17

1.7K 120 7
                                    


Gediz'den

Hızla girdiğim apartmanda asansörü es geçip merdivenlere yöneldim. İkinci kata geldiğimde zili çalmaya, kapıyı yumruklamaya başladım. İçeriden gelen seslerle daha hızlı vurdum kapıya.

"Ceyda!" diye bağırdığımda sinirle birden kapı açıldı. Ceyda, üstünde eşofmanlarıyla şaşkınca bana bakıyordu.

"Abi." Gözleri şaşkınlıkla büyürken, kaşları çatılmıştı.

Arkasına baktığımda göz göze geldiğim kızın bakışları beni delip geçiyordu sanki. İlk defa gördüğüme emin olduğum kız, uzun boyu, omuzlarından süzülen kahverengi saçları ve kahvenin en yumuşak tonunu taşıyan gözleriyle beni kendine çekiyordu. Kaşları gittikçe çatılırken, kardeşime döndüm.

"Ceyda, neredesin sen? Çok merak ettim seni." Derin bir nefes alıp, sakinleşmeye çalıştım.

"Abi herkesin haberi var Gamze'de kalacağımdan. Bu hafta önemli sınavlarımız var, ders çalıştık beraber." Sinirim yatışırken, Ceyda'nın arkasında elinde telefonla duran genç kıza baktım. Büyük ihtimalle polisi arayacaktı.

"Kusura bakmayın, rahatsızlık verdim." Mahcupça konuşurken elimi enseme attım. O mahalledeki iki zibidiye gidince ne yapacağımı biliyordum ama ben. Hep onların yüzünden bu kadar dolmuştum. Ayıp olmuştu kıza da.

"Evet, verdiniz," dedi lafını geri çekmeden. Tek kaşım yukarı kalkarken oldukça ilgimi çeken kıza baktım.

"Peki o zaman, ben gideyim." Kendime söverken bakışlarımı üstünden çektim. İki üç şerefsizin dediğine inanırsan Allah belânı da böyle verir işte Gediz!

"Nereye abi, eve mi?" Ceyda'nın sorusuyla başımı salladım.

"Evet, eve geçiyorum, evde görüşürüz akşam." Ceyda içeri girerken, Gamze ondan önce geçmişti içeriye.

Binadan çıkıp dairenin bulunduğu yere baktığımda ışıkların kapalı olduğunu gördüm. Saat gecenin biri, herkes uyuyor tabii ki. Gamze'nin sinirli halleri gelince gözümün önüne gülümsedim. Bu kızda daha ilk görüşte beni etkileyen bir şey vardı. İsmi Gamze olduğuna göre yanağındaki o minik çukurları görebilecek miydim ben de bir gün acaba?

"Saçmalama Gediz, kız seni tanımıyor bile. Sanki ben tanıyorum anasını satayım. Belki sevgilisi var." Sinirle arabanın kapısını açarken kendi kendime söylendim. Aklıma gelen düşünceyle arabayı çalıştırıp Eskişehir'e doğru yola çıktım. Nasıl olsa Ceyda'dan her şeyi öğrenebilirdim.

Birkaç gündür Ceyda'yı okuldan almaya gidiyordum, bu bahaneyle Gamze'yi de görmüş oluyordum. İlk tanışmamıza göre biraz daha aramız iyiydi. En azından birbirimize selam vermeye başlamıştık. Ve ben onun yanağında güldüğünde içine göçen o iki çukura hayran kalmıştım. Her defasında farklı bir yönünü görüyor, bir başka hayran oluyordum ona.

"Abi, sana bir şey soracağım," diye gelip yanıma oturdu Ceyda.

"Tabii, sor." Kucağımdaki bilgisayarı bir kenara bırakarak Ceyda'ya döndüm.

Üniversite sınavlarına çalışıyordum, bu arada da babamın yanında işe devam ediyordum. Ben liseyi bitirdiğim sene babam kalp krizi geçirmişti ve o zamanlar üniversiteyi bir kenara bırakıp babamın sahibi olduğunu kafenin başına geçmiştim. Babam bu yıl tamamen toparlayınca da işleri geri devir almıştı. Ben de yarım bıraktığım eğitim hayatıma devam etmek için derslerle uğraşmaya başlamıştım. Ceyda ile aramızda ise tam iki yaş vardı.

"Sen üniversite olarak bizim okulu mu tercih edeceksin?" dedi yüzündeki imalı gülümsemeyle.

"Neden olmasın? Sonuçta şehrimdeki üniversite, hem babama da yardımcı olmaya devam ederim." Daha önceden de böyle düşünüyordum zaten, buradan taşınmak gibi bir niyetim yoktu üniversite için olsa bile.

Dağ Başında Aşk (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin