VOTE SINIRI:10
"Senin için buradayım derken yalan söylemiyordum. Aramızdaki buzları eritmek için buradayım. " dedi.
Yüzüne bakıp "aramızda eritmek için buz olduğunu düşünmüyorum. " dediğimde "Var ışıl. O yüzden soğuk davranıyorsun. " dediğinde "Eritilmeyecek kadar çok buz var Mert. O günleri anmak istemiyorum. " dediğimde "O gün sana söylediklerim için üzgünüm ama o gün-" Cümlesini tamamlamasına izin vermeden ayağa kalkıp sinirle "sus konuşma! " deyip merdivenlerden yukarıya çıkıp odalara girdim.
Hoşuma giden odayı kendi odam olarak ayarladıktan sonra bavullarımı asansöre koyup odama götürdüm.
Mert ben farkına varmadan odama girip elindeki poşeti bana uzatıp "Annen verdi. " dediğinde yüzüne bakmadan "tamam." dediğimde elimdeki poşeti açıp içindeki bebeğe baktım.
Yedinci yaş doğum günümde alınmış bir bebekti.
O zamana geri dönmek isteseydim yedi yaşına girmek istemezdim.
Yedi yaşına girdiğimde on sekiz yaşına girince sorumlulukları artan birinin gibi sorumluluklarım artmıştı.
Elimde tuttuğum oyuncak bebek ile yatağa oturup ağlamaya başladım.
Kapı açılma sesi duyduğumda kafamı kaldırmayıp ağlamaya devam ettim.
Adım sesleri önüme geldiğinde başımı kaldırıp baktım.
"Işıl..." deyip yanıma oturup başımdan tutup göğsüne çektikten sonra "ağlama" dedi.
Mert'in dediklerinden sonra ağlamam şiddetlendiğinde mert'e sıkıca sarıldım.
"Ben... " deyip hıçkırdığımda "böyle olmasını istemezdim... " dediğimde başımı okşayıp "tabiki güzelim. O yüzden ağlama. Onun yerine kahvaltı yapalım mı?"dediğinde vücüdumu vücudundan ayırıp yaş gözlerle gözlerine bakıp kafamı salladım.
Hiç bu kadar acıktığımı hissetmemiştim.
Mert elimden tutup kaldırdığında elimdeki bebeği yatağa indirdiğimde Mert'in adımlarına ayak uydurdum.
Mert merdivenlerden inerken elimi sıkıca tutup yavaş inerek düşmemi engellemişti.
Arkasını dönüp sol koluma baktığında
elini ensesine koyup "ah dur unuttum." deyip koltuğun üzerinden kolluğumu alıp yanıma gelip giydirdiğinde elimden tutmaya devam edip masaya oturttu.Kahvaltı hazırladıktan sonra önüme meyve suyu indirip yanıma oturdu.
Kendimi bir şeyler yemeye zırlayıp kahvaltı yaptıktan sonra telefonum çalmaya başladı.
Elime alıp aramayı açtığımda "ışılım çabuk iyileşmeni bekliyoruz. Ama sosyal medyadan hayranlarınla iletişimini kesme canlı yayın aç şu anki durumunla ilgili post at. Şuanda sana gelen trkliflerin içeriğini okumak ile meşgulüm. Kendine iyi bak bir an önce iyileş. " deyip telefonu kapattıktan sonra galeriye girip eski fotoğraflarıma baktım.
Aralarından güzel bir fotoğraf seçtikten sonra instagrama girdim.
İki elle yazamayacağım için telefonu merte uzatıp benim yerime yazmasını ve yazacağı şeyleri söylemeye başladım.
isilseckin:
Evett arkadaşlar benden açıklama bekliyorsunuz biliyorum...
O yüzden sizi merakta bırakmamak için post atıyorum. İlerleyen saatlerde tik tok üzerinden canlı yayın açacağım. Merak ettiğiniz soruları orada sorarsınız.
En son olan olaydan etkilendiğim için çekimlerime kısa bir ara vereceğim. Bu verdiğim arayı dinlenmek için yaptığımı düşünebilirsiniz. Bu yaşıma kadar hiç ara vermeden çalışıp istediğim yere gelmiştim ve verdiğim bu ara beni de boşluğa düşürecektir.
Verdiğim ara süresinde sizi meraklandırmayıp post ve ya hikaye ile bilgilendirme yapmayı unutmayacağım. Sizi çok seviyorum🩷🫶🥹Yazıp attığında "Teşekkür ederim. " deyip telefonu elinden alıp saniyesinde gelen bildirimlere bakınca burukça gülümsedim.
"Mert denize gidelim mi? " diye soru sorup yüzüne baktığımda "Olur gidelim. Sen istersin de götürmez miyim? " dediğinde "lazım olan eşyaları al. " dediğimde aklıma elif geldiğinde "Elif'in burada oturduğunu biliyor muydun? " diyerek soru sorduğumda yüzüme kaşını çatarak bakıp "Hayır. Sen söyleyince öğrendim. " dediğinde "peki iş ile aşkı karıştırmasan sevinirim. " deyip mutfaktan çıktığımda önümde durup "nasıl yani? Ne demek istiyorsun!? " diyerek soru sorduğunda "Elif senin sevgili-" cümlemi tamamlamadan "Elif benim sevgilim değil."dediğinde yüzüne bakmadan " Beni ilgilendirmez."dediğimde ağzını açıp bir şey söyleyeceği sırada geri kapatıp önümden çekildi.
Odama gidip kendime ceket alıp odadan çıkacakken gözüme annemin bana verdiği bebek iliştiğinde yatağa oturup bebeği elime aldım.
"Ah anne ah! Keşke böyle olmasaydı. " deyip bebeği yatağımın üzerine indirip odadan çıktım.
Mert elindeki çanta ile kapının önünde beni bekliyorken masanın üzerinden telefonumu aldım.
Evden çıktığımızda elif ile karşılaşmamak için hızlı adımlarla sahile doğru yürüyüp görüş açıma deniz girdiğinde adımlarımı yavaşlattım.
Mert getirdiği kilimi yere serdikten sonra oturmamı bekledi.
Oturduktan sonra mert yanıma oturup denize baktı.
Denize baktığını gördüğümde gözlerimi denize çevirdim.
Üzerimde izleniliyormuş gibi bir şey hissettiğimde bakışlarımı merte çevirdim.
Mert ile göz göze gelince ilk gözlerini kaçıran mert olmuştu.
"Işıl... " deyip denize bakıp konuşmaya başladığında "Ben senden özür dilerim. " dediğinde "ne için? " dediğimde gözlerime dolan gözlerle baktığında "Sana yıllar önce söylediklerim için içtenlikle özür dilerim. " dediğinde konuyu kapatması için konuşacağım sırada parmağını dudağıma koyup susturduğunda bir çırpıda "O gün sana dediklerim şeyler yalandı... Onları söylememe baban zorlamıştı.. "
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
Gerçekler bir bir ortaya çikiyorrrrr sonraki bölümlerde bu ikiliyi flört ederken de görebilirsinizzzzzzzzzz.
Yeni bölümün çabuk gelmesini istiyorsanız voteleyinnnn
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RESTORAN
FanfictionAilesinin zoruyla model olan bir kız... O süreçte yaşadığı zorluklar.... kim bilebilirdi ki ruh eşinin bir lokanta sahibi olacağını....