29. bölüm : NAZ

7.3K 369 14
                                    

Tüm askerler sivillerini giymiş ve valizlerini hazırlamıştı. Uzun bir süre sonra ailelerini yeniden görecekleri için çok mutluydular. Evli ve çocuklu olan bir kaç kişi bir an önce çıkmak istiyorlardı birlikten. Hepsine özenle bakıyordum. Buraya gelince anlamıştım ailenin kıymetini. Seni özleyen, merak eden birilerinin olması dünyadaki en büyük nimetti.

Erim' de benim için izin kullanmıştı ama ben gitmek istemiyordum. Değil Erim'in kimsenin bana acımasına ihtiyacım yoktu.

Bir çocuğun ailesine en ihtiyacı olduğu zamanlar, tek başımaydım. Defalarca düşmüş, düştüğüm yerden de kendim kalkmak zorunda kalmıştım. Hele ki herkesin birbirinin ayağını kaydırmak için can attığı bu zavallı dünyada...

Çok zor bir hayattı benimkisi. Hiçbir zaman el bebek gün bebek hayatım olmamıştı. Ama bildiğim tek bir şey vardı...

EĞER BU DÜNYANIN BİR ADALETİ VARSA, BENİM HERKESTEN DAHA ÇOK MUTLU OLMAYA HAKKIM VARDI. HERKESTEN DAHA BAŞARILI OLMALIYDIM Kİ ADALET YERİNİ BULSUN...

...

Tek anlamadığım benim onayım ve imzam olmadan nasıl hazırlanmıştı bu izin kağıdı. Uzunca düşünmüş ve bulmuştum. Erim bir kağıda imza attırmıştı, kağıdı okumadan attığım imza meğer bunun içinmiş. Sürpriz dediği de buymuş. Yapamazdım, Erim'i çok sevsemde güvensem de ailesiyle tanışmaya cesaretim yoktu. Ne diyerek gidecektim ki? Asla gitmeyecektim.

Bölük neredeyse boşalmıştı. Askerlerin büyük bir kısmı çıkmışlardı. Gürültüden geçilmeyen bölükte sessizlik ve sükûnet hakimdi. Böyle zamanlarda insanın düşünmek için daha çok fırsatı oluyordu.

Yatağımda oturmuş ve dizlerime karnıma çekmiştim. Dokunsalar ağlayacak durumdaydım. Hiç tatmadığım aile özlemi bende çok ağır basmıştı.

Koğuşun kapısının açılmasıyla Erim'i gördüm. Yatakta oturan bana baktı ve,
"Ee sen daha hazırlanmadın mı?" dedi.
Kendisi sivillerini giymiş beni bekliyordu.

"Ben gelmek istemiyorum Erim." dedim.

Hafifçe kaşlarını çatıp yanıma doğru adımladı. Gelmek istemememin sebebini anlamaya çalışıyordu. Yatağa oturdu ve,
"Bu sarılma mevzununda tartıştığımız için mi gelmek istemiyorsun?" dedi. Başını hafif eğerek gözümün içine baktı.

Başımı sağa sola sallayarak, "Yook. Unuttum onu ben. Bence sende unut." dedim.

"Ben sahip olduğum her şeyi kıskanırım. Hele seni... Kendimden bile kıskanırım. Belki de senin dediğin gibi hastalık bu, ama elimde değil işte. Beni çok sev istiyorum. Benim seni sevdigim kadar..." dedi. İlk defa beni sevdigini söylemişti.

Gülümseyerek ona döndüm ve, "Zaten seviyorum. Hem de çok seviyorum. Eğer bunu sana bakmamdan anlamıyorsan..." derken sözümü kesti.

"Biliyorum ama kendini hiç bana yaklaştırtmıyorsun. Bir sorunun olduğunda, üzüldüğün zaman da yanında olmak istiyorum. Tıpkı şimdi olduğu gibi. Üzgünsün ve bunu kendin yaşamak istiyorsun. Bırak yanında olayım." dedi.

Sanırım haklıydı. Bu zamana kadar her sorunla kendim başa çıktığım içindi bu. Biraz da utangaç yapım vardı. Kolay kolay derdimi anlatamazdım kimseye.

İki eliyle omuzlarımdan tuttu ve beni kendine çekti. Sıkıca sarılmıştı bana.
''Sana senden yakın olmak istiyorum.
Ailen olmak istiyorum. Her şeyin olmak istiyorum." dedi. Güven veriyordu sesi. Huzur veriyordu. Tatmadığım aile sıcaklığını hissediyordum sesinde.
Bende ona sıkıca sarıldım ve,
"Seni çok seviyorum çok." dedim.
Gözümden düşen bir iki damla yaş kareli gömleginin yakasını ıslatmıştı.

...

Uzun bir sarılmadan sonra başını hafifçe geri çekerek, " Hadi hazırlan da gidelim. " dedi.

Yüzümü düşürerek, " Ben gerçekten gelmek istemiyorum. Utanırım, rahat olamam. " dedim.

" Bak, bizimkilere senden bahsettim. Geleceğinden haberleri var, herkes seni bekliyor." dedi.

Şaşırarak, " Nee? Nasıl geleceğimden haberleri var? Ne söyledin? " dedim.

Gülerek, " Duur sakin ol. Sadece askerimle geleceğim dedim. Bizden haberleri yok. " dedi.

" Ya valla rahatsız olurum. Sen git ben seni beklerim." dedim.

" O zaman şöyle yapalım. Bir iki gün benim evde kalırız, bir kaç günde Konya'da. Zaten gidip gelmemiz günler alır. Hem birbirimize daha fazla vakit ayırırız hem de ailemle tanışırsın. '' dedi. Çok ısrar ediyordu.

Gülerek, " Bak 10 dakika veriyorum sana, eğer hazır olmassan kucağıma basar, zorla götürürüm. Fazla naz aşık usandırır." diyerek ekledi.

Çok fazla istekliydi. Sırf benim için ayarlamıştı bu izini. İlk defa birisi benim için bir şeyler yapmaya çalışıyordu. Çabalıyordu. Onu kırmak ve hevesini kursağında bırakmak istemiyordum.

Biraz kısa bir bölüm oldu. Geçiş bölümü olarak kabul edin. İki bölüm Erim'in evinde geçecek sonrası Konya, aileyle tanışma.

DÜŞKÜNLÜK 《 BxB 》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin