Tanıdık

836 38 16
                                    

Keyifli okumalar

Bazı hikayeler izini sürdürür bazıları ise anıları sildirir.

Ne alaka bende bilmiyorum öylesine aklıma geldi 😂

Şuan askeriyede albayın yanına gitmek için ilerliyorduk. Efe'yi neden sevdiğini anlamıştım aslında çok klasik bir hikayeydi.

Askerlerden biri albayın oğluydu ve durumu baya ağır iken ölmesine bir kaç dakika kala Efe zar zor kurtarmıştı onu. Adamda haklı yere büyük bir minnet ve sevgi duyuyordu.

Bir odanın önünde durduk Efe albayın postasına albay ile görüşmek istediğini söyledi. Adam içeri girip albay ile konuştuktan sonra bize içeri geçebileceğimizi söyledi.

O sırada gözlerim kapının üstündeki isime kaydı.

Sabri Ursal. Bu isim tanıdık geliyordu aslında ama neredendi?

Önde Efe ve abimler arkada ben olacak şekilde içeri girdik.

"Hoşgeldiniz." Abimler yan yana dizilmiş hareketsiz dururken yine Araf Abim cevap verdi.

"Hoşbulduk."

"Buyrun oturun" hepsi oturunca bana yer kalmamıştı ayakta beklerken Mete benim oturmam için kalkmaya çalıştı. Elimi omzuna koyarak onu durdurdum.

"Ben söyleyeyim bir sandalye getirsinler." Diyen albayı elimi sallayarak durdurdum.

"Hayır hayır lütfen. Gerek yok gerçekten." Beni onaylayarak Efe'ye döndü.

"Ailemi gelince görmek istediğinizi söylemiştiniz." Diyerek bizi tanıttı.

"Memnun oldum gençler. Oğlum ve arkadaşı birazdan burada olur o da sizinle konuşmak istiyordu."

Onlar sohbet ederken ben odayı inceledim. Bana hitaben konuştuğunu duyunca albaya döndüm.

"Mesleğin ne kızım."

"Avukatım efendim."

"Öyle mi? Tebrik ederim. Avukat bir tanıdığımız olması güzel." Küçük bir tebessüm ile baş saklamakla yetindim.

Yaklaşık beş dakika sonra kapı çaldı ve albayın onayıyla içeri iki adam girip asker selamı verdi. Bize arkaları dönük olduğu için kimin geldiğini görememiştim. Kendini tanıtırken dinlemesini için adlarını duyamamıştım.

"Rahat! Gelin oğlum." Adam bize doğru dönünce tanıdık yüzler beni şok ederken onlar geleceğimizi bildiğini belli ederek herhangi bir şaşkınlık belirtisi göstermedi.

Tıp okumak istemiyor muydu? Neden vazgeçmişti ki?

"Nasılsınız Kerem Abi." Efe ayağa kalkıp Kerem'e sarıldı. İyi anlaştıkları belli oluyordu.

"Kerem,Aras nasılsınız?"

"İyiyiz Araf Abi sağol siz?" Bakışlarını hepimizde gezdirip bende durdurdu Aras.

"Bizde iyiyiz." Kerem herkesle selamlaştıktan sonra karşıma geçti. Elini bana uzattı,elini kısa bir süre sıktıktan sonra hemen bıraktım.

"Nasılsın Rüya?"

"İyiyim Kerem sağol." O geri çekildiğinde Aras karşıma geldi. Önce uzattığı ele sonra ona baktım. Elini sıkıp geri çekildim.

Aras'ın beni aldattığını söylememiştim. Tek bilen Mete'ydi ve o da bunca zamana rağmen hâlâ öldürmek ister gibi bakıyordu Aras'a.

"Melek nasıl oğlum?"

"İyi Sabri Amca çocukla ilgileniyor."

"Doğum günü yaklaşıyor onun da değil mi?" Aras'ın yüzünde içten bir gülümseme oluştu.

İncir Ağacı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin