"Servisinizi ben yapmak istedim. Hoş geldiniz."demişti.
Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda gözlerimiz birleşmişti.
Babama soru işaretleri ile baktıktan sonra yemeğime döndüm.
Babam konuşmaya başlayınca kafamı kaldırıp babama baktım.
"Mert gel bizimle beraber yemek ye. Kızımla tanıştırayım seni"dedikten sonra içimden 'hiç gerek yoktu baba'dedikten sonra gözlerim merti buldu.
Gözlerimiz tekrar birleşince ilk gözümü ayıran ben olmuştum.
"Siz yemeğinizi yiyin. Benim size özel tatlı tarifim var. Ondan yaptıktan sonra gelirim yanınıza."dedikten sonra yanımızdan ayrıldı.
Babam yemeği bitirene kadar sürekli mertten bahsetmişti.
En son sıkılıp lavabo bahanesiyle kalkıp lavaboya doğru adımladım.
Lavabonun önündeki bozuk yazısını görünce geri dönecektim ki arkamda hareketlilik hissettiğimde dönüp bakma gereği hissettim.
Mert Özgün karşımda kollarını birleştirmiş şekilde durup gülümseyerek bakıyordu.
"Çikolata sever misin?"diye bir anda soru sorduğunda kaşımı kaldırarak baktım.
"Severim."dedikten sonra lavaboyu işaret etti.
"Çok acilse benim lavabomu kullanabilirsin"deyince onun yaptığı gibi yapıp kollarımı birbirine birleştirip"acil değil"deyip yalandan gülümsedikten sonra gülen yüzümü anında düşürüp yanından ayrıldım.
Yanından geçip giderken ise bilerek elini elime değdirip başka bir yöne gitmişti.
Babamın yanına gidip oturduğumda yüzüme gülerek bakıp "sen yokken mert yanıma geldi."deyince benim lavaboda olduğumu nereden bildiği geldi.
"Iyi baba... Arkadaşının oğluyla arkadaş olman iyi."dedikten sonra yüzüme en içten gülümsemesi ile bakıp "yakında damadım da olur."deyince içtiğim su boğazımda kaldığında sert bir şekilde öksürük tuttuğunda babama sert bulduğum bir yüz ifadesiyle baktım.
"Saçmalıyorsun ben özgürle evleneceğim.."dediğimde yan sandalyenin çekildiğini hissettim.
Yüzümü çevirip ona bakma gereği duymadan babam konuşmaya başladı.
"Evet bir de o vardı değil mi?"dedikten sonra cevap vermeyip konunun kapanmasını isteyerek sessiz kaldım.
Yaklaşık 5 dakika sonra önümüze tatlı tabakları geldiğinde mert içine neler koyduğunu anlatıyordu.
Babamın telefonu çalınca konuşmak için kalktığında arkasından baktım.
Tatlıya bakıp nereden başlayıp yiyeceğime karar veremeyince bakışlarım mert'e kaydı.
Ona baktığımda tatlısına gömülüp yediğini gördüğümde çatalı elime alıp yemeye başlamadan önce elimde bir sıcaklık hissettim.
Sandalyesini bana doğru çekip yaklaştıktan sonra zaten elimde olan elini bastırıp parmaklarını parmaklarıma dolayıp çatalı kavradı.
Diğer elinini de omzumun üzerinden geçirip diğer elime bıçağı aldıktan sonra nasıl yeneceğini gösterdikten sonra bir parça kesip ağzıma götürdü.
Ağzımı açmayıp "ne yapıyorsun?"diye sorunca "sana yedirmek istedim."deyince "gerek yok."deyince kulağıma eğilip nefesini boynuma ve kulağıma verdikten sonra "eğer yemezsen elimi ellerinin üzerinden çekmem."deyince huylanan boynuma inat duruşumu bozmadan ağzımı açıp bekledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RESTORAN
FanfictionAilesinin zoruyla model olan bir kız... O süreçte yaşadığı zorluklar.... kim bilebilirdi ki ruh eşinin bir lokanta sahibi olacağını....