Günlerdir beklediğimiz gün gelmişti. Benim gibi yeni gelen askerlerin eğitimleri dağda devam edecekti. Usta askerlerin dediklerine göre, asker olduğumuzu gerçek anlamda hissedeceğimiz bir şeydi bu. Hayatımda ilk defa doğayla iç içe yaşayacaktım. Üstelik bunun bir eğitim olduğunu bilmek bana heycan veriyordu.
Bizim bölükten 10 asker olduğu için Albay, Erim'le beraber Barbaros komutanı da görevlendirmişti. İki komutan, beşerli asker gruplarından sorumlu olacaktı.
Ben her ne kadar Erim'in grubunda olmak istesem de, bir yanım da ona olan hislerimi unutmak için Barbaros komutanın grubunda olmak istiyordu.
Çünkü, askeri seven bir komutandı.Çadırları, teçsidatları ve diğer malzemeleri araca yüklemiş ve şimdiden yorulmuştuk. 10 asker sırada beklerken Erim, büyük ve çevik adımlarlarla merdivenlerden inerek yanımıza geldi. Gözleri ilk beni bulduktan sonra diğer askerlere de göz gezdirdi.
"Hazır mısınız?" diye sordu sert sesiyle.
Hep beraber yüksek sesle "Hazırız komutanım." dedik. Erim başını onaylarcasına salladıktan sonra önümüzde yürüyerek volta atmaya başladı. "Tatile, kampa gitmiyoruz. Gideceğimiz yer teröristlerden temizlensede kalleşler olabilir. Kimse kafasına göre hareket etmeyecek. Her şey emirle olacak." diyerek uyardı....
Sonunda Albay ve Barbaros komutan geldi. Sıranın en başında ben olduğum için Barbaros komutan ilk beni gördü. Davette yaptığım tatlıyı beğenmiş ve orada da tanışmıştık. Aramızda bi samimiyet vardı. Gülümseyerek bana baktı ve, "Nasılsın Emir? Varmı bi sıkıntı?" diye sordu. "Sağolun komutanım, iyiyim." dedim.
İlerde albayla konuşan Erim'in gözleri bizdeydi. Çatılan kaşlarıyla hemen yüzümü yere eğdim. Barbaros komutanla alıp veremediği neydi bilmiyordum.
Çok geçmeden albay ve Erim'de yanımıza geldi. Albay başta bir konuşma ve uyarıdan sonra askerleri rastgele gruplandırdı.
Ben Erim komutanın grubundaydım. Ona yakın olacağım için seviniyordum ama hislerimin açığa çıkmasından da korkmuyor değildim. Hele ki askeriye gibi bir yerde komutanına aşık bir erkek diye herkesin ağzına düşerdim. Kendimi ele vermekten korktuğum için ondan ne kadar uzak durursam o kadar iyiydi.
Barbaros komutan Albay'a dönerek, "Komutanım, Emir benim grubumda olsun.
Yemekleri o yapar. Malum yemek ve mutfak bölümü bende." demesiyle gözlerim direkt Erim'i buldu.Sinirli bir şeklide Barbaros komutana bakıyordu. Sol elini yumruk yapmış ve çenesi kasılmıştı. Hırsla bakıyordu, Barbaros komutana. Sanki biz olmasak Barbaros komutanın üstüne atlayacak gibiydi.
Albay anında kafasını sallayarak onay verdi ve bende grubumu değiştirdim.
Ben yerimden hareket edip yan tarafa geçerken Erim'in bakışları bendeydi.
Ben başımı kaldırmasamda beni izlediğini biliyordum.Artık Barbaros komutanın grubundaydım. Burada kendi koğuşumdan devrelerim vardı ve ben, yanlarına geldigim için çok sevinmişlerdi.
...
Dağ yolu çok engebeli olduğu için bir yere kadar araçla gelebilmiştik. Herkes kendi teçhizatını ve kalan malzemeleri aldıktan sonra yola yaya olarak devam edecektik.
Şuan tüfekle beraber 50 kilo taşıyordum. Ağırlık yetmezmiş gibi havada da kavurucu bir sıcaklık vardı. Üzerimizdeki kamufulajın rengi terden koyulaşsada yola devam ediyorduk.
Artık adım atacak halimiz yoktu. İyice yavaşlamıştık. "Sallanmayın, hadii." diyen Erim komutana herkes söyleniyordu. En önden o gidiyordu. Onda da ağırlık olmasına rağmen hiç yorulmamış, aksine çok enerjikti. Bu dağlarda çok görev yaptığı için tecrübeliydi.
Bizim bitik halde olduğumuzu gören Barbaros komutan, " Mola gençler, dinlenelim biraz." dedi. Kendi de çok yorulmuş ve en arkalarda kalmıştı.
İçimizden Barbaros komutana dua ediyorduk. Erim arkasına dönerek iki elini de beline koydu ve bize baktı. Hepimiz olduğumuz yere yığılmıştık. Barbaros komutanda sırtını ağaca yaslamış ve ayaklarını uzatmıştı. Hafif kilolu olduğu için bu uzun yol ona eziyetti.
Erim, Barbaros komutanın yanına geldi ve alaylı bir şekilde, "Neo üsteğmenim, sizinde kondisyonunuz sıfırmış." dedi gülerek.
"Çok kilo aldım Erim. Aaahh eskiden böylemiydim." diyerek sitem etti Barbaros komutan."Ama yarın akşam ki tatbikatta görüşürüz." diyerekde Erim'e tatlı bir meydan okudu.
Her ne kadar şaka olarak bunu söylesede Erim bir anda sinirlenmişti. "Göreceğiz. Sen askerlerimi kaybetme de, kendin ne yapamıyorsan yap. Zira geçenki tatbikatta zor bulmuştuk sizi." dedi.
Ben şaşkınlıkla Erim'e bakıyordum, nasıl böyle bir şey söyler diye. Barbaros komutan ise Erim'in laf sokmasını aldırmamış ve gülümseyerek geçmişti.
Aralarında bir husumet var gibiydi. Barbaros komutan her ne kadar nazik bir şekilde konuşsa da Erim sanki ona bilenmiş gibiydi. Sürekli laf sokmuştu Barbaros komutana.
...
Yaklaşık 15 dakikadır dinleniyorduk ve asla bitmesin istiyorduk. Erim'in arada bir bana bakışlarını yakalıyordum. O anlarda nabzım iki katına çıkıyor, kızarıyordum.
Barbaros komutan tuvalet ihtiyacı için yanımızdan ayrıldığında Erim, " Barbaros üsteğmenin grubunda olanlar dinlesinler beni." dedi. Ben de Barbaros komutanın grubunda olduğum için dikkatle dinlemeye başladım.
"Başınızda ben yokum diye kendinizi salmak yok. Gözüm üstünüzde. " diyerek uyardı. Konuşurken her ne kadar bana bakmasa da bu lafı sadece bana söylemiş gibi hissetmiş ve üstüme alınmıştım.
Barbaros komutanında gelmesiyle yola kaldığımız yerden etmek zorunda kaldık. Daha çadırlar kurulacaktı ve yerleşecektik. Önümüz de bir kaç kilo metre yol kalmış olsa da, bize asla bitmeyecek gibi geliyordu.
Dağ havası çoğu insanı rahatlatsada bana öyle gelmiyordu. Askerlik bittikten sonra bir daha buraya adımımı atmayacak, arkadaşlarımla kamp yapmaya bile gitmeyecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞKÜNLÜK 《 BxB 》
RomanceTAMAMLANDI. Askeri kurgudur. Erim, hayatı disiplinden ibaret olan ketun bir komutandı. Tek düşkünlüğü limon çiçeğiydi.