VOTE SINIRI:10
Mert'in ağzından:
Oturduğum yerden ışıl'a seslendim ama ses gelmedi.
Belki duymamıştır diyerek bir kere daha adını seslendikten sonra oturduğum yerden kalkıp mutfağa doğru gittim.
Mutfağa girdiğimde yanık kokusundan yüzümü ekşiltip açılan balkon kapısına ve pencerelere baktım.
Mutfağın giriş kapısı oturma odasından görünüyordu.
Çıkmış olsaydı mutlaka görürdüm.
Bahçede ışıl'ı görmeyince mutfağa geçecektim ki bahçeye açılan kapının önünde ışıl'ın tokasını gördüğümde eğilip yerden aldım.
Tokanın burada ne işi vardı.
Üstüne Işıl ortalıkta yoktu!
Işıl'ın annesine ve babasına belli ettirmeden dışarıya çıkıp güvenliğin yanına gittim.
Kapıdaki polis beni gördüğünde ayağa kalkıp "Birşey mi oldu efendim? " dediğinde yüzüne merakla bakıp "buradan gelen veya geçen birisi oldu mu? " dediğimde "hayır efendim. " dediğinde "kamera kayıtlarına bakacağım. Sen bana bir kaç dakika önceki kamera kayıtlarını açabilir misin? " dediğimde açık olan bilgisayardan kamera kayıtlarına girip açtığında çitlerin arkasından atlayıp bahçeye giren birisini gördüğümde "burdan izlemeye devam edelim. "dedikten sonra sessizce kamera kayıtlarını izlemeye başladım.
Kamera kayıtlarında görünen adam ışıl'ın burnuna bir bez koyduktan sonra bayıldığında omzuna alıp bahçeden çıktı.
Nasıl bu kadar rahat olabilirdi!
Sanki bahçeyi avucunun içi gibi biliyormuş gibi sorunsuz bahçeden çıkmıştı.
Işıl nasıl korkmuştur şimdi!
Ben ona kıyamazken bu adam nasıl kolaylıkla canını yakabilirdi!
Sinirle güvenliğe bakıp "Kamera kayıtlarını hemen çıkart! Polisi ara hemen gelsinler! " dedikten sonra kulübeden çıkıp eve doğru yürümeye başladım.
Evin kapısını ard arda yumruklayarak çaldığımda kapıyı ışıl'ın annesi açtığında yüzüme merakla baktı.
"Işıl nerde mert oğlum? " dediğinde dakikalardır tuttuğum gözyaşlarım akmaya başlamıştı.
Işıl'ın annesi şaşkınlıkla yüzüme bakıyordu.
Belki de ilk defa karşısında bir erkeğin ağladığını görüyordu.
"Işıl yok! Işıl'ı kaçırmışlar! " dediğimde gözlerime şaşkınca bakıp "n-ne" dedikten sonra gözleri kaydığında bayılacağını anladığım için vücudunu tuttum.
Işıl'ın annesini koltuğa götürüp uzattıktan sonra masanın üzerindeki suyu elime döktü yüzüne ayılması için dökmeye başladım.
Işıl'ın babası geldiğinde ne oldu dermiş gibi yüzüme baktı.
"Sakin olun lütfen! Işıl az önce kaçırıldı! " dediğimde yere düşecekmiş gibi olduğunda koltuğa tutunup ağlamaya başladı.
"Baba sakin ol... Işıl'ı bulacağız... Lütfen moralinizi bozmayın. " dedikten sonra kapı çaldığında kapıyı açtığımda kapıdaki polis memurlarına baktım.
Polisleri evin içine çağırdıktan sonra ne olup bittiyse hepsini anlattım.
Polisler bilgisayardaki videoya bakarken "Nasıl olur da bu kadar rahat eve girebiliyor. Işıl hanımı kaçıran kişi sizi çok yakından tanıyor. Dostunuza ve düşmanlarınıza dikkat edin. Işıl hanımın kaçırılmasının ardından 24 saat geçmediği için herhangi bir işlem yapamıyoruz. Ama içinizi ferah tutun. " deyip koltuktan kalkıp evden çıktıklarında düşünmeye başladım.
Kimdi benim düşmanım!
Elif hapiste olduğu için ondan şüphelenmiyordum.
Geriye bir tek kişi kalıyordu.
Fatih!
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
Cemil olabilir mi cemil!?
Yorum yazmayı ve votelemeyi unutmayın aşklarım💝
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RESTORAN
FanfictionAilesinin zoruyla model olan bir kız... O süreçte yaşadığı zorluklar.... kim bilebilirdi ki ruh eşinin bir lokanta sahibi olacağını....