22. bölüm : SENİ SANA ANLATACAĞIM

9.2K 449 48
                                    

"Bu zamana kadar en zor günlerimde bile güçlü durdum, ama seni gördüğüm zaman güçsüz ve çaresiz kalıyorum." demesiyle gözlerimi açtım. Dizinden kalkarak ona baktım. O, başını geriye yaslamış ve sanki ben burda yokmuşumcasına konuşuyordu.

" Konya'nın küçük bir köyünde doğdum. Küçüklükten beridir asker olmak isterdim. Anam ve babam her ne kadar bu fikirden beni vazgeçirmeye çalışsa da ben dinlemedim. Kara harp okuluna girdim. Onlar Konya'da, ben buradayım. " dedi. Onları özlediği özledigini sesinin tonlamasından anlamıştım.

"Sevgili, flört işleri bana göre değil. Seneler önce ailemin isteği üzerine bir kızla nişanlandım."

Daha önceden bir ilişki yaşaması kadar doğal bir şey yoktu ama sebepsizce huzursuz olmuştum.

Bana bir bakış attıktan sonra, "Görücü usulü." dedi ve önüne döndü. Dikkatle onundinliyordum. İç çekerek, "Neden ayrıldınız?" dedim.

"Asker olduğum için ona yeterince vakit ayıramıyormuşum, bekleyemeyeceğini söyledi." dedi alayla gülerek. Sanki o günleri tekrardan yaşıyor gibiydi.

"O zamandan sonra kimseyi hayatıma almak istemedim. Evlenmeyi tamamen çıkardım hayatımdan. Çünkü ben işini, eşinden önde tutanlardanım."

Başını, yasladığı yerden kaldırmadan bana doğru çevirdi ve, " Sonra sen girdin hayatıma. Çıldırıyorum dedim, olmaz desemde her geçen gün sevgim daha da arttı. Bir erkeğe böyle şeyler hissedecek biri değilim, haberlerde çıkan bu tür olaylara bile küfreder iğrenirdim."

"Ben her ne kadar sana haksızlık yapmak istemesem de, senden uzak durmak istesem de yapamadım. Etrafıma zarar verdim, bağırıp çağırdım. Kime küssem sonunda hep sana döndü bu yürek."

" Haksızlığa karşı dik duruşuyla tanıdım onu."
Gözlerini kıstı ve gülmeseyerek,
" Öyle masum ve utangaçtı ki içine alıp sarasın gelir. Bir taraftan da çekimser, hayatına birilerini almaktan korkuyor gibi.
Hayatında ne yaşadıysa yaşasın rotası hep iyilik. Öyle saf ve içten ki, elimi uzatsam kalbine değecek." dedi ve yutkundu.

Ondan böyle şeyler duymak beni hem şaşırtıyor hem de mutlu ediyordu. Bende hiç tatmadığım bu duyguyu onda tatmıştım. Uzanarak sol yanağından öptüm ve "Sen benim hem sevgilim, hem annem, hem babam, hem kardeşim oldun. Her şeyim oldun. Ben öyle birini sevdim ki, tıpkı beni sevdiği gibi." dedim.

Sol eliyle beni sardı ve kendine çekerek şaçlarımdan öptü. Şuan ağlamak istiyordum çünkü, böyle birinin sevgisini hak etmiştim.

Kollarından kayarak başımı tekrar dizine koydum ve gözlerimi kapattım.

...

"Emiir. Hadi gülüm uyan artık." demesiyle gözlerimi kamaştırarak açtım. Arabanın camından içeri sızan güneş gözümü kamaştırmıştı. Dizinden kalkmadan başımı hafifçe yukarı kaldırdım ve bana üstten aşkla gülümseyerek bakan adamı gördüm.
Eli yanağımdaydı. Hafifçe okşuyordu.
"Kalkmak istemiyorum." dedim mızmızlanarak.

" Herkes uyanmadan bölüğe dönmemiz gerek." dedi. Oda istemiyordu gitmeyi ama gerçektende dönmemiz gerekiyordu.

Dizinden kalktıgımda bana baktı ve,
"Çok kısa zamanda beraber doya doya oyuyacağimız zamanlar gelecek." dedi. Gözlerimin içine bakarak konuşmuştu, sanki bunun sözünü verirmişcesine.

DÜŞKÜNLÜK 《 BxB 》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin