Güven

388 27 43
                                    

Arkadaşlar şu işe bir açıklık getirmek istiyorum. Bir kızın erkekler ile daha iyi anlaşması ve makyaj elbise sevmemesi ya da motor vb şeyler sevmesi onu tiki ya da pick me falan yapmaz. Allah rızası için şu kafadan çıkın. Tamam sırf havalı ve farklı görünmek için yapanlar olabilir ve bunu güzel sanıp hava atanlar da olabilir ama herkes öyle değil bunları seven ya da sevmeyen her kız ilgi çekmeye çalışmıyor.
Vallahi rahatladım ya djndjdjd.

Keyifli okumalar

Sesim duyması ile bakışları bana dönerken o bakışlarda bir soğukluk aradım ama aksine fazlasıyla sıcaktı. Bir şey demeden beni daha çok kendine çekti ve saçımı öptü ama geri çekilmedi.

"Seni kırdıysam özür dilerim bebeğim. Sadece iyiliğini istiyorum."

"Biliyorum." Diye fısıldadım onu gibi. Başıma son bir öpücük bırakıp geri çekildi ve bakışlarını karşımızda duran adama dikti. Gözlerim onun bakışlarını takip ettiğinde kahverengi gözler ile buluştu. Bana bakan gözlerde ki burukluk ve özlem şaşırmama neden olsa da bunu yansıtmadım. Bu sefer motor sesi gelince bakışlarım oraya döndü.

Gördüğüm motor ile kitlenirken üzerinden inen kişi kaskını çıkardığı an daha da donmama sebep olmuştu. Bora motor mu kullanıyordu? Bana baktığında bakışlarımı hızla üzerinden çektim. Biraz yürüyüş yapsam iyi olacaktı. Ama önce yapmamız gereken bir kutlama vardı.

Elinde ki pasta ile içeri giren Duru'ya baktım. Herkes bir ağızdan Aden için doğum günü şarkısı söylerken Bora da yanımıza ulaşmıştı. Aden utangaç ama heyecanlı bir şekilde babasının parçasını çekiştirdi. Barın eğilip kızını kucağına aldı ve pastasına doğru ilerledi. Aden alkışlar eşliğinde pastasını üflerken ben yüzümde ki tebessüm ile onları izliyordum.

"Nereden çıktı bu?" Barın'ın sorusu ile herkesin gözü bana döndü.

"Rüya'nın fikriydi." Barın tekrar bana döndüğünde gözünün içinin parladığını açık açık görebiliyordum.

"Abi ben biraz yürüyeceğim."

"Tamam bebeğim dikkatli ol." Başımı sallayıp arkamı döndüm ve yeşillik alanı dolaşmaya başladım. Tek tük masalar olması etrafta gezinmemi kolaylaştırırken masa olmayan bir ağacın önüne oturdum.

Benden hemen sonra yanıma oturan bedenin başından beri peşimde olduğunu elbette biliyordum.

"Teşekkür ederim. Bu Aden için önemliydi."

"Teşekkürlük bir şey yok."

"Konuşalım Rüya. Böyle olmaz. Sor, sor ki anlatayım." Biliyordum. Konuşmamız gerekiyordu ama olmuyordu işte canım yanıyordu. Yine de şimdi konuşmadan bir daha ona bu fırsatı vermezdim.

"Peki. Ne zaman anladın? Restoranda neden tanımıyormuş gibi davrandın?"  Bakışlarını karşıya dikmesi ile bende önüme döndüm.

"Restoranda anladım çünkü. Zaten çok benzediğini düşünüyordum ama benim tanıdığım Rüya yetimhanede büyümüştü evlatlık alınsa bile kardeşini bırakmazdı. Düşünemedim. Restoranda Ece'yi görünce konuşmalarınızda emin oldum. Yani sadece iki dakika için sana kandırdığımı düşünme eğer bilseydim o an konusu açılmışken belli ederdim." Sesinde en ufak bir tedirginlik yoktu. Duraksamamış, boğazını temizlememiş ya da zaman kazanmak için cümleleri uzatmamıştı. Doğruyu söylüyordu.

"Ailen hakkında neden yalan söyledin." Diyerek merak ettiğim ikinci soruyu sordum.

"Yalan değildi. Annem gerçekten ben doğarken öldü. Beni evlatlık alan babam ise ilk görevimde iken. Şuan sadece halam var ama onlarla da pek görüşemiyoruz hem benim görevlerin hem de onların şehir dışında olması yüzünden." Derin bir nefes alıp başını bana çevirdi. Bakışlarını gözlerime dikti.

İncir Ağacı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin