VOTE SINIRI:5
Kızı yolladıktan sonra kapıyı kapatıp odama giderken içimden neden geldiğini düşünüyordum.
İçinde suçluluk duygusu olup ta özür dilemek için gelmiş olabilir.
Hayır.
Kendimi kandırıyorum.
Neden benden sakladığı sevgilisi için bana ümit verip yarı yolda bıraktığı için özür dilesin ki?
Bunları daha fazla düşünmeyip uyumaya çalıştım.
Başarılı da olmuştum.
Mert'in ağzından:
Ezgi kucağımda oturup dudağını dudağıma yaklaştırıp öpeceği sırada omuzlarından tutup yatağa itikledim.
Ezgi yaptığım şeyin şaşkınlığını üzerinden atmazken tekrar üzerime doğru uzanıp ellerini omzuma koyup bastırarak dizlerinin üzerine çıkıp gözlerimin içine bakarak dudağını ısırıp eteğini külodunu gösterecek şekilde kaydırdı.
"Öpüşmek istemiyorsan sevişebiliriz. İstemez misin?"dediğinde dudağımı tiksinircesine yukarıya doğru kaldırdım.
"İstemem ezgi benden uzak dur."deyip kalkacağım sırada kolumdan tutup "bilseydim daha da çok içki içirirdim sana naz yapma... Görmüyor musun. Alev alev yanıyorum... Sende yanıyorsun... Beraber bu alevi dindirebiliriz"deyip yatakta ayağa kalkıp boyunu boyumla eşitledi.
Ellerini tekrar omzuma koyup yavaş yavaş okşamaya başladı.
Geri çekilmediğimde gömleğimin yakasından tutup beni kendine çekip gömleğin düğmelerini açıp gözlerime istekle baktı.
Ona istediğini vermeyecektim. Bu ihaneti ışıla yapamazdım.
Ben onu unutamazdım. Altı yıl değil on yıl bile beklerdim.
Gömleğimi tamamen çıkartıp yere attığında elleri kemerime gidip diz çökeceği sırada onu durdurdum.
Ondan kurtulmak için bir plan yapmalıydım.
Böyle devam edip peşimi bırakmazsa başım belaya girebilirdi.
"Ben lavaboya gidip geliyorum beni bekle."dediğimde "tamam"deyip gözlerimin içine gülümsedi.
Telefonumu alıp banyoya girdiğimde arkamı dönüp ezgiye baktım.
Yatakta uzanmış gülümseyerek tavana bakıyordu.
Telefonu videoya alıp ezginin görmeyeceği ama telefonun ezgiyi çekebileceği bir yere koyup banyoya girdim.
Bir kaç dakika sonra yanına gidip kollarımı birleştirerek yüzüne baktım.
Benim geldiğimi görünce yatakta oturur pozisyonda durup yüzüme baktı.
"Mert. Ben mi soyunayım yoksa sen mi soyarsın?"dediğinde "sen soyun"dediğimde yatakta ayağa kalkıp giydiği bluzu bir çırpıda çıkarıp eli sütyenine gittiğinde "onlar kalsın"dediğimde ellerini eteğine yönlendirip çıkartıp yere attı.
"Penisinin büyüklüğünü merak ediyorum mert! Günlerdir içime nasıl gireceğini düşünüp mastürbasyon yaptım. Hayalim gerçekleşti."
Üzerine bakmadan yüzüne tiksinircesine bakıp "babam yaşasaydı ve yeğeninin böyle bir hâlde olduğunu görseydi üzülürdü. Annenle bir olup babamın bana bıraktığı mirasa göz diktiğinizi bilmiyorum mu sanıyorsun. Seninle değil sevişmek yanyana bile durmam. O yüzden evimden defolup git..."dedim.
Konuşmasına izin vermeden "ha eğer defolup gitmem diyorsan..."deyip telefonu koyduğum yere gidip elime telefonumu alıp videoyu durdurduktan sonra uzaktan gösterip"bunu her yere yayarım. Benim herhangi bir yüzüm veya vücudum görünmüyor. Sen yanarsın.
Bu videoyu yaymadan toz olup git buradan. Duş alıp çıktığımda evimde seni görürsem hem bu videoyu yayarım hem de zorla çıkartırım."dediğimde yüzüme ağlayacak gibi bakıp "senden nefret ediyorum!"deyip kıyafetlerini alıp odadan çıktı.Banyoya girmeden önce İtalya'ya bilet alıp telefonumu yanıma alıp küvette suyu hazırlayıp banyo yapıp çıktım.
Üzerimi giyinip evden çıktığımda telefonumu alıp ışıl'ı aradığımda 'böyle bir numara kullanılmamaktadır.'
duyduğumda dudağımı ısırdım.Işıl belki de beni unutmuştu. Havalimanına bırakıp öptüğüm zamanı hiç unutmuyorum.
Özlemiştim.
Özlüyordum.
Taksi beni havalimanına bıraktığında hiç beklemeden uçağın güvenlik kısmından geçip uçağa binerek yerimde oturdum.
Aradan geçen bir saatin ardından havalimanında tekrar taksi çevirdiğimde Işıl'ın yurduna gitmesini söyledim.
Yurda gelip müdürün yanına çıktım.
Müdüre ışıl'ı görmek istediğimi söylediğimde telefondan bir öğrenciyi arayıp ışıl'ı çağırmasını istedi.
Bir kaç dakika sonra odaya biri girdiğinde kalp atışlarım kulağımda atmış bir şekilde olduğunda gelen kişinin ışıl olmadığını gördüğümde gelmeyeceğini anlayıp yüzümü astım.
"Signore, ışıl ha detto che non sarebbe venuto"(hocam ışıl gelmeyeceğini söyledi)dediğinde ofladım.
Müdürün odasından çıkmadan önce cebimde evinde unuttuğu tokasını verip "Dategli questo "(ona bunu verirsiniz.)deyip odadan çıktım.
Işıl ben seni görmeden İstanbul'a geri dönmeyeceğim. Dönemem.
Işıl'ın ağzından:
Sabah enerjik uyanıp üzerimi değiştikten sonra dün yürüyüşe çıkmadığımı hatırladım.Hiç beklemeden yürüyüşe çıkıp geldiğimde dadım gelip yemek yapıp gitmişti.
Kahvaltımı yapıp giyinme odama gidip kendime mini etekli bir takım çıkarttım.
Elbiseyi giyinip altına beyaz spor ayakkabımı giyinip saçımı tarayıp açık bıraktıktan sonra hafif makyaj yaptım.
Yurttan çıkıp servise binip okula vardığımda sınıfa girip yerimde oturdum.
*******
Dersler bittiğinde sınıftan çıkarken esrayla karşılaştım.
"Işıl naber."dedi "öyle yurda geçecektim. İstersen sende gel."dediğimde gülümseyerek "tamam sen beni aşağıda bekle ben eşyalarımı toplayıp geliyorum."dedi
"Tamamdır."deyip aşağıya indiğimde karşımda mert'i görmeyi beklemiyordum.
Beni gördüğü zaman gözlerini üzerimde gezdirip yanıma geldi.
Hiç beklemeden kolumdan tutup kendine çekip sarıldı.
Vücudu vücudumla buluştuğunda vücudumda hiç olmayan bir tepkime oluşmuştu.
Vücudu vücudumu sarmaladığında kulağıma fısıldayarak "............"dedi.
Bu bölümü de böyle bitirdik.
Sizce mert ışıla ne dedi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RESTORAN
FanfictionAilesinin zoruyla model olan bir kız... O süreçte yaşadığı zorluklar.... kim bilebilirdi ki ruh eşinin bir lokanta sahibi olacağını....