>Mert'ten
51
Freni çekip binanın önünde nöbet tutan askerlere baktım, bu durum aklımı kurcalıyordu.
Mesaj gelince telefonu aldım elime.
"Plaka sahte. Uğur şehirden çıkmış ve sonra araba değiştirmiş olmalı."
Yolcu arka arkaya mesaj atıyordu.
"Telefonun sinyali geliyor, AVM 'den, kontrol etmeleri için birini yolladım ama orada olacağını sanmıyorum. Çalıntı hattan da çoktan kurtulmuş belli ki."
İki gündür Uğurla alakalı her yere bakıyordum ama artık şehirden çıktıklarından emindim. Her taşın altına bakmıştım, yoklardı. Şerefsiz Uğur nereye gidiyorsa gitse de Masalı almasaydı bari.
Tamer mesaj attığında cevap yazmak için boşluğa dokundum.
"Ejder yeni mal alıyor bugün, takip etmeyecek miyiz? Şirkete bugün de gelmeyecek misin?" yazdı.
"S*keyim Ejderi."
"Gelmiyorsun yani."
"Tamer şirketle ilgilen sen benim aklım başka yerde. Önce şunu halletmem lazım."
Masal aklımı başımdan almıştı bir kere, diğer şeylerle ilgilenemezdim onun iyi olduğunu bilmeden.
"Hiç düşünmüyorsun Masal bulunmak istiyor mu diye? Kaç gündür aramadı bile, sence hiç fırsatı olmadı mı, yoksa kendisi mi aramadı?"
"Yüzüne sorarım artık bulunca, kurtarılmak istiyor musun diye? S*kik herif."
"Sen şirketi merak etme, mesai saatlerinde içmeyip buraya göz kulak oluyorum. Ama Masal'ı boşa arıyorsun, yaptığın şey sadece onu dibe çekmek."
"S*ktir git."
Telefonu yana atıp kafamı geriye yasladım. Tamer sinirlerimi bozmasa belki daha mantıklı düşünürdüm.
Gözlerimi yumdum ve dinlenirken düşünmeye devam ettim.
Sakinleşmeye çalışıyordum.
Yavaş yavaş.
Her adımı yeniden düşündüm.
Uğur onu nereye götürmüş olabilirdi? Babasının haberi var mıydı acaba, muhtemelen Masalı uzaklaştırmak isteyen babasıydı en başından. Ama nerede olduklarını babasının bildiğini sanmıyordum, Uğur o kadar salak değildi. Uzak durması gereken bir sürü düşmanı vardı babasının, ama en çok da Masalı babasından uzak tutmak istemiş olmalıydı. Biraz aklı varsa nereye gittiğini babasından da saklıyor olmalıydı. Babasının eline kendini de kız kardeşini de koz olarak vermezdi asla. Uğur babasına güvenmemesi gerektiğini bilirdi.Boşuna gidip Taylanla konuşmanın anlamı yoktu. Biliyor olamazdı. Uğur babasına nereye gittiğini söylemezdi.
Uğur çok zeki değil güçlü değildi. Nasıl gemiyi patlattı henüz anlamadığım gibi nasıl bu kadar zaman polisten kaçtığını da anlamıyordum. Babası bile yakayı ele vermişti işlediği son cinayetten sonra, Uğur nasıl kaçıyordu? Bu kadar güçlü kimden yardım alıyordu? Zengin biri miydi? İşi bilen biri mi yoksa? Gözlerimi açtım hızlıca telefona uzandım Yolcuya yazdım.
"Uğur'un polis arkadaşı var mı bul."
Bir polis ona yardım ediyorsa hep kaçmayı böyle başarıyor olabilirdi.
"Bakıyorum hemen." Yazdı Yolcu.
Birinin arabaya geldiğini gördüğümde telefonu indirdim. Nişan sağa sola bakarak bana yanaşıyordu. Hastanenin önünde olduğuna göre Taylan'ın yanından geliyordu. O da benim gibi Taylan'la görüşmeye gelmişti, ben kapıda durup kalmıştım, Masalın nerede olduğunu biliyor olamaz diye düşünüp girmemiştim ama belli ki o binaya girmiş onunla konuşmayı başarmıştı. Yüzü beş karış asıktı. Gözlerini dikmiş direkt benim arabama geliyordu. Cama iki kere vurduğunda ortadaki aynadan geriye baktım. Köşede siyah bir Opel Astra duruyordu. Polis sürekli Nişan'ın ensesindeydi. Nişan bu kez olaya elini sürmeye fırsat bulamamış olabilirdi. Birkaç kızın cinayetinden Baran onu sorumlu tutuyordu, gözünü ayırmıyordu artık ondan. Nişan Uğura yardım etmiş olamazdı. Ama hiçbir şey bilmiyor muydu, mutlaka kulağına gelen bir şeyler vardı.
![](https://img.wattpad.com/cover/334828569-288-k707857.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rehin
Genel Kurgu... -Atay elimde ama sen telefonu yüzüme kapatıyorsun. O kadar mı nefret ediyorsun bu çocuktan Masal? ... "Bu hikayedeki tüm kişi ve kurumlar hayal ürünüdür."