50. bölüm : DAVALI BEN, DAVACI BEN

4.4K 260 51
                                    

Yazdığım en uzun bölüm, yaklaşık 1500 kelime. 😉

Aynı zamanda en hissederek yazdığım bölümde bu oldu. 🤧

Keyifli okumalar. 😉

...

Emir'den devam...

Sayamayacağım kadar çok kişi etrafımda toparlanmış valizini toplayan bana bakıyordu. Hepsinin gözünde hüzün vardı. Benle beraber Vanlı' da terhis oluyordu. Hatıra için herkesin imzasını topladığım askeri atletimi de katlayarak valizime koydum ve fermuarını kapattım.

Ankaralı valizimi alıp, " Vay be, demek benden önce terhis oluyorsun ha? " diye sordu?

O' na samimi bir şekilde gülümsedim ve elimi omzuna atarak, " Nasip devrem. Çıkınca arayıp, görüşeceğiz zaten. ''dedim herkese bakarak. Nöbette uyuduğu için bir hafta uzamıştı askerliği. Bunu hep yapıyordu. Ne kadar uyarsam da yapıyordu ve sonunda yakalanmıştı işte.

Yarın çıkış saatim 09 : 00 ' du. O saatte nöbette olacak askerlerle şimdi vedalaşmıştım. Alt devrem olan Remzi'ye sarıldım ve, " Hakkını helal et. " dedim. Buraya ilk geldiğinde ona şaka yapmış ve kötü bir duruma sokmuştum. Aklıma geldikçe utanıyordum.

Postallarımı ve kamufulajlarımı benden isteyen bir kaç alt devreye bırakmıştım. Buradan tek götüreceğim şey kepim ve palaskamdı. Normalde bunları bile çıkarmam yasaktı ama yarın Barbaros komutan nizamiyede nöbetçi olacağı için bana tolerans gösterecekti.

Heycandanmıdır nedir asla uyuyamıyordum. Buradaki ilk günlerim gelmişti aklıma. Ne çabuk geçmişti günler, hiç geçmeyecek gibi sanarken.

Çok iyi bir askerlik geçirdiğimi düşünüyordum. Burada iyi arkadaşlar tanımış ve hiç kimseyle üst düzey bir sıkıntı yaşamamıştım. Hep güzel şeylerle hatırlayacaktım. Barbaros diye bir abi, Ankaralı, Vanlı ve Samsunlu diye üç tane yakın kardeş, ismini sayamayacağım kadar çok olan alt ve üst devrelerimden kişiler... Askerlik bana bir sürü kişi kazandırmıştı. Onları hiç unutmayacak ve hatırlayacaktım.

Sonrasında yine burada hayatımın en büyük sürprizini yaşamıştım. Daha önce hiç tatmadığım duyguları komutanıma karşı hissetmiş ve ilk defa birini, onu bırakmak zorunda kalmıştım. Bunu yapmak benim için çok zordu ama bunu hem ona hem kendime yaşatmaya hakkım yoktu. Her ne kadar onun yanında mutlu olsam da, sevsem de bir şeyler yanlıştı işte.

Onun benimle olan hayalleri büyüktü ama benim kendimle olan hayallerim çok daha büyüktü. Çünkü ben artık kalbiyle değil, aklıyla hareket eden biriydim.

Eğer İtalya'ya gitmeyip onunla burada kalsaydım en büyük haksızlığı babası tarafından istenmemiş, 3 gün sokakta yaşamış 12 yaşındaki çocuğa yapardım.

...

Sabaha karşı uyuduğum için geç kalkmıştım. Askerde sekizde uyanıp traş olmadığım günleride görmüştüm ya...

Üzerimi değiştirip sivillerimi giydim ve koğuştan çıkmadan şöyle bir etrafa baktım. Ranzama, dolabıma ve gece uykum kaçınca yıldızlara bakıp daldığım pencereye. Derin bir iç çekerek kapıyı kapattım.

Herkes içtimadaydı. Benimle beraber terhis olacak Vanlı'da çoktan aşağı inmişti. Tek kişi yoktu O'da Erim'di. O günden sonra sadece 2 kez görmüştüm. Çok zorlanmıştım şu 4 - 5 günde. Herkese mutlu rolü yapmaktan yorulmuştum. Kalbimin. ' Suçlusun ' sesi kulaklarımın zarını patlatacaktı. Ölüyordum.

DÜŞKÜNLÜK 《 BxB 》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin