[69]

75 6 12
                                    

VOTE SINIRI:10

Yüzümüzü ayırdığımızda nefes nefese kalmış bir şekilde nefeslerimiz karışırken mert nefesini düzene koyduktan sonra yüzümün her bir köşesini aklına kazımak istermiş gibi yüzüme baktıktan sonra "Siktir et Elif'i. Ben seni seviyorum. " dedi.

Mert'in yüzüne gözlerimi kırpıştırarak bakıp gözlerimi gözlerinden kaçırdım.

Gözlerimi kaçırdığımı anlayınca sesli bir şekilde güldüğünde "neden gülüyorsun!? " diyerek sinirle sorduğumda "Neden utanıyorsun? Seni sevdiğimi söylediğim için mi yoksa öpüştüğümüz için mi utandın? " dediğinde yeniden gözlerimi kaçırdığımda daha da utanacağım bir şey yapıp boynumu öpmeye başladı.

Huylandığım yeri öptüğü için Mert'in omzundan iteleyince uzaklaşmadığını gördüğümde saçını sertçe yolup çektim.

Saçını çekmem ile ağzından bir inleme çıktığında yüzüme kaşlarını çatarak bakıp "Acıtıyorsun ışıl. Bırak. " dediğinde tuttuğum saçını daha da çok çektiğimde ellerini elime koyup saçından uzaklaştırmaya çalıştı.

"Huylandığımı bile bile boynumdan öptün cezasını çekiyorsun. Ya şimdi üzerimden kalkarsın ya da saçını daha da sert yolarım. " dediğimde yüzüme acıyla baktığında saçını daha da geriye çektiğimde "Tamam kalktım ışıl. " deyip üzerimden kalkacağı sırada "Ağzında adımı duymak da varmış! Ne de güzel yakıştı değil mi!? " dedim bana önceden söylediği sözleri hatırlatarak.

"Ahh. Ne kadar güçlü çıktın kızım sen. Saçımın kökleri ağrıyor. " deyip saçını okşadığında "Oh iyi oldu! " deyip yüzüne bile bakmadan odadan çıktım.

Merdivenlerden inip mutfağa girdiğimde masaya baktım.

Nasıl on dakikada bu kadar kahvaltı hazırladığını anlamasam da bir sandalyeye oturup pankek alıp ısırıp tabağa bıraktım.

Yanımda hareketlenme hissettiğimde Mert'e göz ucuyla baktım.

"Neden yanıma oturuyorsun!? " diyerek sorduğumda "Tek elle yiyemezsin. " dediğinde yüzüne bakmadan "Buna sen mi karar verdin?" diyerek dalga geçerek konuştuğumda mert yanıma yaklaşıp yüzümün önüne gelen saçımı kulağımın arkasına koyduktan sonra tabağıma kahvaltılık koymaya başladığında tabağa bakıp bunu fırsata çevirebileceğim aklıma geldiğinde sinsice gülümsedim.

"Kahvaltıyı hazırladın ama portakal suyunu koymamışsın? Ben sabah çay yerine portakal suyu içerim. " dediğimde mert "Hemen getiriyorum güzelim. " dediğinde dudaklarımı ısırıp bekledim.

Önüme büyük bardakta portakal suyu indirdiğinde bir yudum alıp öksürmeye başladım.

"Bu hazır portakal suyu mu!? " dediğimde "evet" dediğinde "Ben hazır sevmem sıkıp getir. " dediğimde hafifçe gülümseyip "tamam." deyip önümdeki bardağı alıp gittiğinde tabağıma koyduğu yiyecekleri yemeye başladım.

Beş dakika sonra önüme yeniden bardak indirdiğinde bir yudum alıp sahte olarak öksürmeye başladım.

Elini sırtıma koyup okşayarak üzerime eğildi.

"Mert ekşi bu! Yeniden sık! " deyip şu içtiğimde portakal suyunu alıp içtiğim taraftan içtiğinde yüzüne alaycı bir şekilde baktım.

Ki biz az önce öpüşmüştük!

"Tamam yenisini sıkıp getiriyorum. " deyip gittiğinde tabağımı bitirip salatalık yiyip masadan kalkıp oturma odasına gidip koltuğa oturdum.

Telefonumu çıkartıp sosyal medyada gezinirken mert "Al getirdim. " dediğinde yüzüne bakıp kafamı geri eğdiğimde "Doydum. İçmek istemiyorum. " dediğimde sinirle iç çekme sesi duyduğumda sinsice gülümsedim.

"Tamam ben içerim. " deyip yanımdan gittiğinde arkasından baktığım sırada kapı çaldığında koltuktan kalkıp kapıya doğru gidip kapıyı açacağım sırada karnımda bir kol hissettiğimde kafamı arkaya doğru çevirip yüzüne baktım.

"Ben varken kapıyı sen açma" dediğinde Elif'i ima ettiğini anladığımda kaşımı çattım.

Mert beni kapının köşesine çektikten sonra kapıyı açıp gelen kişiye baktı.

"Kim geldi? " kısık sesle söyleyip yüzüne daha sonra ne dediğini okuyabilmek için dudağına baktım.

Kapının önündeki erkek sesi "Işıl şeçkin'in evi mi? " dediğinde kapının önüne çıkıp Mert'i vücudumla itikledikten sonra kapının önündeki çocuğa baktım.

Çocuğa baktığım sırada gözlerim parlamış bir kaç saniye üzerini süzmüştüm.

Sonunda kendime gelebilip "evet benim. " dediğimde "Ben fizyoterapist Ahmet. Ayrıntıları içeride konuşabilir miyiz? "dediğinde " Tabikii"deyip kapının önünden çekildiğimde içeriye girmesini bekleyip kapıyı kapattım.

Arkasından odaya yürüdüğümde koltuğa oturup yüzüne baktım.

Ahmet ilk benim yüzüme bakıp bakışlarını mert'e çevirdikten sonra "Sadece hasta ile konuşmak istiyorum. Yalnız bırakır mısınız? " dediğinde ağzımı açıp konuşacağım sırada mert lafa atlayıp "Benim yanımda da konuşabilirsiniz! Ben ışıl'ın sevgilisiyim! " dedi

>>≥>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

Evettttt arkadaşlarrrrrrrrrrtrr nasıldııııı

RESTORAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin