Bölüm 42

3 1 0
                                    


>Masal'dan> 42

Nişan benimle kalabalık bir kafenin en köşedeki masasında buluştuğunda kafamı cama koymuş düşünüyordum. Nişan olabilir miydi? Sahiden Baran adresi bulabilir miydi? Direkt Atay'ın yerini bulabilir miydik?

"İyi misin?" diyerek karşımdaki sandalyeye oturdu. Masaya bıraktığı anahtarlara bakıp başımı kaldırdım, doğruldum. Baran kapıyı anahtarsız nasıl açacaktı?

"İyi görünmüyorsun. Bir şey yiyecek misin?" diyerek menüyü aldı eline. O da dalgın görünüyordu ve epey yorgun.Normalden farklı hissettiriyordu kaçırdığı bakışları, üzgün gibiydi ama başka şeyler diyordu.

"Bir şey yemeye gelmedim, akşam akşam.... yok yemeyeceğim. Sadece biraz konuşup gideceğim."

"Henüz bir şey bulamadım. Yani aslında buldum da bulduklarım yeterli değil, sana elime büyük bir şey geçerse haber ederim beni çağırmana gerek yok."

"Çağırdığımda rahatsız mı oluyorsun?"

"Hayır sen rahatsız oluyorsun. Döngüyü unuttun mu? Beni görünce baban aklına geliyor, babanı görünce Begüm.."

Dalgınca başımı eğdim. Sisten kafamı çıkarmaya çalışıyordum ama o yardımcı olmuyordu. "Bundan bahsetme şimdi."

"O zaman kalkıyorum. İşim var." Dediğinde başımı kaldırıp bir şey demeden ona baktım. Oyalamak için bile olsa resmen tek kelime etmek gelmiyordu içimden. Eğer Atay'ı kaçırdıysa, eğer suçlu oysa, Atay'a zarar verir miydi onu kızdırmam? Deli gibi korkuyordum ona bakarken. Bana bakarak içini çekti ve geri oturdu, ne kadar gergin olduğumu gördü ama neden bu kadar gergin olduğumu anlayamazdı.

"Sorun ne?" diye sordu.

"Atay yok."

"Yeni bir şey olmadığına emin misin?"

"Atay hâlâ yok..." diye mırıldandım.

Dudaklarımı büzerek ellerimle başımı tuttum, dirseklerimi masaya yaslayıp içimi çektim. Bir şey demeden karşımda oturduğunda dizini salladığını ne kadar gergin olduğunu görüyordum. "Masayı sallama." Dediğimde ayağını sallamayı kesti.

"Beni niye çağırdın Masal?"

Bilmiyordum ki. Onu oyalayınca bir şey bulur muyuz hiç bilmiyordum.

"Bence ben gideyim." Deyip ayağa kalktığında durdurmak için bir şey demedim ama söylemek istediğim bir şeyi söyledim.

"Nişan, Atay'ı çok özledim ben."

"Ben de özledim. Onu geri getireceğim." Diyerek masadan telefonunu ve anahtarlarını aldı.

Onu bırakacağım anlamında mı, onu bulacağım anlamında mı demişti bunu? Ağzımı açıp soramıyordum korkumdan.

Başını sallayıp ben başımı sallayana kadar bekledi. Bekledi. Başımı salladım onu bulacağına inanmak isteyerek. Ejderi başıma bela etmeden...

Nişan çıktı.

Baran kafeye girdi diğer kapıdan. Heyecanla gelip oturmadan konuştu.

"Neredeyse hep farklı bir yere gidiyor, herif otobüs şoförü gibi gezmiş tüm şehri."

Bir adresin çok şüpheli olduğunu söyledi, şehrin dışında bir depoya haftada bir gidiyordu. Oraya ekipleri yollayıp baktıracaktı, Nişan'ın kendi belalı işlerinden biriyle alakalıysa Baran'ın hoşuna giderdi Nişan'ı yakacak bir şey bulmak; Atay oradaysa, Baran'ın da benim de farklı sebeplerle de olsa epey hoşumuza giderdi.

RehinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin