Bölüm 16 bankacı

10 1 0
                                    


Dosya nerede diyordu. Bende olduğunu biliyordu. Beni başkasının öldürmesine izin vermedi şimdi kendi öldürecek diye düşündüm. Adamla yollamadı ama yaşatmayacak diye korktum. Başkalarının önünde kendi çalışanını korudu ama bunun yalan olduğunu yalnızken inkar etmeyecekti.

Kazağımın kollarını avucuma çekip sıktım, nefes alıp düşünmeye çalıştım. Bir yalan bulamadım.

"Dosya nerede? Sende değil mi?"

"Değil." Dedim tereddüt etmeden. Bende değildi, ama aptal gibi inkar etmiştim. Çok aptalca bir hata yapmıştım? Hangi dosya demem lazımdı, bende değil demiştim. Aptal gibi. Gülmemek için kendini tutuyordu, eğleniyordu. Babasının şirketinde olanlardan haberi olsa da bu kadar eğlenir miydi?Belki de nereden geldiği belli olmayan para, belki uyuşturucudan gelen para, Mert'in elinden geçiyordu. Belki askerliğini bitiren buydu. Uyuşturucu. Belki de değildi.Kafamdan bir sürü düşünce aynı anda karşıya geçmeye çalışıyor birbirine çarpıp yerlerde yuvarlanıyordu, üstelik birileri korna çalıp acele etmemi söylüyor gibi hissediyordum.

Yutkunup kendimi konuşmaya zorladım. "Şirketten bir şey almadım. Ne dosyasını soruyorsanız bende değil, olamaz. Eğer doldurmam gereken dosyaları diyorsanız masamdaydılar zaten, onları sormuyorsunuz değil mi? Onları sormuyorlardı..."

Başını iki yana salladı, yüzündeki o eğlenen ifade beni korkutuyordu. Saklamaya çalışsa da, açıkça gülmese de fark edebiliyordum. İfadesiz tutmakta zorlanıyordu yüzünü.

Dosya bende değil deyince bitecek miydi?

"O zaman arşive neden gittin?"

O kadar kolay değil diyordu.

"Joker hakkımı kullanmak istiyorum..." diye mırıldandım dalgınlıkla. Jokerin yanımda ya da en azından sesinin kulağımda olmasını istiyordum. Jokerin bu durumdan nasıl sıyrılacağını düşündüm. O olsa ne derdi?

Gergindim aslında ama sonra bir anda dalgınlık çöktü. Neden bu kadar gerildiğime anlam veremedim. Burası benim kalmak için çabalayacağım bir yer değildi, girmek için çabalamamıştım.

Atay için burada kalmam lazımsa belki de Tehdit zaten bunu benim için yapardı.

Ya da yapmazdı.

Arşive ilk gittiğim gün beni korkutup yalnız başınasın demişti. O şakaydı ama bunu gerçekten de yapabilirdi, benden vaz geçebilirdi. Beni terk edip bu karmaşanın içinde yalnız bırakabilirdi. Bu durumdan kendi başıma mı kurtulmam gerekiyordu?

Yanağımın içini ısırarak ağlamamak için kendimi tuttum.

"Dosya sende mi Masal?"

"Değil Mert bey."

"Arşive neden gittin Masal?"

"Neden ben yolladım dediniz Mert bey?"

Sorduğum soruyla başını iki yana salladı. "Bana anlatırsın diye..." dedi.

Anlatamazdım. Atay'a bir şey olsun istemiyordum.

Ben de başımı iki yana salladım.

"Anlatmayacaksan bundan sonra sana güvenemem Masal."

Tehdit beyin bana güvenmesi daha önemliydi. Ama biraz kırılmıştım, çünkü ben fırsatını bulduğumda ilk ona koşmak istiyordum, ama o artık bana güvenmiyordu. Ne güzel...

"Çık." Dediğinde derin bir nefes aldım. Bana güvenini kırmıştım, zaten önceden de hırsız olduğumu düşünüp fazla güvenmiyordu, şimdi hiç güvenmeyecekti. Ama daha fazla sorup da üzerime gelmediği için memnundum.

RehinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin