15

3.1K 119 0
                                    

Emre'den

"Bir yanlış anlaşılma var galiba, siz ne dediğinizi duyuyor musunuz?" Sorumla birlikte iki Polis bana doğru döndü.

"Elimizde tutuklama kararı var," dedikten sonra kâğıdı bana uzattı.

Sinirle kâğıdı elinden aldığımda hızla okudum. Gerçekten de doğduydu. Tutuklama kararı bir saat önce çıkarılmıştı, alttaki ismi görünce bir küfür savurdum. Gediz'in davasına bakan Mete denen savcı vermişti kararı. Kâğıdı geri uzattım.

"Biz de geliyoruz." Gamze'yi önce emniyete alacaklardı ifade için.

"Tabii gelebilirsiniz. Kelepçe takmamız gerekiyor ama prosedür gereği," dediğinde kelepçeyi çıkarttı.

"Gerek yok, geliyor işte," dedi Semih öne doğru çıkarak.

"Bırak Semih, polisler de görevini yapıyor. İyiyim ben," dedi Gamze gözleri dolu dolu olsa da gülümseyerek.

Ben o gözlerde kalbimi, o gülümsemede ruhumu bıraktım.

Bileklerine kelepçe takılırken, tutup aralarından çekip almak istedim Gamze'yi. Ama bu çözüm değildi, aksine her şeyi daha berbat hâle getirirdi. Gamze iki polisin arasında yürürken yanında durdum. Bir şey söylemiyordu ama korktuğuna emindim. Beynim durmuştu sanki, düşünemiyordum. Bunu kim yapardı, Gamze dün yanımızdaydı. Bizimkiler dışında kimse bilmiyordu üstelik. Görev emri gizli olduğu için dosyada Gamze'nin adı bile geçmiyordu.

"Semih, Mine'yi ara," dedim arabaya binerken.

Ben polislerin arabasına Gamze'nin yanına oturdum. Diğerleri Semih'in arabasıyla gelecekti. Dün operasyonda olduğumuzdan bugün hepimiz rapor vermek için gelmiştik. Semih'in telefonunu çıkarttığını gördüğümde araba hareket etti. Olayları bütün detaylarıyla Mine bildiğinden bize en iyi o yardım ederdi. Gamze'nin elinden tuttuğumda yine buz gibiydi.

"Yanındayım," dedim gözlerine baktığımda.

"Beni bırakma." Öyle saf öyle masum duruyordu ki alıp göğüs kafesimin içine saklamak istedim.

"Asla, seni asla bırakmam." Gözünden akan bir damla yaş yavaşça kendine bir yol çizerken parmağımla sildim.

Ellerini avuçlarımın içine aldım. Korktuğunu biliyordum ama o yine de dimdik duruyordu. Gamzeli beni şaşırtmıyordu, bana inanıyordu. Onu asla bırakmayacağımı biliyordu. Sadece işin aslını öğrenmem gerekiyordu. Sonra hepsini halledecektim.

Karakola gelene kadar düşünmekten başka bir şey yapamadım. Bu işin bir çıkar yolunu bulmam gerekiyordu. Özge ölmüştü ama kim tarafından planlanmıştı bu cinayet? Eğer Sercan ölmeden önce böyle bir şey planladıysa, geride iz bırakmış olmalıydı. Araba durduğunda polisin kapıyı açmasıyla önce Gamze sonra ben indim. Arkamızdan Semih'in arabası durdu, peşimizden onlar da geldi. Karakoldan içeri girdiğimizde Gamze'nin elini tuttum. Ellerimize bakıp tebessüm ettiğinde güzel yüzünü izliyordum.

"Mine gelene kadar tek kelime etme," dediğimde bana baktı. Başını sallayıp onayladığında Gamze'yi sorgu odasına aldılar.

Duvara doğru yaslandığımda yapacak bir şeyim yoktu şu an. Gamze'yi bırakıp buradan çıkamazdım. Neler olduğunu öğrenmem gerekiyordu ki onun için de önce Mine gelmeliydi. Herkes sessizce bekliyordu. Semih, Mine'nin birazdan burada olacağını söyledi. Burada ortaklaşa devam ettirdiği dava devam ediyordu neyse ki, henüz Ankara'ya dönmemişti.

"Mine geldi." Uğur'un sesiyle kapıya doğru döndüm. Mine hızlı adımlarla yanımıza geldiğinde avukat kartını çıkarttı.

"Neler oluyor? Gamze nasıl tutuklandı?" Şaşkınlıkla sorduğunda hepimiz aslında bu sorunun cevabını merak ediyorduk.

Dağ Başında Aşk (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin