" Hadi yavrum daha hazır değilmisin? Ağaç ettin beni. " diyen Erim'e " Tamam, geliyorum." diye cevap verdim. Onu kırmayıp izine çıkmıştım ve şuanda da onun evindeydik. Bir kaç gün burada kaldıktan sonra Konya'ya gidecektik. Bu izin işini bana sürpriz yapsada, biraz emrivaki olmuştu.
Aynanın karşısında son kez kendime baktım ve hazır olduğuma emin oldum.
Dar bir kot pantolon ve bol bir gömlek giymiştim. Erim'in parfümlerinden birini de sıkıp, vücudumda dolaştırdıktan sonra yatak odasından çıktım. Koridorda beni bekleyen Erim, " Şükür gelebildin. " dedi.
Çok sıbırsızdı." Abartma alt üstü 20 dakika sürdü. " dedim. Akşam yemeğini dışarda yiyeceğimiz için biraz özenmek istemiştim.
Bana bakarak baştan aşağı süzdü ve,
" Şşş sen sivillerle baya güzel oluyormuşsun. " dedi burnuma küçük bir öpücük kondururken.Gülümseyerek, " Hadi gidelim. " " Keşke evde yeseydik. Ben yapardım bir şeyler. " dedim. Parasını benim için harcamasını istemiyor, mahçup oluyordum.
" Yarın yeriz evde. Mangal falan yakarız bahçede. " dedi. " Arada komşularla yaparız mangalı, istersen yine onlarda gelir istemezsen, beraber yaparız." diyerek ekledi.
" Fark etmez. Ben sevdim komşularını. Biraz yaşlılar ama, çok samimi insanlar. " dedim. Aslında baş başa kalsak daha iyi olacaktı ama zaten bütün bir hafta hep beraber olacağımız için sıkıntı olmazdı.
...
Erim'in rezarvasyonla ayırdığı masada karşılıklı oturmuştuk. Elimdeki menüye göz gezdiriyordum. Harika bir yerdi burası.
Bende, Erim'de siparişlerimizi vermiştik.Kısa bir aradan sonra yemekler gelmişti. Çok hızlıydılar. Erim, tabağındaki eti çatalıyla kesip ağzına attı ve, "Eee nası buldun, burayı? " dedi.
Başımı sallayarak, " Güzel, gayet güzel. Tesekkür ederim." dedim. O' da başını hafifçe aşağı yukarı salladı ve memnun olduğumu anladı.
" Tezkerenede az kaldı. Özleyecekmisin askeriyeyi?" diye sordu.
" Askerliği değilde, arkadaşları, ortamı özlerim. Dışarıda daha büyük hayallerim var. " dedim.
Elindeki çatalı yavaşça tabağa bıraktı ve dirseklerini masaya koyarak ellerini birleştirdi. Kısılan gözlerle bana baktı ve,
" Neymiş hayallerin? " diye sordu." Askere gelmeden önce çok iyi bir restoranda staj yapabilme imkanı yakaladım. Bu benim kariyerim için çok önemli. Ondan sonra yurt dışına çıkıp dünya mutfağında da bir şeyler yapmak istiyorum. En sonun da kendi restorantımı açacağım. İnsanlar benim tariflerim görecekler. Büyük hayaller ama çok çalışacağım. " dedim.
Ben konuşurken dikkatli bir şekilde dinliyordu. Hafifçe çatılan kaşlarından bir tanesini kaldırarak, " Bakıyorum da hayallerinde hiç ben yokum. " dedi.
Alınmışmıydı şimdi. Gülerek, " Niye bozuldun? Tabiki de bu hayallerimin hepsinde sende yanımda olacaksın." dedim.
Derin bir nefes aldıktan sonra, " Doğruyu söylemek gerekirse, ben askerden sonra beraber yaşarız diye tahmin ediyordum." dedi.
" Zaten beraber yaşayacağız. Benden öyle kolay kolay kurtulamazsın üsteğmen. " dedim. Ortam biraz gerildiği için yumuşatmak gerekiyordu.
" Emiir. Ben askerden sonra senin çalışmanı istemiyorum. " dedi.
Gülerek, " Şakamı yapıyorsun sen? " dedim. Ciddiydi. Şaka yaptığına dair hiç bir belirti yok suratında. Katıydı. " Ben buralara gelmek için çok çalıştım, çok bedel ödedim. Yanlış anlama ama sen çalışmayacaksın dedin diye çalışmayacak değilim. Ben seni çok seviyorum, lütfen beni seçim yapmak zorunda bırakma. " dedim. Bende onun gibi ciddiydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞKÜNLÜK 《 BxB 》
RomanceTAMAMLANDI. Askeri kurgudur. Erim, hayatı disiplinden ibaret olan ketun bir komutandı. Tek düşkünlüğü limon çiçeğiydi.