46. bölüm : BÜYÜK FIRSAT

4.8K 270 44
                                    

Yanağımda ve çenemde hissettiğim sıcak deri parçasıyla gözümü araladım. Çok uykum vardı. " Pişşt " diye kısık sesle beni uyandırmaya çalışan Erim, baş parmağıyla yanağımı kaşıyordu.

" Yapmaaa çok uykum var. " dedim. Saat gecenin biri ya da iykisiydi. Gece
3 - 5 nöbetim olduğu için yat içtimasından sonra hemen uyumuştum.

" Tamam, bir şey söylemek
için geldim. " dedi yine kısık bir sesle.

Söyleyeceği şeyi merak ettiğim için yataktan kalktım ve oturur pozisyonuna geldim. Gecenin köründe geldiğine göre söyleyeceği önemli bir şey olmalıydı.

" Noldu? " dedim. Sesim biraz yüksek çıktığı için, Erim tedirgin olup etrafına baktı ve, " Şşt sakin, uyanacaklar. " dedi.

" Eriiiim... " dedim yüksek bir sesle.

Erim kısık bir sesle " Hasbinallaaah " diye sabır dilenip tekrar etrafındaki yataklara baktı. Eminim çıldırmış bu diyordur.

" seni seviyoruum. " dedim yine yüksek bir sesle.

Ağzımı eliyle kapatarak, " Suuus" dedi. Sesi korkak bir şekilde çıkmıştı.

" Korkma. Kimse yok koğuşta, herkes nöbette. " dedim kıkırdıyarak.

Derin bir nefes alarak, " Kokmadım zaten. " dedi başını sallayarak.

" Eminim korkmamışsındır. Ne söyleyecektin sen? " dedim fazla uzatmayarak. Korktuğunu biliyordum.

Başıyla etrafı tekrar taradı ve, " İki gün boyunca bölükte olamayacağım. Sabah erkenden ordu evine gitmem gerek. Hani yani merak etme diye söylüyorum. " dedi.

Telefonum olmadığı için bu şekilde haber vermişti. Eğer haber vermezse iki gün boyunca kafamda kurup duracaktım. Endişelenecektim. Bu aralar yapacağı her şeyi bana söylüyor ve haber veriyordu. Onun üstünde böyle bir etki kurduğumu görünce kendimle gururlanmıyor değildim.

" Tamam. " dedim onaylarcasına kafamı sallayarak. Hâlâ uykum vardı. Yaklaşık bir saat sonra nöbete gidecektim ve nöbetten geldiğimde de bir daha uyuma fırsatım olmayacaktı.

Tek kaşını kaldırarak ve ellerini yatağa doğru atarak beni sardı. " Tamam ne? " dedi.

" Gidebilirsin yani. İzin veriyorum. " dedim gülerek. Koskoca üsteğmenle böyle konuşmak belkide saygısızlıktı ama o üsteğmen benim sevgilimdi.

" Bak kimse de yokmuş, uzun bir süre gorüşemeyeceğizde... " deyip seri bi hamleyle yatağıma çıktı.

" Ohaa Erim oha. " dedim. Ranza sallanmış, büyük bir ses çıkmıştı. Ne ara beni altına almış, ne ara boynumu öpmeye başlamış anlamamıştım. Sağ eliyle başımı tutarken sol eliylde kalçamı okşuyordu. " Ya Erim valla çok uykum var. Nöbete gideceğim, bırakta uyuyum. " dedim.

" Pazar günü çarşın var. O zaman hiçbir yere kaçamayacaksın. " dedi öpmeye devam ederken. Demek çarşım pazar günüydü. Yeni askerler gelecegi için uzun bir süre çarşı izinleri kilitliydi.
Özlemiştim, sivil hayatı.

" Tamam ama yeterki şimdi kalk üzerimden nefes alamıyorum. " dedim. Kendini bana bir kez sertçe bastırdıktan sonra üstümden çekildi ve aşağı indi. Öyle sert bir hamleyle bastırmıştı ki penisinin sertliğini hissetmiş ve pazar günü olacakların sinyalini şimdiden vermişti.

" Yarın sabah erken kalkar seni geçiririm. " dedim yatağıma tekrar yatarken.

Uzanıp bir kez daha alnımdan öptü ve,
" Tamam güzelim. " diyerek koğuştan çıktı. Saatime baktığımda nöbetime daha yarım saat olduğunu gördüm. Uyku askeriyedeki en önemli şeydi, bu yüzden hemen gözlerimi kapatıp tekrardan uyumayı bekledim.

DÜŞKÜNLÜK 《 BxB 》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin