48. bölüm : KOMUTANIN SEVDASI

5K 245 46
                                    

Erim'den...

Görevden gelir gelmez eve bile uğramadan direkt askeriyeye gelmiştim. Görevim iki gün sürse de Emir'i çok özlemiş, kavuşacağımız bu günü iple çekmiştim.

Bir şey olsada olmasada astsubayın telefonundan arayacağını söylemişti ama aramamıştı. Sık sık telefona baksam da, yanımdan ayırmasam da o telefon çalmamıştı. Meraktan kafayı yiyecek duruma gelmiştim ama emrivakilerden hoşlanmadığı için ben cesaret edipte arayamamıştım.

Çok zor bir hayat geçirmişti. Annesinin ölümü, babasının terk etmesi derken hayatın ona göstermediği kötülük kalmamıştı. Çoğu kişinin kaldıramayacağı şeylerdi bunlar ama o üstesinden gelmiş ve ayakta kalabilmişti. Böyle güçlü birinin benim yanımda olabilmesi benim için paha biçilemezdi. Her gün şükrediyordum, onun kalbinde olduğum için.

O'nu asla yanımdan ayırmamayı düşünmüyordum. Nefes alamazdım, yaşayamazdım. Her şeyim olmuştu artık. O kadar masumdu ki, ne kadar üstüne titrersem tireyeyim bana yeterli gelmiyordu.

O hayatımda yokken ne kadar da düz yaşadığımı fark ettim. Sanki bu dünyaya asker olarak gelmiş ve tüm hayatımda bundan ibaretmiş gibiydi. O'nu tanıdıktan sonra kendimi güncellemiş ve fershlemiştim. Daha önce yapmadığım şeyleri yapıyordum artık. Hayal kuruyor, hatta şarkı bile söylüyordum.

Tezkersine de bir haftadan az bir süre kalmıştı. Gittiğimde ilk iş onu nöbetten düşürmek olacaktı. Askerliği boyunca büyük bir özveriyle çalışıp, komutanlarına ve askerlere karşı hep saygıyı olmuştu.

Tezkeresini aldıktan sonra bende hiç kullanmadığım izinlerimi kullanıp onu güzel bir tatile götürmek istiyordum. Eminim daha önce tatil yapmaya bile fırsat bulamamıştı. Tatilden sonra da yeni bir eve taşınmak onu mutlu edebilirdi. Kendi istediği şekilde dayar, döşerdi. Onun rahat ve mutlu olması, benim için dünyalara bedeldi. Çünkü kalan hayatımı onunla aynı evde geçirmek istiyordum.

Onun mutlu olması için elimden gelen her şeyi yapar, bir damla gözyaşı için her şeyi yakardım. Benim için o kadar değerliydi ki, âdeta diğer yarım olmuştu.

Sanki ne hissederse aynınısını hisseder olmuştum. Dertleriyle dertlenip, mutluluğuyla güler olmuştum. O kadar ona benzemiştim ki sevdigi şeyleri sevmiş, sevmediği şeyleri bende sevmemiştim. O'nu o kadar önemser olmuştum ki sesini duymadan, yüzünü görmeden bu iki günü adamakıllı bitiremez olmuştum.

Aklımdan hiç silemiyordum yüzünü. En mutsuz anlarımda onunla göz göze geldiğimi hayal edip, öyle güç buluyordum. Onun yanımda, yakınımda olduğunu bilmek beni dünyanın en mutlu erkeği yapıyordu.

...

" Hoşgeldiniz komutanım. " diyen teğmene asker selamı verip '' Sağol. " dedim. Nizamiyeden giriş yapmış ve bölüğe doğru sürmüştüm arabayı.

Yolda yavaş yavaş giderken koşan albayı gördüm. Her ikindi vakti koşardı. Beni görünce durdu ve bende arabadan inip selam verdim.

" Erim... Niye geldin, yarın gelseydin ya. " dedi. Kan ter içinde kalmıştı. Yaşına rağmen spor yaptığı için dinçti.

" Eve gitmeden önce bölüğü bi kontrol etmek istedim komutanım. " dedim.

Gülerek, " Duramadın demi? " dedi.

Bende hafifçe gülerek başımı eğdim. Elbette bölüğede bakacaktım ama asıl geliş sebebim Emir'di.

" 1 sene sonra rütbe alacaksın ve yüzbaşı olacaksın. Doğu görevin bittiği için de büyük bir ihtimalle batı yada anadoluya çıkar tayinin. " dedi.

" Neresi olursa olsun vatanım için görevimi en iyi şekilde yapacağım komutanım. " dedim.

Eliyle omzumu sıkarak, " Bundan eminim zaten. Sadece senin gibi bir subayı kaybetmek bana koyacak ama yapacak bir şey yok. Hadi sen bölüğüne uğra sonra da evine git dinlen. " dedi.

" Soğolun, komutanım. " dedim ve tam arabaya binecekken '' Komutanım..." diyerek durdum.

" Komutanım, eğer uygun görürseniz bir hafta sonra izin kullanmak istiyorum. " dedim.

Albay şaşırarak bana baktı ve " İzin haaa, tamam. Sen pek izin kullanmaz ve buradan ayrılamazdın. Hatta ben ısrar ettiğim için iki kere kullanmıştın. Yoksa evlenmeye mi karar verdin? " dedi sonlara doğru gülerek.

Bende aynı şekilde gülerek, " Yok komutanım, sadece biraz dinlenmek istiyorum. " dedim.

Bana inanmamış gibi baktı. Haklıydı, senelerdir sadece iki üç defa izin kullanmış bir işkoliktim. Şimdi izin istemem ona absürt gelmiş olacaktı.

" Tamam yarın konuşuruz izin meselesini. Haaa bu arada yaşın geldi de geçiyor. Bul eli yüzü düzgün bir kız, getir elimizi öptür. " dedi.

" Hayırlısı komutanım. " dedim. O koşmaya başlamış bende arabaya binmiştim tekrar. Ailem, komutanım, arkadaşlarım hep evlilik konusunda bana baskı yapıyorlardı. Ama benim kalbimde zaten biri vardı ve tüm hayatımı onunla geçirmek istiyordum. Sanırım ölene kadar bu baskıya maruz kalacaktım.

Çünkü; beni en iyi tanıyan ve olduğum gibi kabul eden biriydi. Her şeyimi onunla paylaşmaktan, hayat arkadaşı olmaktan ve kalan tüm yolları onunla yürüyebilme ihtimalinden o kadar mutluydum ki...

En başta ona hissettiklerimi kabullenmek çok zor olmuştu. Erkek erkeğe ya da kadın kadına olan ilişkilerden midem bulanır, kabul dahi etmezdim. Ama Emir, başıma gelen en güzel şeydi. Beni hayatın düzlüğünden ve solgunluğundan kurtarmış gönlümü neşelendirmişti. Ona olan sevdamı hiçbir şiir, hiçbir şarkı ifade edemezdi.

Bu bölüme kadar hep Emir'in ağzından okudunuz ve onun duygularını hissettiniz.

Erim hakkında ne düşünüyorsunuz bilmiyorum ama, Erim'in hissettikleri bu. Eğer onun duygularını yazmamış olsaydım, haksızlık ederdim. Dışardan kaba ve geri kafalı gibi gözükmesinin sebebi aile yaşantısı ve gelenekleri. Siz de takdir edersiniz ki bir insan kolay kolay bu alışkanlıklarından vazgeçemez. İçinde olan bir şeydir bu çünkü. Emir'in bu tiplerden hep uzak durduğunu bildiği için çok çaba sarfediyor, başarılı oluyormu orası tartışılır ama Erim, Emir'e fena halde düşkün.

Bir günde iki bölüm,
daha ne olsun😂

Hepinizi çok seviyor, oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum😗😙

DÜŞKÜNLÜK 《 BxB 》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin