Dosyaları şoför askere verdim ve tembihledikten sonra da eve döndüm.
Erim'i güç bela yığıldığı yerden kaldırmaya çalışıyordum. Uyanık olsa da ayakta duracak hali yoktu. Elimle kolunu kaldırarak altına girdim, " Biraz yardım et, taşıyamıyorum seni. " dedim. Çok ağırdı ve tüm yük bendeydi. Bir şeyler demeye çalışıyordu ama mırıldandığı için anlamıyordum. En iyisi bir an önce yatağında götürmekti.Koridorda ilerlerken bir kaç kez üzerime yıkılacak gibi olmuştu. Bu kadar sarhoş olan biriyle hiç ilgilenmemiştim. Ben onu sıkıca tutarken onun boşta kalan eli de belimedeydi. Yatak odasına sonunda gelmiş ve derin bir nefes almıştım. Işığı açmadan yatağa doğru ilerledim. Yavaşça yatırmak için kolunu omzumdan aldığım anda kendini yatağa bıraktı. Belimden sarıldığı için bende üzerine düşmüştüm. Ben üstten ona bakarken, o kısılan gözlerle beni seyrediyordu. Belimde olan eli yavaş
yavaş kıpırdayıp okşamaya başlamıştı.
" Çok özledim limon çiçeği. " dedi. Hasret kaldığım kokusu burnumu yakarken bir yandan da başımı döndürmüştü.20 saniye süren bu transtan çıkıp üzerinden kalktım. Rahat uyusun diye pantolonundaki kemeri ve gömleğini çıkartıp kenara koydum. Yan bir şekilde yatıyordu. Kenarda duran yastığı alıp kucağına doğru bastı ve sarıldı. Hâlâ bir şeyler mırıldanıyor ve kendi kendine konuşuyordu.
Salondaki şişeleri ve küllükteki sigara izmaritlerini çöp poşetine koyarak, dışardaki çöpe attım. İçerde hala sigara kokusu vardı, pencere biraz daha açık kalsa iyi olacaktı. Koltuğa oturdum, sesli bir nefes verdikten sonra başımı yasladım.
Ayrılık sürecinde, bir kaç günümü ondan ayrı kalarak geçirmek istemiş ve Erim'de bu konuda bana yardımcı olmuştu. Bir an eski halime döndüğümü, hatta onu unuttuğumu bile düşünmüştüm. Taki onun yanına gelene kadar... Meğer ben onun yanındayken, ben oluyormuşum. Onun yanındayken var oluyormuşum. Yasak olsa da günah olsa da canım onun yanında olmak istiyordu işte.
...
Yanağımda hissettigim sıcak deri parçasıyla gözümü açtım. İlk gördüğüm Erim'in gülümseyen yüzüydü. Gece burada uyuyakalmıştım. Bir kaç dakikadır hala birbirimize bakıyorduk. Eli, yanağımda yavaşça ve nazikçe dolanırken gözü gözlerimdeydi. En derinime bakıyordu.
" Bu ne güzelliktir?
Bu nasıl bir masumluktur?
Bakmaya bile kıyamadığım...
Bakmalara doyamadığım. " dedi.Hayranca onu dinledikten sonra gülümseyerek, " Vay be sen böyle şeyler bilirmiydin Erim komutan? " dedim.
" Ben de daha neler var? " dedi göz kırparak.
" Bazen seni tanıyamıyorum. Bi tarafın başka bi tarafın bambaşka. " dedim. Gerçekten de her seferinde başka bir Erim'le karşılaşıyordum. Onlarca farklı karakter tek beden de buluşmuş gibiydi.
Gülümseyerek, " Sen beni tanımazsın ama ben seni milyonların içinde gözüm kapalı tanırım. " dedi. Gözlerinde ciddiyet ve aşk vardı. Ben de aynı onun yaptığı gibi, elimi onun yanağına koydum ve okşadım. Ben de gözlerinin en derinine bakıyordum. Utanmadan ve çekinmeden...
Uzanarak dudağımdan öptü ve, '' Hadi kalk sana bi sürprizim var. " dedi.
Yüzümü buruşturarak yerimden kalktım ve " Hayıır yaa. Sen sürpriz yapma, lütfen. " dedim. Son sürprizinde yaşanan olaylar malumdu.
Kahkaha atarak, " Merak etme kahvaltı hazırladım. " dedi.
...
Mutfağa hazırladığı yer sofrasına baktım. " Asker usulü. " dedi boynunu kaşıyıp başını yere eğerken. " Hayır, çok güzel. Eline sağlık. " dedim ve yere oturarak çayları doldurdum. Bir bardağı ona uzatırken diğer bardağında kendi önüme çektim. " Dün çok kötüydün. Şimdi nasılsın? Vitamin falan alsaydın. " dedim bardağıma bir şeker atıp karıştırırken.
" İyiyim iyi. Sayıklamadım demi? " dedi bana bakarken.
Gülümsedim ve çayımdan bir yudum aldım. " Sayıkladın. Söz bile aldım senden. " dedim. Gözlerini büyüterek ve kaşlarını kaldırarak " Ne sözü verdim? " diye sordu.
'' Benim askerden sonra çalışacağım hakkında söz verdin. " dedim.
" Numara yapma, böyle bir şeyi sarhoşken kafama silah dayasalar yine söylemem. " dedi. Elimdeki ufak ekmek parçasını reçele bandırıp ağzına tıktım ve, '' Fazla konuşma " dedim. İştahla verdiğim ekmeği yerken, ona baktım. Yemek yerken kendinden geçiyordu.
Kahvaltıdan sonra o sigarasını içerken bende sofrayı toparlıyordum. " Burada kaldığından askerdekilerin haberi yok. " dedi. Sigarasını bitirmiş ve bana yardım ediyordu. Sabunladığım çay bardaklarını yıkarken, " Dün ben komutanım, herkesten daha fazla rütbeliyim diye övünüyordun. " dedim.
Yanağımdan ıslak bir şekilde öptü ve
" Öyleyim zaten, ben ne dersem o. " dedi.Ben son bardağıda yıkarken arkamdan sarılıp boynuma sıralı öpücükler kondurmaya başladı. Boynumu ondan kaçırarak ve gülerek " Sırnaşmaaa. " dedim. Dirensem de hala boynumu öpüyordu. Islak elimdeki su damlalarını arkadan onun yüzüne doğru attım ve elinden kurtuldum.
Gülerek, " Bittin sen şimdi. " diyip bana doğru koşmaya başladı. Bende aynı şekilde gülerek ondan kaçıyordum. Kapıyı açıp hızla postallarımı giydim. O'da arabanın anahtarını alıp hızlıca evden çıktı.
Apartmanın karanlık koridorunda ben önde o arkada koşuyorduk. Yavaşlayıp ve durup, " Tamam koşma,düşeceksin. " dedi. Yavaşlasam da temkinliydim, aramızda bir kaç adım mesafe bırakıyordum. Gülerek bi önüme bir arkama bakıyordum.
" Oo naber Emir? Sende buralı oldun artık." diyen Emrah abiyi sonradan fark ettim. Evden yeni çıkıyordu, işe gitmek için.
" Günaydın abi. Yine imza işi vardıda. " dedim. Yalan söyleme konusunda çok kötüydünm. Dün imza bugün imza?
Sabahın köründe? Askeriyeye gelmesini bekleyemedinizmi diye sormuyordu iyi." Ben destek gruba geçeceğim bugün, bizim birliğe uğramayacağım. Emir o yüzden bugünün imzalarınıda
getirdi bana. " diyen Erim çoktan
yanımıza gelmişti.Çok iyi yalan söylüyor, ve kuruyordu. İnşallah bana da yalan söylemiyordur diye geçirdim içimden.Erim ve Emrah abi önde yürürken bende arkalarından ilerliyordum. Bina tadilat aşamasında olduğu için bazı yerlerde aydınlatma vardı, bazı yerlerde yoktu. Şuanda da aydınlatmanın olmadığı yerdeydik ve merdivenlerden iniyorduk.
" Dikkat et düşme. " diye sertçe konuşan Erim'e, " Emredersiniz komutanım. " diye cevap verdim. Başka birilerinin yanındayken askercilik - komutancılık oynamak çok zevkliydi. Kısa bir zaman sonra bileğimde hissettigim şeyin Erim'in eli olduğunu anladım. Arkadan elini bana doğru uzatarak tutmuştu. Onun işini kolaylaştırarak elini kavradım. Karanlık olduğu için Emrah abinin olanlardan haberi dahi yoktu, çünkü Erim onu oyalamak için dış kapıya varana kadar baya bi lafa tutmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞKÜNLÜK 《 BxB 》
RomanceTAMAMLANDI. Askeri kurgudur. Erim, hayatı disiplinden ibaret olan ketun bir komutandı. Tek düşkünlüğü limon çiçeğiydi.