31. bölüm : EMİR CHEF

6.5K 368 9
                                    

Sabaha Erim'in kolları arasında açmıştım gözlerimi. Üstümde pijamalarım vardı. Muhtemelen o değiştirmişti. Doğrularak kalktım ve doğruca lavaboya gittim. Yüzüme bir kaç kez soğuk suyla yıkadım.
Başım çatlayacaktı ağrıdan. Bir daha asla bu kadar içmeyecektim.

Mutfağa geçtim ve çay suyu koydum. Erim dün beni yemeğe çıkardığı için ona güzel bir kahvaltı hazırlamak istiyordum. Yer sofrasını salona kurmuştum. Kızarttığım patatesleri de tepsiye koyduktan sonra Erim'i uyandırmak için yatak odasına gittim.

İkimizde içtiğimiz için içeride ağır bir alkol kokusu vardı. Perdeyi çekip camı sonuna kadar açtım ve derin bir nefes aldım. Yatağın başında vardığımda uyuyan adama baktım. Dudakları aralı bir şekilde hafifçe horlayarak uyuyordu. Omzundan yavaşça dürtüp, "Eriiiim hadi uyan. " dedim.
Bir kaç kez tekrarlamıştım bunu, uykusu ağırdı. Omzundan tutup sırt üstü çevirdim, uyanması için. Tam o anda bileğimi kavrayıp sert bir şekilde yatağa çekti. Sıkıca sarılmıştı. "Numaramı yapıyordun?" dedim. " Yooo " dedi.

Bir kaç dakika sarmaş dolaş yatağın içinde kalmıştık. Gözleri kapandığı için yeniden uyuduğunu düşündüm ve, " Kahvaltı hazırladım, çay soğuyacak. " dedim. Bana daha sıkı sarıldı ve sesli derin bir nefes alarak, " Bırak biraz daha uyuyalım. " dedi. " Uyuma ama, sadece uykunu aç. " dedim. Derin nefesi boynumu serinletirken damarımda dolaşan kan, tüm bedenime hücum ediyordu. Beni ahtapot gibi sardığı kollarıyla dibinde küçücük kalmıştım.

...

" Balık severmisin, alalım mı? " diyen Erim'e kafamı salladım ve yanına gittim.
" Ben balıktan anlamam ama." dedi uyararak. " Ben hallederim. " dedim.

Sabahleyin yavaş yavaş kahvaltımızı yaptıktan sonra alışverişe çıkmıştık. Bugünkü mangalı o yapacaktı. Benden sadece salata yapmamı istemişti.

Reyonları dolaşırken, " Başka lazım olan bir şey varmı? Neyi almak istiyorsa al. " dedi.

Erim'in sürdüğü alışveriş arabasına baktım ve, "Her şeyi aldık. " dedim. Alt üstü bi mangal yapacaktık, dünyanın şeyini almıştık.

Aldığım ağrı kesici ilaç başımın ağrısını kesmişti. Kendimi askeriyeden tamamen soyutlamış ve iki günde hemen sivil hayata alışmıştım. Başta izine çıkmamak istesem de şimdi buna ne kadar çok ihtiyacımın olduğunu anlamıştım.

Kasaya geldiğimize hesabı ben ödemek istesem de Erim, kızmıştı. Geldiğimiz günden beridir elimi cebime attırmıyordu ve ben bu durumdan çok rahatsızdım.

" Ya Erim bu ne kadar böyle devam edecek? Ben çok mahçup oluyorum. " dedim. Alışveriş merkezinden çıkmış ve poşetleri bagaja yerleştiriyorduk.

" Mahçup olacak ne var? Benim neyim varsa senin. Eğer bir daha bu konuyu açarsan, ben üzülürüm. " dedi. O her ne kadar askerden sonra çalışmamamı istesede benim mutlaka çalışmam gerekiyordu. Hayatımın sonuna kadar onun eline bakamazdım.

...

Bahçede Erim'in komşularıyla toplanmıştık. Erim ve ismini bilmediğim bir abi mangalı yakmıştı bile. Komşularının çoğu yaşlıydı ve oturuyordu. Sadece yeni evli bir çift vardı. Nesrin abla ve Emrah abi. Kadın salata için bana yardım ederken adam da Erim'in yanında mangaldaydı. Hepsi çok samimi ve içten insanlardı.

" Çok güzel doğuruyorsun askerde de yemekçimisin? " diye sordu Nesrin abla.

" Yok abla. Aşçılık okudum ben. Sen onları doğra ben buna bi sos yapıcam. " dedim. Yemek yaparken kendimden geçiyordum adeta. Soyutluyordum kendimi bir kere terapi gibi bir şeydi.

" Emir, abicim biz tavuklara geçmeden sen balıkları pişir istersen. '' diyen Emrah abiye kafamı salladım. Elimi kurulayıp balığı ufak tahtanın üzerine koydum ve baş, kuyruk kısmından ses duyana kadar kırdım. Bu yaptığım işlem hiç kılçık kalmaması içindi. Nesrin abla, Emrah abi ve Erim dikkatle beni izliyordu. Balığın gövdesine iki parmağımla sertçe vuruyordum. Kılçığın tamamen etten ayrılması için. Hepsi pür dikkat beni izliyordu. Çatalı balığın kafasından soktuktan sonra kılçktan yakaladım ve yine başından bütün bir halde parçalamadan çıkardım.

" Ohaaa. Vaay be. Görüyormusun hanım. Ameliyat eder gibi." dedi Emrah abi.

Erim'de hayran kalmıştı yaptığım şeye. İşimde ne kadar iyi oldugumu görmüştü.

Nesrin abla, şaşkın bir şekilde, " Valla helal olsun. Şimdi hiç kılçık kalmadımı bunda? " dedi.

Başımı sallayarak, " Eğer ufacık bir kılçık dahi çıkarsa, bulaşıkları kendim yıkarım. " dedim gülerek.

" Hemen bana da öğretiyorsun nasıl yaptığını. " dedi Nesrin abla, eline diğer balığı alırken.

Emrah abi alayla gülerek, " Yav hanım bırak, mundar edeceksin sen şimdi. Emir halletsin işte. " dedi.

Nesrin abla bozulmuştu. " Aman sen işine baksana ya. Ne biliyosun belkide
yapıcam. " dedi.

" Ben 2 sene uğraştım bunun için. Hemen olacak bir şey degil, tekniğini iyi bilmek lazım. Olmassa üzülme diye söylüyorum. " dedim kibarca.

Kadın çok istekliydi. Balığın kuyruğundan ses gelene kadar kırdı. " Güzel, aynı şekilde başını da. " dedim. Nesrin abla benden aferin alınca kocasına bir bakış attı, hava atar gibi. Kocası ve Erim dikkatle izliyordu.

Olmamıştı, kılçık parçalanmış ve bütün bir halde çıkmamıştı. Emrah abi sesli bir şekilde kahkaha attığında, Nesrin abla sinirle balıktan çıkan parçalanmış kılçığı ona attı. Emrah abi mangalın başına kaçsada hala gülüyordu.

Nesrin ablanın haline gülen Erim'e baktım ve yanına gittim. Yanında Emrah abi de vardı. " Komutanım, çok hoşunuza gitti heralde. Kadın ilk defa deniyor. Tele dizdiğiniz etler, o ateşte öyle pişmez.
Derisi bir tarafta olsun, derisiz kısımları bir tarafta olsun ki eşit pişsin. " dedim.

Erim bana şaşkın bir şekilde bakarken Emrah abi basmıştı kahkahayı. " Vaaay be Erim komutan sen bu lafları yiyecek adamıydın? " dedi omuzuna vurarak.

Nesrin abla, " Helal olsun Emiiir. Bildir hadlerini ablacım. " dedi ilerden. Başımı sallayarak ondan yana olduğumu belli ettim.

Ben yanlarından ayrılırken omzumun üstünden Erim'e baktım. Kaş göz işareti yapmıştı. Sonra sorarım ben sana diye.

DÜŞKÜNLÜK 《 BxB 》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin