Restoran

472 35 7
                                    

Çok sövmeyin tamam mı?

Neyse KEYİFLİ OKUMALAR

"Burası" motoru durdurup Barın'ın inmesini bekledim. Onun ardından bende inip ayaklığı kaldırdım. Kaskı da motorun üstüne bırakıp iki adım ileride bana sırtı dönük şekilde duran adamın yanına adımladım.

Önünde durduğumuz binaya döndüm,güzel bir yere benziyordu.

"Hadi geçelim daha garsonu bulmamız gerekiyor." Yan yana yürüyerek içeri girdik bizi gören garson elinde ki tepsiyi tezgaha bırakıp yanımız geldi.

"Hoşgeldiniz efendim. Buyrun şöyle alalım sizi." Barın'a döndüğümde bana baktığını gördüm. Oturup oturmayacağımızı anlamaya çalışıyordu başımı aşağı yukarı sallayarak düşüncesini onayladım.

"Teşekkür ederiz." Diyerek garsonun gösterdiği yere yürüdü bende hemen yanında yürümeye devam ettim. Cam kenarında kalan masaya geldiğimizde Barın'ı beklemeden sandalyeyi çekip oturdum. O da tam karşıma yerleşti.

Az önce bizi karşılayan garson sipariş almak için elinde duran menüler ve defter,kalem ile yanımıza geldi.

"Ne arzu edersiniz?" Buraya yemek yemeğe gelmediği için içecek bir şey sipariş etmeye karar verdim.

"Ben bir limonata alayım." Barın da benim gibi limonata istedi, garson çocuk menüleri de alarak masadan uzaklaştı.

"Bahsettiğin adam bu mu?" Başını iki yana sallayıp düşüncemin yanlış olduğunu belirtti.

"Hayır değil. Birazdan garsona sorarız bugün çalışıyorsa buradadır zaten."

"Bunu tahmin etmek çok zor olmuş olmalı malûm iş yeri burası ya hani?" Yandan ters bir bakış attı. Beyimiz biraz sinirlenmişti sanki.

Bir şey söylememek için kendini tutuyor olacak ki dudağını ısırıp bakışlarını garsonun olduğu tarafa çevirdi.

Bende oraya dönüp şüpheli bir olaya karşı etrafı taradım. Garson olan çocuk tezgahta ki iki limonatayı alıp tepsiye koydu ardından eline aldığı peçetelerden birine bir şeyler yazarak masamıza yöneldi.

Ne yaptığını anlamak için dâhi olmaya gerek yoktu. Numarasının yazmıştı.

Önümüzde durup önce bardakları ardından peçeteleri bıraktı. Önümde duranlara baktığımda boş gördüğüm peçete ile şaşırsam da belki de başkasına yazmıştır diyerek umursamadım.

"Lan!" Kafamı kaldırıp karşımda oturan adama baktım. Elinde tuttuğu üstünde numara yazan peçete ile gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

Şuan olmazdı bu kadar sinirli iken gülemezdim üstelik burada ciddi bir iş için bulunuyordum.

Kendime bunları söyleyip sakinleştirmeye çalışsam da karşımda peçeteye hâlâ far görmüş tavşan gibi bakan adama dayanamayarak büyük bir kahkaha patlattım.

Ters bakışları peçeteden bana çevrildiğinde yüz ifadesi daha çok gülmeme neden oldu.

Kahkaha sırasında ona baktığımda bakışlarının gülüşümde olduğunu ve gözlerinde ki ifadenin yumuşadığını gördüm fakat ona baktığımı fark edince inanılmaz bir hızla eski ifadesiz haline döndü.

Elinde ki peçeteyi kullanmadan kenara fırlattı. Ellerini masanın üstünde birleştirip hafif bir açı ile öne eğildi.

"Bundan birine bahsedersen." Gülüşümü durdurup onun yerine alaylı bir tebessüm yerleştirdim,arkama yaslanıp kollarımı göğsüme çapraz şekilde bağladım.

İncir Ağacı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin