dudağının kenarı hafif kalktı gibi geldi bana yada yanlış gördüm.

"Tamam Emre zaten o odada Gamze kalıyordu salonda yatar bugün de" dedi önemsiz bir şeyden bahseder gibi.

"Yok yenge ne salonu tavan arasında yatarım ben" diyerek başımı iki yana salladım.

"Hazırım ben komutanım" dedi Emir içeri girerek. Abimin kıyafetleri tam olmuştu aslında keşke Emre de giyseydi paçaları ona bir karış yukarı da olurdu o halini aklıma getirmek gülümsetti beni. Gözlerim dalgınca bakarken Emre'nin bardağı masaya biraz sert bir şekilde bırakmasıyla yerimde sıçradım.

"Biz gidelim artık. Çay için teşekkürler yenge" dedi Emre ayağa kalkarak. Bende ayağa kalktım, Seda zaten tezgaha yaslanmış ayaktaydı.

"Rica ederim Emre. Cahit akşama gelir değil mi sorun yok? dedi Seda.

Abimin görevi dolayısıyla bazen iki üç gün eve gelmediği oluyordu. Tabi bu şehir içinde olan görevinde geçerliydi. Bazen şehir dışı hatta ülke dişi operasyonlara katılıyordu ki aylar sürdüğü de oluyordu. Seda ile nişanlıyken 2 ay gitmişti. Tabi bize operasyona nereye gittiğini ve içeriğini söyleyemiyordu sadece gideceğinden haberimiz oluyordu. Ne zaman döneceğini bile bilmiyorduk.

Haftada bir ya da iki kez arayıp iyi olduğunu söylemişti sadece. Bu sırada Seda ile araları açılmış hatta nişanı atma durumuna gelmişlerdi. Abim ona bu seçeneği ilk kez o zaman sunmuştu. Sonuçta işiydi bu ve keyfine göre de gitmiyordu. Zamanla Seda kabullendi bu durumu ama abim ne zaman gitse hepimizin kalbi sıkışıyordu.

"Yok yenge akşama gelir denetleme olacakmış da evraklarla uğraşıyordu" dedi Emre içimizi rahatlatarak.

"Tamam Emre, kolay gelsin size" dedi Seda benim kalktığım sandalyeye oturarak. Emre ve Emir çıkınca bende yolcu etmek için arkalarından ilerledim. Seda'nın niyeti yoktu belliydi ki.

"İyi günler Gamze Hanım" dedi Emre.

"Size de Emre Bey" dedim beyin üstüne bastırarak. Emir bana gülümseyip başıyla selam verdi bende tebessüm ettim.

"Takım çantası nerede asker?" dedi Emre yine otoriter ses tonuyla.

"İçeri de unutmuşum komutanım" dedi Emir yere bakarak. Emre başını iki yana olumsuz olarak salladı.

"Ben getiririm şimdi" dedim.

"Çok ağır siz kaldırmayın, ben alırım" dedi Emre. Ben daha cevap vermeden üst kata çıkmaya başladı.

"Hayır" dedim ama duymadı büyük ihtimalle. Arkasından koşar adım ilerledim bende. Valizim kanepenin üstünde açık duruyordu! Odaya girdiğim de Emre alet çantasını almış kapıya gelmişti. Yüzüne baktığım da gülümsememek için dudaklarını ısırıyordu. Çok mu tatlıydı ne?

"Buyurun" dedim kapıdan çekilerek. Yanımdan geçerken kollarımız birbirine değdi, ürperdim birden. Valizime baktığımda ise en üstte duran çiçekli sütyenim bana göz kırpıyordu. Ellerimi yüzüme kapatıp ayaklarımı yere vurdum. Bir adama göstermediğim o kalmıştı!

Benim yazarken gülümsediğim bir bölüm oldu. 😊

Yemeği Emre'nin yediğini tahmin edenler burda mı?

Emir de ya da Emre de kıskançlık sezenler?

Oy vermeyi unutmayın lütfen. ⭐

Dağ Başında Aşk (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin