VOTE SINIRI:10
"Teşekkürünüzü bana değil size kan veren mert beye söylemelisiniz." dedi.
Yüzüne şaşkın bir şekilde bakıp "nasıl yani!?"dediğimde " Doğru duydunuz."deyip yanımdan ayrıldı.
Odadan çıkışını izlediğimde kapı kapanmadan odaya giren özgür ile göz göze geldim.
"Ne oldu? Yüzün bembeyaz olmuş! " diyerek yanıma geldiğinde sıcak elini yüzümde koyduğunda "Mert'in bana kan verdiğini ne zaman söyleyecektin!? " diyerek sinirle sorduğumda "söylemeyecektim. Sinirleneceğini bildiğim için saklayacaktım. " deyip elini yanağımdan indirip ellerini iki omzuma koyup destek verircesine "Bu süreçte seni asla yalnız bırakmayacağım. Berâber iyileşeceğiz. " deyip yüzüme gülümseyerek bakıp üstümde olan hastanenin elbisesine bakıp "Asistanından üstünü değiştirmen için kıyafet isteyeceğim. Sende asık suratını düzelt güzelim. " dediğinde tamam dermiş gibi kafamı salladım.
Ellerini omzumdan çektiğinde kendimi güçsüz hissettim.
Özgür'ün yanımda olup destek vermesi bana eskileri hatırlatmıştı.
Kendi başına çırpınmaya çalışan her türlü zorluğa göğüs geren yalnız olduğumda kendi kendime yetmeye çalışan bir kızı hatırlatmıştı.
Şimdiki koşullar farklı olmuş olsaydı ben istediğim mesleği elde etmiş olacaktım.
İnsanların canını kurtaracaktım. Fotoğraflarım dergilerde değil de insanların kalbinde yer edinecekti.
Hareket ettiremediğim sol elime baktım. Elimde esra ile yaptığımız dövmeyi gördüğümde yüzümü buruşturdum.
Bu hayatta hiç bir kimsenin gerçek yüzünü, huyunu, bizimle neden arkadaş olacağını bilemeyiz.
Bunun için kendimi suçlayamam. Ben arkadaşım olursa yalnızlığım gider düşüncesi ile hareket etmiştim. Bu benim suçumdu.
Odaya Mert'in girdiğini anlamamış sadece bir yere odaklanmış bir şekilde düşünüyordum.
Mert'in sıcak eli çıplak kolumu ısıttığında boş gözlerle yüzüne baktım.
Elindeki kıyafetleri sessizce kucağıma indirip odadan çıktığında yataktan çıkıp üzerimdeki hastane kokan elbiseyi bir çırpıda çıkartıp sol omzumun üstüne baktım.
Sargı ile sarılmıştı. Kan bulaşmış sargıya dokunduğumda hissettiğim acıyla parmağımı çekmem bir olmuştu.
Ne zaman iyileşecektim bilmiyorum...
Fiziksel olarak iyileşebilirdim ama ruhen iyileşeceğimi pek düşünmüyorum.
Zaman kaybetmeden kazağı giyinmeye başlamıştım. Sağ kolumu giyindikten sonra yaralı kolumu giyinmeye çalıştığımda omzuma şiddetli bir ağrı girdiğinde inleyip sol kolumu bıraktım.
Sağ kolum ile kazağı kafamdan tamamen geçirip açılan kapıya baktım.
Özgür içeriye girip üzerimi incelediğinde adımlarını hızlandırıp kazağımı giyinmeme yardım edip kazağın altındaki saçlarımı çıkartıp omuzlarımdan tutup yatağa oturttuktan sonra pijamayı giydirip ayağa kaldırdıktan sonra pijamanın ipini bağlayıp yatağın üzerine indirdiği poşetin içinden kolluk çıkartıp yanıma geldi.
Sol koluma yavaşca giydirdikten sonra yüzüme bakıp "şimdi çıkıyoruz güzelim. Kapının önünde haberci ve gazeteciler var. Kolunun kırılmış olduğunu söyleyeceksin. Çekimlere de kolun iyileşene kadar ara vereceksin. " dediğinde gözlerine kaşlarımı çatarak baktım.
"Bana öyle bakma ışıl. İyileşmen için dinlenmen şart. Zaten fazla sürmeyecek. Şirkete ara vereceğini söyleyeceksin. Şimdi eve gidelim. " dediğinde "Hangi eve? " diyerek sorduğumda "Bizim eve" dediğinde "o eve gelemem. Onlara yakın olur. Benim evime gidelim. " dediğimde "tamam güzelim. " deyip kolunu desteklermiş gibi belime koyduktan sonra odadan çıkmama yardımcı oldu.
Özgür ile odadan çıktığımda yanımıza Mert'in geldiğini gördüğümde adımlarımı durdurdum.
Benim durmam ile özgür de durmuş yüzüme meraklı gözlerle bakıyordu.
"Sana bir şey dediğimi hatırlıyorum hemen yapmayacaksan istifa dilekçeni ver de beni fazla oyalama." dediğimde yüzüme boş bir ifadeyle baktığında "Son kez bir şeyi iki kez söylüyorum. Eski eve gidip kalan eşyalarımı al. " deyip yüzüne alayla baktım.
Yüzüme bir kaç saniye anlamadığım ifadeyle baktıktan sonra yanımızdan ayrıldı.
Özgür belimden tutup beni yönlendirerek destek olmak istercesine adımlarıma ayak uydurdu.
Hastanenin arka kapısından çıkıp Özgür'ün yardımıyla arabaya bindim.
Arabaya biner binmez özgür yanıma oturup emniyet kemerimi bağlayıp yüzüme gülümseyerek baktı.
"Şuan tüm dünya seni konuşuyor. Esra'yı yakalamak için her yerde polis var. Bunun yüzünden sana gelen tekliflerin markaların azalacağını düşünmüştüm ama daha da artma olmuş. Şirketin telefonları susmuyormuş. Tüm dünya arkanda ve en önemlisi ben senin yanında ve ben senin her zaman önündeyim.. Seni her daim koruyacağım. "dediğinde gün boyu asık duran yüzüm bir anda gülmek için dudak kenarlarım yukarıya doğru kalkıp " Teşekkür ederim özgür. İyi-"cümlemi tamamlama izin vermeyen şey bir anda arabanın üst tarafının gürültülü bir şekilde ses çıkarması ve tavanın başımıza çarpacak derecede üstümüze çökmesiydi.
>>>>>>>>>>> >>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
Sizce ne olmuş olabilir tahminleri alayımmmmmm

ŞİMDİ OKUDUĞUN
RESTORAN
FanfictionAilesinin zoruyla model olan bir kız... O süreçte yaşadığı zorluklar.... kim bilebilirdi ki ruh eşinin bir lokanta sahibi olacağını....