Bölüm 20

8 1 0
                                        


Baş ucuma koyduğum telefon titriyordu uyandığımda, gözlerimi kısarak pencereden yüzüme vuran güneşe ve telefona baktım. Cevaplayıp kulağıma götürdüm. Jokerdi.

"Efendim?"

"Masal. Eğer buraya gelip bu işi halledersen kardeşini bırakırım. Hemen."

Önce rüya görüyorum sandım, sonra kolumun sancısı bana bunun gerçek olduğunu hissettirdi.

"Ne yaparsam ne?" dedim şaşkınca.

"Yollayacağım adrese gel."

Heyecanla yerimden fırladım, kapıya koşarken ayağımı çarptığım masaya bile sinirlenmedim. Nefes nefese merdivenleri indim. Caddede bulduğum taksiye bindiğimde mesaj da gelmişti. Yüzümü ovup kendime gelmek için bir saniye bekledim. Şoföre adresi söyledim.

Trafik yoktu saat daha erkendi, boş yolda hiç gitmediği kadar hızlı gidiyordu taksi, ona sürekli hızlanmasını söylüyordum.Kalabalık bir caddede eski binanın önünde durdurdum. Gelen geçen çok kişi vardı.

"Kuaför randevusu için bu kadar acele eden birini de görmemiştim." Diye söylendi. Bir şey demedim.

Dediği yerin önündeydim, fırlayıp indim. İçeriye girmeden önce onu aradım. İkinci çalışta açtı.

"İçeriye gir, üçüncü kata çık, arkadaki odaya git. Oradakimasada belgeler var onlara bak, faturanın gerçeğini bul. Ne sipariş edilmiş öğren."

"Sen? Sen burada mısın, sen ne yapacaksın bu sırada?"

"Ben beyefendiyi bir seyahate çıkaracağım." Dedi. Başka bir şey sormadım. Adamı öldürmese iyiydi.

Alt kat oyun salonuydu. Gençler girip çıkıyordu.

İkinci kat kuafördü. Şoför oraya geldiğimi sanmıştı.

Üçüncü kat seyahat acentesiydi. Oray gidiyordum. Dosyalarda adı geçen yerdi.

Nefes nefese çıkıp kilitli olmayan yere girdim, masaya çöküp dağınık belgeleri karıştırdım. Tarihler, hesaplar, hâlâ biraz uykuluydum galiba, kafam karıştı bir ara ve daldım. Bunlar dosyadakinin aynısıydı, sahteydi, aynı ürün koduyla birkaç haftada bir sipariş veriliyordu. O kodla bir ürün yoktu listede. Kod diğerlerinden farklı olarak harfle başlıyordu ve iki basamak kısaydı. Farklı bir üründü. İşin sonunda uyuşturucu çıkacak diye korkuyordum.

Bir daha baktım hepsine ama hayır burada ne alındığını gösteren gerçek bir belge yoktu.

Kapı sesine döndüğümde Tehdit büyük adımlarla yanıma geldi. "Ne buldun?"

Kalbim ağzımda atıyordu, adamlar geri geldi falan sanmıştım. Ne bileyim bu yaptığım da suçtu izinsiz girmiştim.

"Sahte hepsi, burada yazan kod diğerlerinden farklı, böyle ürün yok şirkette. Kodlarda harf olmuyor normalde, bunlar farklı."

Gergince dönüp odaya baktı. Birkaç dosyayı sinirle raftan çekip yere attı. Dolabı tekmeledi.

Ben de köşeden izledim korkarak. Bekledim sakinleşmesi için.

Bekledim.

Sonunda durulup duvara yaslandı, neyin içinde olduğunu ne planladığını hiç bilmiyordum ama umurumda da değildi şuan. Ben başka bir şey düşünüyordum. Ufak adımlarla karşısına geçtim başımı kaldırıp ona bakarken içimden bir ses hiç doğru bir an değil diyordu. Bunu diyen onun bana bakışları da olabilirdi. Mavi gözlerinde genelde sakladığı alevli bir öfke vardı. Korkunçtu.

RehinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin