[67]

57 5 12
                                    

VOTE SINIRI:10

Bu ses kulaklarımı tırmalarken mert gözümün içine anlamsızca bakıp yutkunmuştu.

Mert üzerimden kalkıp elimden tutup kalkmama yardım ettikten sonra Elif'in yanına gitti.

Elif'in yüzüne baktığımda sakin olması mert ile öpüşmemizi görüp görmezden gelmesi yüzümü buruşturmama neden olmuştu.

Elif gözümün içine baka baka mert'e sarılıp yanağından öptü.

Mert'in geri çekilmemesi bunları yapmasına izin vermesi kaşımı çatmama neden oldu.

Elif yüzüme dişlerini göstererek gülüp "sevgilimi kaçırıyorum tek başına eve dönersin değil mi?" dediğinde Mert'in yüzüne bakmadan "Dönerim."deyip yerdeki kilimi katlamadan alıp  arabanın içine attıktan sonra şoför koltuğuna binip emniyet kemerimi bağladım.

Beni izleyen ikiliye baktığımda mert'e bakmadan elif'e bakıp gülümseyerek el sallayışına karşılık başım ile selam verdikten sonra arabayı hızlı bir şekilde sürüp yanlarından uzaklaştım.

Bana elif ile sevgili olmadığını söylemişti. Yalancı!

Ana yola girdikten sonra eve doğru sürmeyip düz gittim.

Sevgilisi olmasına rağmen beni öpmüştü.

Bana beni sevdiğini de ima etmişti.

Bu da yetmezmiş gibi aramızdaki buzları eritmek için asistan olup dibime kadar girmişti.

Kırmızı ışık yandığında arabayı durdurup çalan telefonuma baktım.

Mert'in aradığını gördüğümde meşgule attım. Meşgule attıktan bir saniye sonra yeniden aradığında sinirle açıp "NE VAR!! " diyerek bağırdığımda "ışıl beni dinler misin lütfen? " daha sakin bir ses tonuyla söylediğinde "Ben bir şey dinlemek istemiyorum. Sana sevgilinle mutluluklar! " deyip telefonu kapatmak için elimi direksiyondan çekecekken arabam büyük bir sesle önümdeki arabaya çarptığında öne doğru savruldum.

Korkuyla frene basıp arabayı durdurduğumda önümdeki arabaya bakıyordum.

Kaza olduğunu Mert'in duyduğunu hoparlörden gelen bağırma sesinden anlayabiliyordum.

Telefonumun şarjı azdı ve kapanması an meselesiydi.

Arabanın camına tıklatıldığında korkuyla cama döndüğümde kapının önünde bir adam durduğunu fark ettim.

Muhtemelen arabasına çarptığım kişiydi.

Beklemeden arabanın kapısını açıp arabadan indiğimde "Kusura bakmayın arabanıza çarptım. Masrafı neyse ödeyeceğim. " dediğimde adam yüzüme şaşkınlıkla bakıp "Işıl seçkin? " dediğinde yüzüne sorgular bir ifade ile bakıp "evet benim? " dediğimde "Ben sizin büyük bir hayranınızım. Arabaya çarpmanız bir kader olmalı!" deyip gülümseyerek yüzüme baktığında konuşmasına devam edip "Asıl siz benim kusuruma bakmayın. Cama vururken sizi korkutmak istememiştim. " dediğinde "sorun değil. " dediğimde "Kahve içelim mi? Hem üzerinizden gerginliği atmış olursunuz. " dediğinde tüm ilgimi arabama verip hasarın olup olmadığına baktıktan sonra bir şey olmadığını gördüğümde "tamam ama fazla zamanım yok. " dediğimde "Tamamdır. Hayranınıza zaman ayırmanız da bir lütuftur. İmzanızı alıp resim de çekilebilir miyiz? " diyerek soru sorduğunda "bu halimle fotoğraf çekilme taraftarı değilim. Ama yine de denerim. " dediğimde "Tamamdır. Öncelikle araçlarımızı yol ortasından çekelim. Hemen iki metre ötede bir kafe var oraya gidelim. " dediğinde "Tamam vardığında sinyal ver olur mu? " dediğimde "Tamam." dediğinde bir saniye bile beklemeden arabaya binip arabayı sürmeye başladım.

Araba tam önümde ilerlerken sinyal verdiğinde sağa çektim.

Beraber kafeye geçtiğimizde garson geldiğinde siparişlerimizi verip beklemeye başladım.

Beklerken önüme defter bırakınca imzamı atmadan önce "adın ne? " diyerek sorduğumda "kerem." dediğinde ismini yazıp imzamı attıktan sonra kalemi masaya indirip telefonunu çıkartınca fotoğraf çekmek istediğini anladığımda görüş açısına girip gülümsediğimde fotoğrafı çekmesini bekledim.

Art arda fotoğraf çektikten sonra kahveler de geldiğinde olabildiğince hızlı içip ayağa kalktım.

Benim ayağa kalkmam ile ayağa kalkıp yarıda bıraktığı kahveyi masada bırakıp yanıma geldi.

Kafeden çıkmam ile flaşların patlaması ile şaşkınca dışarıya baktığımda haberciler etrafımı doldurup soru sormaya başladıklarında göz ucuyla ekreme baktım.

Olduğu durumdan memnundu. Bunu bilerek yapmıştı. Benden prim kasmaya çalışmak isteyen zavallının tekiydi.

"Işıl hanım yanınızdaki beyefendi erkek arkadaşınız mı oluyor!? " diyerek soru sorduğunda "Hayır kendisi benim hayranım olur. Yolda kaza ile karşılaştık ve bana kahve içmeyi teklif etti. Hayranım olduğu için kıramadım. " dediğimde haberciler dediklerimden hoşnut olmamış şekilde soru sormaya devam etmeye başladılar.

"Işıl hanım daha olayın üzerinden bir kaç gün geçti ve siz daha iyileşmeden kafelere gelerek Esra'nın intiharını unutmaya çalışıp kendinizi vicdanen rahatlamaya çalışıyorsunuz? " diyerek soru sorduğunda soruyu soran kişinin yüzüne şaşkınca baktım.

Etrafımdaki uğultu git gide azaldığında elimde tanıdık bir sıcaklık hissettiğimde elimi tutan kişiye bakıp kaşımı çattım.

Beni nasıl bulmuştu!?

>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

Ayyyh bir bitmedinizzzzzzzzzz
Bırakın da rahat rahat aşklarını yaşasınlar be!

Neyse voteleyin plssssss

RESTORAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin