Bölüm 44

7 1 0
                                        


Mert'ten

>

Öksürerek doğrulduğunda sehpadaki suyu alıp ona uzattım. Gözlerini açmadan suyu içip geri uzattı. Uzun bardağı alıp geri koydum. Başını ovarken kısık gözlerle etrafa bakıyordu.Ağlamaktan ağrıyor olmalıydı, ona bugün biraz geç kalmıştım. Telefonunun şarjı bittiği için ne olduğunu bilmiyordum, duymamıştım. Depoya gittiğimde beklediğim gibi içeride Atay yoktu. Polislerin Masal'ın koşarak gittiği yeri tarif etmesinin ardından onu yere çökmüş ağlarken bulmuştum, ormanın içinde yolunu kaybetmiş peri gibiydi. Onun her geçen gün biraz daha parçalandığını gördüğümde içim ürperiyordu.

Baran ve arkadaşları yaklaşmaya çekinmişlerdi, içeride Atay'ın cesedi bulunsa vereceği tepki yine yaklaşık olarak buydu. O zaman niye bu kadar üzüldü, bağırarak kimden özür diliyordu bilmiyorum.

Koşarak ona giderken hızımı alamayıp çarpmıştım, yine de elinde bir şey yok gibi duruyordu. Benim çarpmam onun masaya ya da kayaya çarpması gibi bir şeydi çünkü.

Şimdi daha sakin ve uykulu bakıyordu, belki de yine boşluğa düşmüş olanı biteni anlamaya hatırlamaya çalışıyordu.

Onu kendi evime getirmiştim ve ne tepki vereceğine bakıyordum. Evine götürmedim, onun abisini görmeyi şuan istemiyordum, çünkü elimden bir kaza çıkacak gibiydi. O kaza Uğur'un kafasına bir kurşun olarak yol alacak gibiydi. O kazayı sürekli erteliyordum.

Battaniyeyi sıkıca kavrayıp koltukta bana doğru geldi, koluma sarılıp yanıma büzüldü. İçimi titreten tepkisini sakince izledim. Evimde uyanmaktan rahatsız olmamıştı. Bir şey demedim, aklını toplamasına izin verecektim. İçimi çekerken onun sıcaklığını kolumda hissediyordum. Yeniden uyuyakalacak gibiydi.

> Birkaç saat önce >

Uğur'dan>

Masal'ın manitasıyla dalga geçmek için koşarak mutfaktan çıkarken bir adamın sesini duyunca yine aynı hızla mutfağa geri döndüm, üzerime dökülen soda tişörtümü yapış yapış yapmıştı. Camdan manitasının aşağıda kaldığını görmüştüm eve kimi getiriyordu bu kız. Sadece birkaç saniye sonra ona komiserim dediğini duyunca elimdeki tenekeyi sıkarak duvara yaslandım, gölgemi bile görmemesi lazımdı. Galiba Masal evde olduğumun farkında değildi, birkaç gün gelmedim diye yine yokum sandı, salak komisere git kahve yap ben yorgunum dedi. Aptaldı bu kız.

Atay'ın kaçırıldığını babamın bir arkadaşından duymuştum Kıbrıs'tayken. Burada gecenin karanlığında gizlene saklana ne kadar arayabilirdim bilmiyordum hiç, yine de oturup bekleyemezdim, o salak çocuk çok cılızdı, uzun süre ablasından ayrı kalamazdı. Benden ayrı kalırdı, annemden ya da babamdan ayrı da uzun süre yaşamıştı ama Masal olmadan biraz zordu.

Her şey çok üst üste gelmişti.

Gemideki patlamadan zar zor canımı kurtarmışken, eline silah almayan ben olayın faili ilan edilmiştim. Ben yapmadım da diyemiyordum o kadar para aldıktan sonra. Kaçıp gitmiştim temiz temiz.

Epey zaman önce, babamın hapse girdiğini duymuştum.

Annemin evi terk ettiğini duyduğumda Masal yalnız kaldı sanıp dönmeyi düşünmüştüm ama annem Masal'ı yalnız bırakmayı umursadı mı bilmesem de Atay'ı da bırakmış ve gitmişti. Yok, muhtemelen ayak bağı olmasın diye Atay'ı bırakmıştı, Masal yalnız kalmasın diye değil. Onun Londra'da olduğunu duymuştum ama muhtemelen şimdi başka bir yerde geziyordu.

Bunlar olurken dönmem zordu, olay çok tazeydi, her yerde aranıyordum tüm ülkede.

Bunca zaman kaçıp paranın yarısından fazlasını bitirdikten sonra Atay'ı duyunca dayanamamıştım işte. O ikisi o kadar uzun zamandır bir başlarına ayakta durmaya çalışıyorlardı ki, şimdi birbirlerine dayanmadan doğrulmak ikisi için de çok zordu. Asla Masal kadar güçlü olmamıştım, babamın gözdesiydi ohep. Küçükken beni döverdi. Mahallede kendinden büyükler bile ondan korkar, ona bulaşmazlardı.

RehinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin