Bölüm 57

13 1 0
                                        


>Masal'dan 

57

Şirkette ilk kez gördüğüm gözlüklü şık bir adam Mert'in odasına girdi, biraz sonra Tamer koşarak geldi, kapının önünde ceketini düzeltip öyle girdi içeriye. Mert telaşla çıkalı neredeyse bir saat oluyordu, misafiri olacağını bilerek bir yere gitmezdi genelde.

Neredeyse yarım saat sonra ikisi de gitti, Mert hâlâ gelmemişti.

Başka biri geldi bu kez. Çok merak ediyordum niye bir asker koşarak Mert'in odasına geldi diye, şirketle ilgili bir durum sanıyordum adamın üniformasını görene kadar. Adam elinde ufak siyah bir çantayla çıktı, bizim bütün departman sessizce adamı izliyorduk.

"Bir şey oluyor..." dedi Nil. "Tamer iki eli kanda olsa aramamı açardı. Açmıyor, öldü galiba."

"Saçmalama yavrum, ölmemiştir." Dedi biri.

"Eski asker onlar, yine eski meselelerden bir şeydir, siz işinize bakın." Dedi Demet abla ayağa kalkarak. "Masal benimle gel, Murat beye gideceğiz, denetime." Deyip onun hakkındaki iki şikayetten bahsetti.

Murat bey muhasebecilerden biriydi, orta yaşlı sert bir adamdı, biz masasını ararken o kollarını bağlamış camdan dışarıya bakıyordu. "Adam bu kadar rahat olduğuna göre sakladığı bir şey yok herhalde." Diye mırıldandım Demet abla deftere bir şey yazarken. "Göreceğiz onu." Dedi keyifsizce.

Adamın yanından geçerken ben de dönüp camdan dışarıya baktım, bu kadar merakla ne izliyor diye. Şirketin önünde iki siyah araba yamuk yumuk park etmişti, orta yaşlı bir adam sağa sola yürüyordu telaşını iki kat yukarıdan görüyordum. Yanında telefonla konuşan Mert'in misafiri gözlüklü adam vardı, Nil'in dediğine göre şirketin yüksek rütbelisiydi. İçeriden çıkan adamlar büyük siyah iki çantayı arabanın bagajına attılar. Aşağıda bir şey oluyordu.

Mert'in arabasının o arabaların yanında durduğunu gördüğümde elim cama uzandı. Onu hiç görmediğim kadar sert bakıyordu, yeri döver gibi yürüyor, ceket giymemiş kollarını sıvamış geniş omuzlarıyla yumruk yaptığı elleriyle yürüyordu diğerlerine doğru. Neyin var diye sormak istiyordum korkudan yutkunurken. Şuan onunla konuşmakdelilik olurdu. Ona selam verenin boğazını kesecek gibi bakıyordu. Yaşlıca adamın karşısında durduğunda Tamer ve iki adam daha Mert'in arkasında duruyordu.

Kavga edecek iki grup gibi görünüyorlardı, Mert ve adamları, karşısında orta yaşlı bir adam, gözlüklü biri, ve bir düzine takım elbiseli adam.

Elim pencerenin pervazını sıkıyordu gerginlikten.

Telaşlı yaşlı adam çenesini ovarak ağlayacak gibi bir sesle bağırdı. "Ne demek saçmalık! SAÇMALIK DEĞİL HAZIRLIKLI OLALIM DİYORUM! PARA İSTEYECEKTİR HERİF NE İSTEYECEK BAŞKA! O ARAMADAN HER ŞEY HAZIR OLACAK. TORUNUM İÇİN ŞİRKETİ SATAR EVLERİMİN HEPSİNİ VERİRİM.Kızım için de torunum için de!"

Mert'in telefona ne yazdığını duyamadım ama adam bağırdığında duyuyordum.

"Mert oğlum! YEĞENİN HİÇ Mİ UMURUNDA DEĞİL? EL KADAR BEBEK KAÇ SAATTİR ANNESİNDEN AYRI! ELİMDEN BİR BU GELİYOR VE SAÇMA SAPAN ŞEYLERLE UĞRAŞMA PARA İSTEMEYECEK Mİ DİYORSUN? NEREDEN BİLİYORSUN OĞLUM NASIL BİLEBİLİRSİN? SENİN BİLDİĞİN BİR ŞEY Mİ VAR YOKSA?"

Elimle ağzımı kapattım ateş şimdi onların kalbine mi düşmüştü? Yanımdaki adama döndüm o da duydu mu diye.Bana bakıp önüne döndü, duyuyordu o da şaşkındı. Mertbabasıyla tartışırken ilk kez gördüğüm babası yıkılmak üzere gibiydi, Mertse bir şeyleri yıkmak üzere gibiydi. Neredeyse sıktığı yumruktan çıkan alevi görmüştüm.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 08, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

RehinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin