Bölüm 7

12 2 1
                                        


Sessizce ağlarken elimle ağzıma bastırdım. Ayaklarını izledim. Gittiği rafı izledim. Dosyayı alırken düşürdüğünde söylenerek eğilmesini izledim.

Bana sırtı dönüktü. Deri ceketli adam diğerlerinden farklı renkte bir dosya tutuyordu. Benimki gibi siyah değildi.Üzerinde iki çizgi olan daha ince bir dosyaydı. Gözüm dolunca görüntü bulanıklaşıyor, yaş yanağımdan süzülünce netleşiyordu.

Korkudan yerimde donup kalmıştım.

Adam arkasına dönse göz göze gelecektim ama o arkasına dönmedi. Dizini tutarak doğruldu, bir iki kere dizine vurdu televizyonu çalıştırmaya çalışır gibi. Sonra doğrulup elinde dosyayla kapıya gitti.

Bu saatten sonra bir ses duyar da ardına dönerse dayanabilir miyim bilmediğimden nefesimi tuttum.

Adam beni görmeden gittiğinde yere yığılıp büzüldüm ve bir dakika kendime gelmek için izin verdim. Ağladım. Dizlerim titriyordu hâlâ.

Eğer yakalanıp da kovulsaydım önce Atay'ı sonra beni öldürecekti.

Önce Atay'ı...

Kendime verdiğim süre biraz uzadı, ağlayarak doğruldum ama ayakta durmak için duvara tutunuyordum. Yanaklarımı silip kapıya giderken rafın önünde durdum, ince dosyalara baktım. On yer vardı, onu da doluydu. Adam nereden almıştı o zaman onu?

İlkini çekip aldım elime ve ilk sayfasını açtım, sonra da diğer sayfalara baktım.

Boştu. Boş, bembeyaz A4ler vardı içinde.

Anlamadım.

Kapatıp geri koydum.

Ben bu işlere çok yabancıydım aklıma bir şey gelmiyordu.

Parmak ucumda çıktım oradan. Asansöre bindiğimde sırt çantamın kollarını sıkı sıkı tutuyordum.

Güvenlik yine başıyla selam verdi uzaktan.

Arabayı park ettiğim yere gittim. Kendimi içine attığımda direksiyonun üzerindeki ellerim titriyordu. Durduramıyordum. Yumruk yapıp açtım. Derin nefesler aldım. Atay'ın iyi olduğunu ve iyi olacağını düşündüm.

Sakinleşmeye çalışıyordum.

Joker aradığında elim telefona zar zor gidiyordu. Onunla konuşmak istemiyordum. Beni yalnız bırakmıştı.

"Sen de epey korkak çıktın." Dedi dümdüz sesiyle.

Bir kez kızmıyor ya da asla eğlenmiyordu. Hep aynı şekilde soğuktu.

"Bana cevap ver."

"N-e istiyorsun?" dedim güçlükle. Telefonu cebime atıp kulağımdaki kulaklığı düzelttim.

"Bana ihanet etmek için cesur olman lazım. Ne kadar cesursun bakmak istedim."

"Ne yaptın ne?" dedim şaşkınca.

"Kimse arşive girdiği için kovulmaz. Ayrıca denetim ekibindekilerin arşive girme yetkisi var. Seni orada başkan ya da başbakan bile görseydi, orada olmanda bir sakınca yoktu."

Ağlayarak başımı geriye yasladım.

"Ağlama yeter."

"B-enimle oynadın... Ne kadar korktuğumu biliyor musun?"

"Evet. Biraz korkarsan sinirlerine iyi gelir diye düşündüm."

İnkar bile etmedi.

Ağlarken kulaklık kulağımdan düştüğünde elimle yüzümü kapattım. İçimi çekerek ağlarken kulaklıkların ikisi de kucağıma düştü ama elimi kaldırıp da onları alamadım. Sadece içimi çekerek ağladım arabanın içinde.

RehinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin