53. bölüm : BİR BİLEBİLSEN

4.3K 267 53
                                    

Yazardan...

Emir gözündeki yaşları silerek gülümsedi ve kapının kenarından ayrıldı. Hiç pişman değildi İtalya'dan dönüp bu manzarayla karşılaşmasına. Erim'in doğru bir hayata başlaması ve mutlu olması onun istediği tek şeydi.

Nizamiyenin önüne kadar gelmişti ki karşısında Erim'in kardeşi Merve'yi görmesiyle durdu.

Merve, karşındaki genci tanıyamamıştı.
" Emiiir? " diye mırıldandı ve sonradan tanıdı. Koşarak Emir'e sarıldı ve " Döndün, biliyordum döneceğini biliyordum. " dedi.

Emir' de kıza sarıldı. O, onun sırdaşıydı ve Erim'le olan ilişkisini tek bilendi.

" Gördün mü abimi? " dedi kız heycanla.

Emir başını sallayarak, " Gördüm. " dedi.

Merve, abisi Erim'in ailesinin bulduğu bir kızla görüşeceği aklına hemen gelmişti.

Kaşlarını çatarak, " Bak ne gördün bilmiyorum ama yüzün hiç hoşuma gitmedi. " dedi. O abisinin mutlu olmasını istiyordu ve sadece Emir'le mutlu olacağını da çok iyi biliyordu.

Emir gülümseyerek, " Boşver, böylesi daha iyi. Doğrusu buydu zaten. " dedi. Erim'in genç kıza olan saygılı ve nezaketli tavırlarını aklından çıkaramıyordu.

" Abim seni görünce,sana geri döner. Bu kız onun umrunda bile olmaz. Gittiğin için cok üzüldü, kızdı ama affeder, biliyorum ben abimi. Lütfen Emir. " dedi Merve.

" Yok. Geldiğimi bilmesin lütfen. Bunu senden kalben istiyorum. " dedi Emir.

Merve, " Ama olmaz böyle. " dedi.

" Olur, Abin şuan o kızla mutlu. Mutlu olmayı da hak ediyor, onu varlığımla rahatsız etmemeliyim. Bana söz ver geldiğimi bilmeyecek. " dedi Merve'ye bakarak.

Merve, Emir'in ne kadar ciddi oldugunu anlamıştı. O'nun arkasından iş çevirmek istemiyordu." Uff tamam söz. Şimdi ne olacak? Dönecekmisin İtalya'ya? " dedi.

Emir başını sağa sola sallayarak, " Stajımı tek taraflı olarak fesh ettiğim için bir daha o restorantta çalışamam. Zaten dönemem de artık, oradayken memleketimi çok özlediğimi ve İtalya'da yapamayacağımı anladım. İstanbul'a dönüp çalışacağım. " dedi.

Her zaman sevmediği için vazgeçmez insan. Bazen yorulur bazen de kırılırsın. Yüreğini geride bırakır öyle gidersin. Bazen sevmediğinden değil, mecbur bırakıldığın için vazgeçersin. Emir'de pes ettiği için değil, gözüne sokula sokula gördüğü şeyler için vazgeçmişti.

Öyle bir kırılmıştı ki, o günden sonra hayatında iyi bir şeyler olmasını istiyordu artık.

Merve Erim'e sıkıca sarıldı ve " Yolun açık olsun. Abimle aranızdaki ilişki bitse de ben seni kazandım ve kaybetmek istemiyorum. Görüşelim. " dedi.

Emir' de Merve'ye sarıldı ve, " Tabiki, buralardayım. Senin bir abinde benim artık. Ne zaman bana ihtiyacın olursa hep yanındayım. " dedi.

Zoru görünce kaçmak değidi bu. Vazgeçip gitmek de değil. Bazen gitmek gerekir. Kendin için, herkes için, en iyisinin olması için. Daha fazla kırılmamak için...

Emir, artık bu hayatta sadece kendisi için savaşması gerektiğini net bir şekilde anlamıştı. İtalya'da ki büyük fırsatı kaçırmıştı ama Erim'le de olamayacağını anlamıştı. Artık mesleğine odaklanıp, kendi kendini mutlu etmenin yollarını arayacaktı.

Gerekirse bu dünyada ki her varlıktan vazgeçecekti ama kendi benliğinden bir an olsun vazgeçmeyecekti.

...

Genç kız gözlerini kaçırarak, " Peki ne düşünüyorsunuz ? " diye sordu karşısındaki rütbeliye. Sesi yine titremişti.

Erim'i çocukluğundan beridir tanıyor ve beğeniyordu. Aklında hep güçlü, karizmatik ve ağır başlı olarak kalmıştı. Erim'in ailesinin onu Erim'le tanıştıracağı haberini alınca çok mutlu olmuştu.

Erim gözlerini kırpıştırarak, " Kimin hakkında ne düşünüyorum? " diye sordu kıza. Sanki burada değildi.

Kız kibar ve utangaç bir sesle, başını yere eğerek " Benim hakkımda. " dedi.

Erim, derin bir nefes aldı ve söze başladı.

" Siz çok güzel bir kızsınız. Çok hoş ve kibarsınız. " dedi.

Kız Erim'den bu iltifatları duyunca mutlu oldu ve utanarak " Teşekkür ederim. " dedi.

" İltifat için söylemiyorum, gerçek bu. Ama... Bakın bu söyleyeceklerimin sizinle bir ilgisi yok. Tamamen benimle ilgili. Gerçeği size olduğu gibi söylemeliyim, çünkü başka türlü rahat edemem. " dedi Erim.

Kızın bir anda yüzü düşmüş ve
gözleri dolmuştu.

" Ben size karşı bir şey hissetmiyorum. Ve evlenirsek bu ilişkiyi nasıl yürüteceğimi bilmiyorum. " dedi Erim.

Kız gözünden düşen bir kaç damla yaşı titreyen eliyle silip, " Ben sizi çocukluğumdan beri tanıyorum ama siz beni henüz tanımıyorsunuz. Hatta beni ilk görüşünüz. Bana karşı bir şeyler hissetmenizi beklemek hata olurdu ama ben... " derken gözlerindeki yaşları daha fazla tutamamıştı.

Erim karşındaki kızın ağladığını görüp, hemen masanın üzerinde bulunan sürahiyi aldı ve bir bardağa su doldurdup kıza uzattı.

Kız titreyen eliyle suyu aldı ve bir yudum içti. Yanaklarındaki yaşı silip, " Bakın eğer benimle evlenirseniz size her daim mutlu olacağımızın sözünü veremem. İyi günlerimiz olacağı kadar kötü günlerimiz da olacaktır. Ve ben bu kötü günlerde yanınızda olacağıma, elinizi hiç bırakmayacağıma söz veriyorum. " dedi.

Kızın bu sözlerini duyan Erim, toparlandı ve ayağa kalkarak kızın yanındaki uzun koltuğa oturdu. Kızın kendisine aşık olduğunu anlamış ve acımıştı.

" Bak, bunları sana söylemek zorundayım. Benim kalbimde başka biri var. O şuan burada değil çok uzakta. Bir daha onu girebilirmiyim bilmiyorum ama seviyorum işte. Zaman geçse de bu değişmeyecek.
Çok özür diliyorum. " dedi Erim.

Kız gözlerini sımsıkı yumup başını salladı. Erim'i beğensede kalbinde başka birisi vardı ve onun kalbine zorla girmeyeceğini anlamıştı.

Erim, " Çok özür dilerim. Eğer evlenirsek, size haksızlık yapmış olurum... " derken kız sözünü kesti ve
" Anladım. İnşallah sevdiğine kavuşursun. " dedi.

Erim kıza baktı, başını salladı ve
" Sağol, abim. " dedi son kelimesini bastırarak. O'nu kırmadan ve incitmeden konuştuğuna inanıyordu.

Genç kız bu ' Abim ' lafını duymasıyla umudunu tamamen kaybetmişti. Ayağa kalkarak, " Sende sağol abi. " dedi.

Erim, " Ben bırakayım seni eve. " demesine rağmen kız başını sağa sola salladı ve  " Gerek yok abi. Dışarda araba var. " dedi.

Erim kızı kapıya kadar geçirdi ve odasına döndü. Kalbinde Emir vardı ve başka biriyle asla yapamazdı.

Odanın penceresi açıktı ve ılık bir rüzgar üsteğmenin yüzünü vurmuştu. Bu rüzgar nerye gidiyordu? Nerelerde dolaşıyordu? Özlemin olduğu her yerde.

Erim, Emir'in bir gün dönüp geleceği hayaliyle tuşlu telefonunu açtı ve fotoğrafına baktı. Özlemek denemezdi buna. Bunun adı yangındı.

🔥

Finale son 3

DÜŞKÜNLÜK 《 BxB 》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin