Merhaba nasılsınız?
Size söylemem gereken bir şey var lütfen burayı okuyun. Bir berdel hikayesi yazmayı düşünüyorum tam olarak bir fikrim yok ama okuduğum,bildiğim kadar sizce yazmalı mıyım?
Hikayeyi yazmak şuradan aklıma geldi aklımda birden bir kesit oluştu ve hoşuma gitti bu kesitin bir kısmını buraya koyuyorum eğer isterseniz yazmayı deneyeceğim
İşaret parmağıyla beni gösterdi.
"O ölse ben aşık olsam istediğimle evlenir hayatımı yaşarım ama bana bir şey olsa ben ölsem ya da ayrılsak kim bakar onun yüzüne. Hadi diyelim biri her şeyi boşverdi çok sevdi o kişinin ailesi evlenip ayrılmış kadını oğluna ister mi? Ben kurtulurum baba benim üstüm leke tutmaz ama o bundan hiç bir zaman kurtulamaz. Sen olsan sende bana istemezsin öyle gelin çünkü herkesin düşüncesi bu biz erkeğiz ne yaparsak temiziz ama onlar kadın,kız en ufak bir şeyde kirlenirler.
Maalesef bu kesit evlendikten sonra olacak bu da küçük bir spoiler olsun.
Keyifli okumalar
Ayaz hâlâ çatık kaşlarıyla bana bakarken ben Mete'ye en öldürücü bakışlarımı atıyordum
"Mete doğru söylüyor kim bu Sinan" nefesi hızlanmış göğsü hızlı hızlı inip kalkıyordu yine sinirlenmişti.
"Ya ne bileyim sınıftan bir çocuk işte"alt dudağını ısırıp başını salladı.
"Bulurum ben onu" kolunu tutup bana dönmesini sağladım tabi boyum onun kadar uzun olmadığı için başını aşağı eymesi gerekti ama.
"Ayaz boşver,ben izin vermem zaten rahatsız ederse söylerim sana" sıkıntılı bir nefes verdi,bana döndü.
"Söyleyeceksin ama"
"Söz"
"Rüya Ünlü,Ayaz Arsal odama!" Müdürün sesiyle ikimizin de gözleri ona döndü. Ayaz'a 'şimdi sıçtık' temalı bakışımı attıktan sonra ben önde o arkada müdürün odasına girdik.
Koltuğunda yayılan müdür bizi görünce sırtını dikleştirip sert bir ifade takındı.
"Konuyu uzatmayacağım kavgaları sonra konuşuruz" derin bir nefes alıp sıkıntılı şekilde verdi.
"Aranızda bir şey olduğuyla ilgili duyumlar aldım doğru mu bu?" Ve işte korktuğum şey ben endişeli gözlerle Ayaz'a bakarken o gayet rahat duruyordu ama onun da yüzünde aynı müdür gibi sert bir ifade vardı.
"Kim dediyse yalan söylemiş ya da yanlış anlamış hocam"
"Hareketleriniz çok dikkate çekiyor Ayaz Hocam eğer böyle bir şey varsa ikinizi de atmam gerekecek" atmak mı? Kesin olmayan bir şey için bizi atacaklar mıydı.
Bedenime yüklenen sinir dalgasıyla konuşmak üzere olan Ayaz'ın lafını ağzına tıkıp konuşmaya başladım.
"Öyle bir şey yok hocam! Biz çocukluk arkadaşıyız ve iki kavgada da haklı nedenlerimiz vardı. Ayrıca sevgili olsak bile bu sizi ne ilgilendirir?"
"Bu hem yasal açıdan hem de terbiye unsuru olarak kabul edilebilecek bir şey değil Rüya"
"Terbiye? Siz terbiyeyi gidip bana iğrenç kelimelerle not yazan ya da ders sırasında Ayaz'a asılan öğrencilerinize verin. Diyelim ki sevgiliyiz sizin o çok sevgili terbiye unsurlarınız sırf ailesi kabul etti diye 13 yaşındaki bir kız çocuğunu 50 yaşında bir adamla evlendirken nerede? Ya da tecavüze uğradığı halde sadece ama sadece şort giydiği için genç veya yaşlı bütün kadınları suçlu bulurken? Asıl sorgulamanız gereken şeyleri normalleştirdikten sonra gelip de bize doğru olmadığı halde yaptığımız terbiyesizlikten bahsetmeniz ne kadar mantıklı?" Sinirli ve hızlı konuştuktan sonra sakinleşmek için derin bir nefes aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İncir Ağacı
ChickLit"Şuan istediğin her şeyi yapabilecek olsaydın ne yapardın" Kardeşinin gözlerinin içine baktı "İncir ağaçlarına çiçek açtırırdım" 2 yaşından beri şiddet gören Rüya 9 yaşında kardeşi ile birlikte ailesi tarafından terk edilir ve 8 yıl sonra geri gelip...