Keyifli okumalar
Gelen sesler ile gözlerimi açtım. Efe yanımda yoktu ve sırtım kapıya dönüktü. Seslerden anladığım kadarı ile bir kaç kişilerdi ama sessiz olmaya çalışıyor gibilerdi.
Ani bir refleks ile yastığın altına sakladığım bıçağı alıp son çıtırtı sesini duyduğum yerin bir iki santim uzağına fırlattım. Böylece yüzüm de oraya dönmüş oluyordu.
Birden döndüğüm için vücudumdaki kesik izleri keskin bir acıyla sızladı
Dikkatımı topladıyıp gelenlere odaklandım. Karşımda inme inmiş gibi donmuş şekilde bana bakan bir kaç tanıdık sima vardı. Bıçağı attığım yere dönünce ise bir yüzünün tam yanında ki bıçağa bir de bana bakan Mete'yi gördüm.
Tamamen o tarafa dönerek sırtımı yatak başlığına yasladım ve sakinleşmek amacı ile derin bir nefes aldım
"Oğlum manyak mısınız lan siz! Niye uyuyan adamı boğmaya girer gibi sinsi sinsi giriyorsunuz."
"Uyandırmayalım demiştim aslında ama pek başarılı olamadık galiba?"
Kötü bakışlarının hedefi olan Ömer ağzına hayali bir fermuar çekerek sustu ama bu fazla sürmedi.
"Rüya sen de hep bana böyle bakıyorsun tek ben mi varım burada? Bakma kızım şöyle korkuyorum." Ona göz devirerek yanıma gelmelerini işaret ettim. Hâlâ büyümüş gözlerle bıçağa bakan Mete'ye bakıp yarım bir gülüş sundum.
"Sende gel şuraya. Bıçağımı da getir!" Sesini duyunca attığı iki adımı geri alıp bıçağı saplandığı yerden çıkardı ve ucunu yere tutarak yanıma geldi. Bıçağı alıp tekrar yastığın altına koyunca o da ne zaman geldiğini bilmediğim sandalyeler den birine oturdu.
"Mete doğruyu söyle hoşuna mı gidiyor? Bir gün kötü bir zamanına denk geleceksin kim geldiyse gebersin diyeceğim bıçak kafanın yanına değil göğsünün üstüne gelecek. Bir insan hiç mi akıllanmaz!" Sandalyeye yayılmış olan Deniz'den gelen kıkırtı ile Mete ona kötü bakışlar attı ama Deniz'in de ciddileşmesi ile bu bakışlar hemen son buldu.
"Sana da iyilik yaramıyor uyu dedik kötü mü ettik?" Gözümü hepsinin üzerinde gezdirdim ve en son duvara yaslanmış,kolları göğsünde bağlı duran Bora da durdurdum. Bu niye sırıtıyordu şimdi? Bu bıçak olayı hoşuna gitmişti manyağın.
"Ne o hoşunuza mı gitti?" Kurduğum cümle ile bana göz kırptı. Bu evet demekti sanırım.
"Harbiden abi kız bizi bıçaklıyordu sen niye sırıtıyorsun." Omuz silkip yüzündeki sırıtmayı hemen sildi.
"Siz niye geldiniz?" Sorgulayan bakışlarımı üstlerine diktim. Hepsi ne desek diye düşünürken cevap Barın'dan gelmişti ama hiç inandırıcı bir yalan değildi.
"Nasılsın diye merak ettik sonuçta bizim için kaldın o kadının elinde." Hepsi aynı anda kafa sallayınca kaşlarım alayla havalandı.
"Doğru sonuçta komutanlarımızı onların eline bırakabilirdin ama yapmadın." Selim'in cümlesi ile birlikte bu sefer bakışlarının hedefi o oldu. Dudaklarımı büzüp başımı ağırca onaylar şekilde salladım.
"İlk olarak onun derdi zaten benimleydi sizinle bir alakası yok ikinci olarak da yalan söylemekte hep bu kadar kötü müydünüz yoksa bu bana özel mi?" Yüz ifadelerini ciddi tutarak onlara inanmam için uğraştılar ama buna inanacak değildim.
"Gayet ciddiyiz Rüya."
"Öyle mi? Ne tesadüf bende gayet ciddiyim Barın." Mete'ye dönüp her şeyi anlatmasını söyleyen bir mimik yaptım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İncir Ağacı
Chick-Lit"Şuan istediğin her şeyi yapabilecek olsaydın ne yapardın" Kardeşinin gözlerinin içine baktı "İncir ağaçlarına çiçek açtırırdım" 2 yaşından beri şiddet gören Rüya 9 yaşında kardeşi ile birlikte ailesi tarafından terk edilir ve 8 yıl sonra geri gelip...