14. bölüm : UTANÇ

11.5K 546 39
                                    

2 dakikadan sonra gözlerini açtı ve dudaklarını dudaklarımdan çekti. Direkt bana baktı, tepkimi ölçmek için.

Yüzümde hangi ifadeyi gördü bilmiyordum. Tek koluyla beni tutarken diğer koluyla da derenin kenarına doğru yüzdü.

Dereden çıktığımızda ikimizde sırılsıklam ıslaktık. Asıl mesele ıslak olmamız değil, az önce yaşadığımız şeydi. Ben utançtan başımı kaldıramazken o, arada bir bana bakıyordu.

Onun da bana karşı hislerinin olduğunu artık anlamıştım. Daha önceden de tahmin ediyordum ama ihtimal vermemiştim. O bir erkeğe ilgi duyucak biri değildi. Hatta bu tür ilişkilere karşı olduğuna adım gibi emindim.
...

"Özür dilerim. " dedi sadece. Benden ses yoktu. Ona çok şey söylemek istiyordum ama beni öpmesine rağmen sevdiğimi söyleyecek cesaretim hala yoktu. Sanırım hicbir zaman da olmayacaktı.

Ben bidonu elime alıp ilerlerken o da üç adım pesimden geliyordu. Beni izlediğini biliyordum.

...

" Emir noldu? " diyerek endişeyle yerinden kalktı Barbaros komutan. Bizim koğuştakiler de endişelenmişti. Arkama baktığımda Erim'i goremedim. Sanırım kendi çadırlarına gitmişti.

"Dereye düştüm. Erim komutan kurtardı." dedim merakla bakan gözlere. "Ohaaa" diyen bizimkileri Barbaros komutan susturdu ve, "İyimisin sen şimdi?" dedi.
Başımı sallayarak "İyiyim komutanım." dedim.

Islak olmama rağmen vücudum cayır cayır yanıyordu. Erim komutan beni öpmüştü. Biran önce kurulanıp üzerimi değiştirdim. Bizimkiler bulaşık işini çoktan halletmişler ve çadıra gelmişlerdi.

"Lan oğlum ne diye kendi başına gidiyorsun? Ya Erim komutan gelmeseydi?" diyen Sivaslıya baktım. Haklıydı. "Yılan gördüm korkunca ayağım kaydı." dedim ve battaniyeyi kafama kadar çektim. Başımda bana bakanlar, "Kesin hasta olacak." diyordu. Kulağım onları duysada aklım başka yerdeydi. Bu olaydan sonra Erim komutanın yüzüne bakamıyacaktım. Sanırım o da böyle bir şey yaptığı için pişman olmuştu.

"Emir nerde? Erim komutan çağırıyor." diyen sesle üstümdeki battaniyeyi hızla çekerek kalktım. "Beni mi?" diye sordum korkuyla. O kadar endişeliydim ki bizimkiler halimi görmüşler ve, "Korkma oğlum. Düştün ya, durumunu sormak için çağırıyodur." demişlerdi. Yavaşça yerimden kalktım ve beni çağıran devremin peşine düştüm. Ne konuşacaktı ki şimdi benle?

...

Diger askerler dışarda otururken beni görünce, " Emir iyisin değil? " diyen Diyarbakırlıya başımı salladım. Erim komutan sanırım çadırdaydı. Adımlarımı çadıra yönelttiğimde duyduğum sesle duraksadım. "Burdayım asker." . Bu Erim'in sesiydi. Kafami sağa çevirip baktım. Ağaçların sık olduğu yerdeydi. Bizimkilere son bir bakış attım ve başımı eğerek Erim'in yanına adımladım.

Tahmin ettiğimiz olayı konuşacağı için biraz uzaklaşmışık. O önden ilerlerken bende peşinden gidiyordum. Arada arkasını dönüp bakıyordu, geliyormuyum diye.

Gruptan yeterince uzaklaşmıştık. O durunca mecburen bende durdum. Başım yerdeydi. Tam önümde durmuş bana bakıyordu.

Elini çenesine koyarak kaşıdı. Söyleyeceği şeyleri önceden kafasında düşünüyor gibiydi. "Özür dilerim Emir." dedi tekrardan. Erim gibi birinin özür dilemek çok garipti.

" Yav sen niye incecik giyindin gene?" diye sinirlendi. Az önce özür dilemiş adam şimdi kızıyordu. Afallayarak başımı kaldırdım ve baktım. 'Efendim?" dedim. Gözlerimiz birbirine değince yüzü direkt olarak yumuşadı. "Hasta olacaksın bide." dedi.

Bir kaç dakika sessiz kaldı. Hâlâ düşünüyordu ne söyleyeceğini. "Ben erkeklerden hoşlanan biri değilim. Ama sen..." derken başımı yerden kaldırıp ona baktım. Beni sevdiğini ve hoşlandığını duyarken gözüne bakmak istiyordum. Gerçek duygularımı diye.

Benim ona baktığımı görünce topladığı dikkati dağılmıştı. "Böyle bir şeyi sana yaşattığım için özür dilerim. Bir daha böyle bir şey olmayacak söz veriyorum." dedi sadece. Bunları söylerken yere bakıyordu.
Utanmıştı. Ben, bana hislerini söyleyecek diye beklerken o bunun bir daha yaşanmayacağının garantisini vermişti.

"Bir şey söylemeyecekmisin?" dedi bana bakarak. Bakışlarımı yerden kaldırmadan, "Anlaşıldı komutanım." dedim sadece. Uzunca bana baktıktan sonra kafasını salladı, anlarcasına. Belki de başka seyler duymayı bekliyordu.

DÜŞKÜNLÜK 《 BxB 》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin